NUR-U MUHAMMED DESTANI
NÛR-U MUHAMMED DESTANI
Mekke;
Ölü ruhlarýn gölgesinde bir þehir,
Karanlýðýn sýrtlanlarý cirit atýyor,
Yaðmalamalar can alýyor,
Garibanlar can veriyor bu beldede
Kýzlar;
Ölü ruhlar ülkesinde aðlaþýyor,
Akýbetini bilmeden.
Toprak onlarý çaðýrýyor sessizce.
Kýzlar diri diri topraða gömülüyor,
Ýnsanlýk can çekiþiyor bu ülkede.
Ülke periþan, insanlar zulmün baðrýnda;
Can korkusuyla saða-sola kaçýþýyorlar.
Kimsesizler;
Yürek seslere kulaklar saðýr olmuþ,
Vicdanlar nasýrlaþmýþ bu beldede.
Kodamanlar kurmuþ meclisini,
Ahali hakkýnda hüküm veriyor.
Kutlu bir anne;
Doðum sancýsý çekiyor Mekke’de.
Dolunayýn þavký haneye düþüyor;
Yýldýzlar heyecanla bekliyor bu doðumu.
Bir müjde veriyorlardý sanki,
Ölü ruhlar ülkesine.
Kutlu doðum;
Bir bebek doðdu adý Muhammed.
Baba Abdullah heyecanla bekliyor.
Ecel kapýyý çalýyor;
Muhammed bebek doðmadan.
Baba ruhunu teslim ediyor;
Muhammed öksüz kaldý þimdi.
Anne gözyaþý döküyor, sessizce.
Anne Anime;
Kutlu bebeðini büyütüyor,
Ölü ruhlar beldesinde,
Ýnsanlýðýn firar ettiði Mekke’de,
Þerrin kutsandýðý o bölgede.
Doyamadý annesi kutlu bebeðine,
Henüz altý yaþýna gelmeden,
Ecel O’nun da kapýsýný çaldý.
Þimdi;
Kutlu bebek yetim kaldý,
Dedesi Abdülmuttalip sardý baðrýna;
Büyüttü, O’nun da kapýsýna ecel dayandý,
Kutlu bebek yine yalnýz.
Derken;
Amcasý Ebu Talip çýka geldi.
Kutlu bebeði sahiplendi, büyüttü.
Serpilip büyüyordu kutlu bebek.
Yüzü ay gibi parlak, müjgâný ok misali.
Kaþlarý hilaldi, gözleri sürmeli ve iri.
Atasý Ýbrahim gibi sabýr abidesiydi.
Ahlak timsaliydi;
Yalan ar ederdi düþmezdi diline.
El emindi o artýk,
Güvenilir kiþiydi.
Sözünün eriydi, dönmezdi sözünden.
Kimsesizlerin hamisiydi.
Sahiplenirdi çocuklarý;
Büyütür, evlendirirdi,
O Kutlu Nebi.
Yaþ kýrk;
Yiðit bir delikanlý artýk Kutlu Ýnsan,
Toplum kokuþmuþ,
Ýnsanlar iðrenç,
Ahlak yok,
Istýrap çok,
Kadýnlar, erkekler köle,
Ýnsanlarýn bu haline þaþýyordu!
Kaçýyordu tefekkür için;
Nur daðýnýn Hira maðarasýna.
Bir þeyler yapmalýydý!
Ne yapmalýydý bilemiyordu!
Derken;
Yüce Allah Kutlu Ýnsana seslendi:
Sen benim seçilmiþ kulumsun
Benim elçimsin,
Benim peygamberimsin.
Oku;
Oku ayetlerimi gizliden.
Sonra insanlara teblið et.
Benim varlýðýmý, tekliðimi ilan et.
Derken yýllar geçti.
Davut’un Calût’u gibi,
Bir Ebu Cehil çýktý karþýsýna.
Yetmedi, yetmeyecekti!
Kutlu Nebi’nin düþmanlarý,
Bir bir sahneye çýkýyordu.
Ýki kardeþ;
Übey ibn-i Halef ve Ümeyye bin Halef.
Ýktidarlarý sallanýyordu artýk,
Kutlu Nebi güçlendikçe.
Mazlumlar saflarýný seçiyordu.
Zalimlerin saltanatý yýkýlacaktý.
Birleþti;
Karanlýðýn sýrtlanlarý,
Muhammed Nebi’yi yýkmak için.
Ancak;
Yüce Allah vardý yanýnda,
Kimin gücü yetebilirdi.
Yirmi yedi savaþ yaptý Kutlu Nebi,
Karanlýðýn sýrtlanlarýyla;
Bir bir yendi hepsini.
Mekke’de bulutlar dans etti,
Yýldýzlar aya eþlik etti,
Ýnsanlar mutluluða eriþti.
Geride kalmýþtý;
Kutlu Nebi’nin çektiði çileler.
Ýslam gelmiþti artýk.
Huzur güneþleri doðuyordu Mekke’ye.
Barýþ geldi,
Esaret sona erdi,
Küskünler barýþtý,
Adalet yerini buldu.
Riba belasý ortadan kalktý.
Fukaralar zenginlere zimmetliydi.
Ecel;
Ebu Bekir, Ömer,
Ali ve Osman.
Hasta ziyaretindeler,
Nebi çok hasta.
Halef-selef bir arada,
Yürekleri yanýyordu;
Gözpýnarlarý kuruyordu.
Kutlu Nebi;
Altmýþ üç yaþýna gelmiþti.
Ve son ayet geliyordu.
Son ayeti okudu Kutlu Nebi.
Dokuz gün sonra,
Nur-u Muhammed Hakka Yürüdü,
Hak gelmiþti, batýl zail olmuþtu.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.