Kuzgunlar unutmuþ yollarýný, kanatlarýnda kara bir rüya taþýr: bir rüya ki, parçalanmýþ bir aynadan dökülen yedi yüz sessizlik, her biri bir baþka karanlýða kilitlenmiþ.
Bir köprü düþün þimdi: ne iki yakayý kavrar, ne de bir yere varýr. Altýnda akan su, zamanýn kendini boðduðu bir mezardýr artýk, ve mezar, her damlasýnda bir yüzyýl saklar.
Bir sabah gelir elbet, ama sabah dediðin nedir ki? Duvarýnda asýlý duran, çýkmýþ bir çivinin gölgesinde kalan sonsuzluðun boþluða fýsýldadýðý tek kelime: unut.
Bir gölge süzüldü az önce, adýný kiremitlerin suskunluðuna iþledi. Ama gölge, bir nefes gibi çekildi geri. Kim bilir onun adýný? Kim okur onu? Kim dokunur ona? Kim anlar?
Biz yürürüz yine de, yollar su gibi kaçar ayaklarýmýzýn altýndan. Iþýk her taþýn ardýna siner, gökyüzü ise yýkýlmýþ bir kubbe gibi çöker üzerimize.
Ama hâlâ sorarým sana: kim çakmýþtý o ilk çiviyi? Ve neden çýkardýk onu?
Sosyal Medyada Paylaşın:
Yazan Adam Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.