Sus Vakti
Kuru bir özürle geçmez benim acým
Elden gelen gülleye deðil, sizden gelen güleydi hýncým
…
Siz kýyamadýklarým, üstüne titrediklerim
Kaþý kararmasýn diye ömrümü kararttýklarým
En çok siz üzdünüz beni
Kanlý sunaklarda
En çok siz deþtiniz yüreðimi
Ben gece üstünüzü örttüm
Siz Brutus’ten kalma hançerlerinizle
Dikiþ tutmaz yaralar açtýnýz ömrüme
Ben size yüreðimi açtým
Siz yýkýlmaz sandýðým her þeyi bir fiskeyle siz yýkýp
Beni hüznün yedi kat dibine gömdünüz
Hiçbir silah namlusuna sürmezdi beni
Siz Prometheus’un ciðerini didikleyen kuzgunlar gibi üþüþüp üstüme
Acýnýn daraðacýna sürdünüz
Yoksa, her kapýmý çaldýðýnýzda
Ýfrit görmüþ gibi böyle korkar mýydým sizlerden
Canýmdan can vermek isterken
Selamý sabahý kesip
Bir vebalýdan kaçar gibi kaçar mýydým
Bütün vahalarý neden kurudu bu çölün
Neden kýrk kilitle kilitledim kalbimi
Neden içten sürgüledim bütün kapýlarýmý
Neden tel çit döþedim aþkýn patikalarýna
Onu bile anlamadýnýz ya…
Bana da susmak düþüyor artýk
Avazýný içine hapsetmiþ bir gök gürültüsü gibi susmak
Yetim bir inzivanýn cam kenarýnda
Camlarýn buðusuna derin bir “ahh” yazýp
Kitabýn baþýnda ölmüþ bir roman kahramaný gibi susmak
Vakit sus vakti…
Yalnýzlýðýn tozlu kollarýnda
Ýçten içe, yas vakti…
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.