ce
Yeni başlayanlar için Şiir kelimeler-2
Iþýk:
Yol gösteren aydýnlatan kimse
Yol gösteren bilgilendiren kiþi
Bilgi: Yolumuzu aydýnlatan bir güneþtir
Yüreði yanmak: Üzülmek
Tutku:
Ýnanlarýn herhangi bir þeye karþý göstermiþ olduðu aþýrý düþkünlük
Sevgi: Ýnsaný bir þeye veya bir kimseye yakýnlýðý ve baðlýlýk
Aþk: Aþýrý sevgi ve baðlýlýk duygusu(Sevda),
Kan: Vücutta damarda bulunan kýrmýzý sývý
Mum: Bir fitilin etrafýna erimiþ bal mumu
Bencil: sadece kendini düþünen baþkalarýný önemsemeyen
Yatmak: Bir þeye veya bir þeyin üzerine boylu boyunsa uzanmak(Bizim iþ yatta)
Hasret: Bir yere bir kimseye duyulan özleme denir(Hasretle gelmesini bekledi)
Özlem: Bir kimseyi bir yeri veya bir þeyi görme ona kavuþma isteði
Yangýn:
1-zarara yol açan büyük ateþ.
2-halk aðzýndan
(hastalýkta) ateþ.
"Çocuðun yangýný var"
Mabet: Tapýnak(Ýsim)özel bir konuda sevgi ve saygý ile baðlanmanýn ortaya konulduðu yer(Mecaz)
Ýlah: tanrý kainatý yaratan olarak inanmak
Rab: Tanrý
Allah: Var olan her þeyi yaratan koruyucusu olan tek,
yüce ve üstün varlýk Yaradan
Tanrý, Rab, Mevla
Bulut: Gök yüzünde bulunan Küme küme gri ve beyaz renkli þekiller
Yýldýz: Gök yüzünde parlayan geceleri ýþýk
Gök: Dünyadan yukarýda görünen mavi katman
Güneþ:
Gezegenlere ve yer yuvarlaðýna ýþýk ve ýsý veren büyük gök cismi
Ay: Gök cismi
Dünya: Üzerinde yaþadýðýmýz yer yüzü
Fýrtýna: ( Güçlü rüzðar) Yaðmur ve kasýrga getiren
Güç anlatýlan kötü durum(Mecaz)
Yaðmur: Su buharýnýn gök yüzüne yükselerek
soðuk bir tabakaya rastlayarak
Su þeklinde yere inmesi, bereket, rahmet
Çokluk bolluk:
Çok ve sýk düþen
Kar:
Su buharýnýn atmosferde yoðunlaþarak yer yüzüne beyaz ve biçiminde yere yaðmasý
Dolu:
Gök yüzünden yuvarlak yuvarlak yer yüzüne yaðan buz
Fýrtýna: Önüne geleni kýrýp savuran güçlü rüzgâr
Gece: Saat ondan sonra gün aðarýncaya kadar geçen karanlýk süre
Karanlýk: Saat ondan gün aðarýncaya kadar olan süre
Mehtap : Ay ýþýðý
Gündüz: Günün sabahtan akþama kadar süren aydýnlýk bölümü
(zarf)Gündüz vaktinde
Seher güneþ doðmadan önceki zamaný, seher vakti
Toprak:
(a)
Yer kabuðunun toz durumuna gelmiþ hali
c)Arazi, tarla
d)Memleketli
e)Kara toprak
f)Ülke
Gümüþ:
Parlak beyaz renkte, kolay iþlenir ve
tel durumuna gelebile element
Altýn: kolay iþlenen yüksek deðerli paslanmaz element
Mavi:
a)Ýsim yeþil ile menekþe rengi arasýnda bir renk,
bulutsuz gök yüzünün rengi
Solgun: Rengini tazeliðini canlýlýðýný veya parlaklýðýný yitirmiþ olan,
Yaratýlmak:
Yaratma iþine konu olmak
Aciz:
Gücü bir þeye yetmez, güçsüz
(b)Beceriksiz
Soluk: Rengi atmýþ olan, solmuþ
a)Parlaklýðýný yitirmiþ
b)Rengi kaybolmuþ matlaþmýþ
c)Ak ciðerlere çekilen
d)Akciðerlerden atýlan hava, nefes
e)Ciðerlere hava alýp verme
Tanrýça:
Çok tanrýçalýkta Kadýn tanrý
Göz:
Görmeyi saðlayan organ
GÖZE GELMEK:
Deyim
Akýn can çok baþarýlýydý göz deðdi ve hastalandý
Saç:
Baþ derisini kaplayan kýllar
Ses:
Kulaðýn duyacaðý titreþim
Kocaman yürekli:
Çok güçlü ve cesur
Müzik:
Canlý müzik, elektronik müzik, pop müzik ,
popüler müzik, halk müziði, Ýspanyol müzik
müzik kulaðý
Melodi: Müzikleri bestelemek
Beste:
Bir müzik eserini oluþturan ezgilerin bütünü
Nafile:
(a)Yararsýz
(b)Boþuna
(c)Boþ yere
(d)Fazladan kýlýnan namaz
veya tutulan oruç
Rüzgar(Yel)
Havanýn yer deðiþtirmesiyle
oluþan esinti
Ümit: Umut
Dilek:
Talep, temenni , rica , murat
Göz yaþý:
Gözden akan damlacýklar
Mutlu olmak :
Sevinmek
Hüzün:
Gam, keder, sýkýntý, gönül üzgünlüðü
Kin:
Birine karþý duyulan öç alma isteði
Kindir bizim düþmanýmýz. Y.Emre
Ýhtiras: Aþýrý, güçlü istek
Can:
Yaþayan varlýklarýn yaþamasýný saðladýðýna inanmak
1- Herkes ölümden korkar"
2.yaþama, yaþam.
