Ah Mustafa’m gittin ya, daha dolmadan asýr Araf’ta kalmýþ ruhlar hepsi birden hortladý Kapattý kapýlarý birer birer muasýr Sözüm ona, Avrupa hasedinden çatladý(!)
"Asýl, en büyük savaþ yeni baþlýyor..." derken Ne kadar haklý çýktýn, daz topraðý eþerken Türk kaný taþýyanlar her cephede düþerken, Malum güruh, yüz yýldýr ayný yerde otladý
Ýçi boþaldý yurdun, yazýda kaldý vatan Ayakta alkýþlandý "babalar dibi!" satan Ahkâm kesiyor oldu, her gün baþka þarlatan Derdimiz binbir idi, binbeþyüz’e katladý
Ne iblisler türedi küfür ederek sana Ve hatta "kafir!" dedi ehlibeyt Hasan’a Yüzünde meymenet yok, benzese de insana Üstümüzü bir daha kara bulut kapladý
Son yýllarda Mustafa’m, hasret kaldýk neþeye Kýrk yýllýk Bekri bile küser oldu þiþeye Yine Þýh, Þeyh, Ticani oturdu baþ köþeye Laiklik, demokrasi, elimizde patladý
Dün gibi, yarýný da görüyor Alibaba Türk’ün diriliþ gücü katýlmýyor hesaba Ne destanlar yazýldý tarih denen kitaba... Kaç kere tekerrürle kendini ispatladý
Araf: dinsel inanca göre cennet ile cehennem arasýnda bulunan boþluk.(Mecaz: cennet ve ya cehenneme layýk görülmeyenlerin tutulduðu yer) Muasýr: çaðdaþ Daz: bitkisiz, otsuz, çýplak (toprak, tarla, tepe) Ahkam kesmek: bilgisiz, yetkisiz olduðu konularda kesin yargýlar vermek Þarlatan: mallarýný ya da kendi bilgisini, niteliklerini överek saf insanlarý aldatan, dolandýran (kimse) Meymenetsiz: kötü, uðursuz, nursuz Bekri: çok içki içen, içki düþkünü Ticani: din tüccarý, gerici, yobaz Tekerrür etmek: tekrarlamak, yinelemek (Tarih: geçmiþte yaþanmýþ olan bir olayýn veya durumun tekrar ettiði ve gelecekte de tekrar edebileceði durumu)
Sosyal Medyada Paylaşın:
Alibaba Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.