affet! karanfil
sana ruhu kýrgýn þiirler yazýyorum
istemez miydim
sana en nadide çiçeklerle dolu bir sepet sunmayý
istemez miydim sanýyorsun seninle dünyanýn
dibini bucaðýný arþýnlamayý her gün baþka bir diyarda
güneþe ufka denize bakýp bakýp
uyanmayý
kahkahalar atmayý
olmuyor iþte
burasý sandýðýmýz hatta umduðumuz yer deðil
insanlar burada kaostan savaþlardan ölümlerden besleniyor
ya bizim gibiler ne yapýyor dert uðraðý oluyorlar
her gün kýrk düðüm atýlan saçlarýmýza bak karanfil
doðru diye sýfatlandýrdýklarýmýzý yerle bir ettiler
kökünden söküp söküp attýlar
yerine
hastalýklý ifrit tohumlarý ektiler
pusuya yattýlar tuzaða düþürdüler önce aðlattýlar
sonra yalandan sarýldýlar moraran yerlerimize
bakýp bakýp güldüler
çiçek açtý çiçek
dediler
artýk yaþadýðým yer
yerin altý yerin üstü olsa ne fark eder
üstümden trenler metropoller yýllar geçiyor
aðaçlar daðlar devriliyor altýmdaysa sular kaynýyor
topraklar alabora depremler
yýkýmlar
anlayacaðýn
sýkýþýp kaldýk buralarda
doðduðum için suçluyum günahkarým karanfil
düz bastým eðri dediler düþlerimi umutlarýmý paralayýp
dipsiz labirentlere çevirdiler
kaybolduk karanfil
inancý sarsýlmýþ yerle bir olmuþlarýn içinde
bak ellerime
cerahatlanmýþ poyraz dikeni devamlý kanýyor
bu þaftý kaymýþ çaðýn paslý zincirlerine dolandýk
kim çözecek bu kördüðümleri
kim saracak bu yaralarý
karanfil kim
artýk
yalnýzlýk bile yalnýzlýk deðil
kendine dönmek kendini saklamak neyin çabasý
zaten bulduklarýnda canýmýza okuyacaklar karanfil
küçücük çocuklara bebeklere kýyan eller
ah! o kirli ellere hepten
teslimiz karanfil
uçuþan hayallerime
yere dökülen yapraklarýn güz sarýsýna bak
yüzü düþmüþ mevsimlerin baharýn güzün
yazýn kýþýn tadý yok eskisi gibi
ne meyvenin
ne çiçeðin
yaþamak için çýrpýnan nefesimizin yorgunluðu ah!
yalnýz gezen kurt gibi
ýssýz daðlarýn baþýnda yetim
sefillikten boðula boðula ölümlere
gidiyoruz karanfil
-ölümlere
arkamýzdan bir tas su bile dökenimiz yok
...................
ayþe uçar
18092024
09:3