"Boðulaný kurtarayým derken canýndan olmuþ"
Hayal: Düþ
Gerçek:
1-el ile tutulup göz ile görülecek biçimde tam anlamýyla var olan,
hakiki
2.kendisi gibi bulunmayan
Mucize:1.
akýl yoluyla açýklanamayan, Tanrýsal bir güç tarafýndan yaratýldýðýna inanýlan doðaüstü olay.
2.
insanlarý hayran býrakan olaðanüstü olay ya da þey.
Siyah:
1-bütün ýþýnlarý emen, hiçbir ýþýný yansýtmayan en koyu renk, ýþýksýz, karanlýk gece rengi, kömür rengi.
Benzer:
kara
2.
s. bu renkte, koyu renkte olan.
"Siyah birayý severdi"
Beyaz:
1.
süt, pamuk, kar gibi þeylerin rengi.
Benzer:
ak
2.
sýfat
bu renkte olan.
"Beyaz giysiler içindeydi"
Ýki: iki sayý
Çift:birbirini bütünleyen iki tekten oluþan, ikisi bir takým oluþturan.
"Ýki çift çorap aldým"
2.
kalansýz olarak iki ile bölünebilen, tek olmayan.
"Ayýn çift günlerinde þiir okuyorum"
Gizem: Felsefe terimi:
aklýn eriþemediði ve dolayýsýyla mantýða, akla uygun bir açýklamasý yapýlamayan, ne olduðu çözülemeyen,
Sýr:
1.
kimseye söylenmemesi, gizli tutulmasý gereken þey, giz.
2.
insan aklýnýn yeterince açýklýk getiremediði þey.
"Doða sýrlarla dolu"
Kul:
1.(Tanrý’ya göre) insan.
"Kul sýkýþmayýnca Hýzýr yetiþmezmiþ"
2.
eskimiþtir•tarih terimi
köle ya da karavaþ.
Ölüm:
1.
insan, hayvan, bitki gibi herhangi bir canlýnýn yaþamýnýn tam ve kesin bir biçimde sona ermesi.
2.
ölme biçimi.
"Onun attan düþerek ölümüne inanmak zor"
Yaþam:
1-canlýlarda, doðumdan ölüme deðin, etkinliði saðlayan olgular bütünü.
2.
doðumdan ölüme deðin geçen süre.
"Gerçeði yaþamýnýn sonuna doðru görebilmiþti"
Hayat:
yaþam, diri
doðumdan ölüme deðin geçen süre.
Benzer:
ömür
Nefes:
1-
Soluk
2.
(boþ bir inançla) iyileþtirir diye hastaya okuyup üfleme.
Kuþ:
1.
yumurtlayan omurgalýlardan, akciðerli, sýcak kanlý, vücudu tüylerle örtülü, gagalý, uçucu hayvan
Kitap:
.
eskimiþtir
basýlý ya da el yazýlý kâðýt yapraklarýn ciltli ya da ciltsiz olarak okumak için bir araya getirilmiþ biçimi.
An: En küçük zaman
Direnmek:
1.
herhangi bir düþüncede, bir durumda, bir istekte ayak diremek.
inat etmek
2.
karþý koymak.
Çabalamak:
güç bir durumdan kurtulmak ya da bir iþi yapmak,
baþarmak için uðraþmak, güç harcamak.
