Takvimler, yýlý tüketen son sayfalara yaklaþtýkça, hüzün veren sadece geçen günlerin, yýlýn son mevsime ait olmasý deðil, ömrün son mevsim olmasýdýr. Sonbahar yaþýnda olup sonbaharýn verdiði hüznü yaþamamak mümkün deðil. Cahit Sýtký’ya kulak verip “yaþ otuz beþ yolun yarýsý eder.” mýsralarýna sadýk kalmak ya da “hayat kýrkýndan sonra baþlar” sözüne sadýk kalýp sonbaharý bir ilkbahar gibi yaþamak, tamamen içinizde yaþattýðýnýz çocuklarla ilgili bir þey.
Dökülen yapraklara her basýþýmda çýkan sesi bir naðmeye benzetmeyi bir kenara býrakýp öç alýr gibi basarak, bu sonbaharýn hayatýmdaki sonbahara denk gelmesinin hýncýný alýyor gibiyim. Kýþa doðru yol alýrken, kýþlýk erzakýný çoktan hazýrlamýþ olan karýncanýn taþýmýþ olduðu huzur bende yok. Aðustosböceði gibi saz çalýp oynayamadýðým için hayýflanmalý mýyým bilmiyorum ama, geçen ilkbahar ve yaz aylarýný vermiþ olduðu sevinç ve coþkuyu yaþayamamanýn üzüntüsü var sadece. Kýþ ayýnda arkama dönüp baktýðýmda bir þey göremeyince aðustosböceði gibi piþmanlýk duyacaðým sadece.
Kýþ mevsiminin ne kadar süreceðini kimse bilemez lakin, göz kapamaya yakýn ellerimi semaya açtýðýmda avucumda bir þey görememenin üzüntüsünü taþýrken, ettiðim dua nasýl içten bir yakarýþa dönüþecek, doðrusunu isterseniz kestirmek çok zor.
...........
Nuran....
Sosyal Medyada Paylaşın:
Nuran69 Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.