Zil Zurna
þimdi biz, türkümüzü dilimize hapsedip
geçip gittik ya aþkýn sisli kýyýsýndan
bir zaman ardýna dek açtýðýmýz kapýlarý
kýrk kilitle kilitleyip
kayýplara karýþtýk ya…
yangýndan ilk kurtaracaðýmýz aþký
kendi ellerimizle ateþe atýp
aþksýzlýðý erdirdik ya aynalarýn sýrrýna…
býrak böyle olalým
böyle kendi halimizde
aþk, ellere zil
bize zül olsun
biz yanalým kendi cehennemimizde
bu Zülkarneyn’den kalma duvarlarý yýkýlmadan
ayaðýma dolanan bu paslý zincirler kýrýlmadan
gel deme bana
gelemem
gelirsem
bir daha geri dönemem
say ki geldim
say ki iki munis kedi gibi sokulup birbirimize
diz vurduk aþkýn otaðýna
þiirin, þarabýn ve aþkýn tadýna vardýk
ruhsuz ruhlar duymaz sanma
duyarlar fil kulaklarýyla
iki eski arkadaþ gibi bir kafede oturup bir þeyler içsek
kalbimin gümbürtüsü
elimin ayaðýmýn birbirine dolanýþý ele verir beni
garson kýzlar þýp diye anlar
yaralý bir ýrmak gibi hala sana aktýðýmý
ýssýz bir sokakta ayaküstü konuþsak
elini tutuþum, kaburgalarýný zorlayan sarýlýþým
ayran budalasý gibi yüzüne bakýþým
muhbir olur, tüm mahalleye ispiyonlar
seni hala deliler gibi sevdiðimi
bir çocuk parkýnda buluþsak
cývýl cývýl çocuklarýn neþesine karýþsak
zamane çocuklarý cin gibi
ne kadar gizlesem de dumanýmý
bilirler içten içe hala sana yandýðýmý
leb demeden leblebi diyen nesil bunlar
bilirler sana hala zil zurna aþýk olduðumu
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.