Düþmek:
1.
boþlukta, yerçekiminin etkisiyle, yukarýdan aþaðýya doðru inmek.
"Bütün cisimler boþlukta ayný hýzla düþer"
2.
(insan, hayvan gibi yürüyebilen þeyler) dengesini yitirerek yere serilmek, devrilmek, yýkýlmak.
"Çocuk koþarken düþtü"
Dilemek:
1-bir þeyin yerine getirilmesi isteðinde bulunmak, yapýlmasýný istemek.
arz etmek
rica etmek
2.
biri için bir dilekte bulunmak.
"Ýyi yolculuklar dileriz"
Duymak:
1.
ses olarak algýlamak, ses almak, iþitmek.
"Saðýr deðilsen fýsýltýyý duyarsýn"
2.
duyular aracýlýðýyla algýlamak, nesnelerin fizik durumlarýndan duyular aracýlýðýyla bilgi edinmek.
"Yüzümde esen yeli duydum"
Benzer:
duyumsamak
Terk etmek:
1.
ayrýlýp gitmek, býrakmak, ayrýlmak.
2.
(bir þeyi) býrakmak, yapmamak.
"Sigarayý terk etmek kolay mý?"
Uzaklaþmak:
1-ayrýlýp uzaða, uzak bir yere gitmek.
"Ýçi, oradan hemen uzaklaþmak isteðiyle dolmuþtu"
2.
ilgisi azalmak, yabancýlaþmak.
"Sýk görüþmeyince insan dostlardan uzaklaþýyor"
Sarýlmak:
1.
sarmak eylemine konu olmak.
"Düþman her yandan sarýlmýþtý Üzerine bez sarýlan yarasý acý veriyordu"
2.
bir þeyin üzerine bir ya da birkaç kez dolanmak.
"Sarmaþýk asmaya sarýlmýþtý"
nesnesiz (nesne almayan) eylem
1.
sarmak eylemine konu olmak.
"Düþman her yandan sarýlmýþtý Üzerine bez sarýlan yarasý acý veriyordu"
2.
bir þeyin üzerine bir ya da birkaç kez dolanmak.
"Sarmaþýk asmaya sarýlmýþtý"
3.
kollarýný dolamak, kucaklamak.
"Kadýn bebeðine sarýlmýþtý"
4.
bütün gücüyle ele almak, baþlamak.
"Ýþe sarýldýk"
5.
davranmak.
"Hemen silaha sarýlmak kabadayýlýk gösterisiymiþ.."
6.
mec.
büyük bir istekle kendini vermek, benimsemek.
"Çocuk bu yýl derslerine iyi sarýldý"
7.
mec.
hemen yapmaya koyulmak, iþe giriþmek.
"Haberi duyunca kutlamak için telefona sarýldý"
8.
mec.
büyük bir umutla baðlanmak, güvenmek.
"Ýnsan hangi dala sarýlacaðýný bilmeli"
Boðulmak:
nesnesiz (nesne almayan) eylem
1.
boðmak eylemine konu olmak.
2.
herhangi bir nedenle havasýzlýktan ölmek.
"Yüzme bilmeyen derin suda boðulur"
Tanrý:
Çok tanrýçalýkta var olduðuna inanýlan
Ýnsan üstü varlýklardan her biri.
Ýlah
yaradan
Allah
Rab
Mevla
Halik
Hüda
Hu
Bulut:
Atmosferdeki su damlacýklarý ve
Buz taneciklerinin görülebilir süs kümeleridir
Keder: Endiþe
Gök:
(a) Gök cisimlerinin hareket ettiði
sonsuz boþluk,
uzay, sema, feza,
(b)Yer yüzü üzerine mavi bir kubbe gibi kapanan boþluk,
gök kubbe, sema
(c)Gök yüzünün denizin rengi
(d)Mavi veya yeþile çalan mavi
Yýldýz:
Gök yüzünde ýþýklý gök cisimlerinden her biri
Sinema,
tiyatro
veya
müzik sanatçýsý
Bir toplulukta,
bir meslekte, üstün baþarý gösteren kimse(Mecaz)
Baht, þans, talih:
Yýldýzýmýz hiç barýþmadý
Ay:
Ay! Sen miydin?
Ay ne güzel
Gök cismi Ay
Ay gibi
Iþýk:
a)Cisimleri görmeyi,
renklerini ayýt etmeyi
saðlayan fiziksel enerji
Nur: ýþýk
Þavk: ýþýk
Ziya
Nur
b)Bir yeri aydýnlatmaya yarayan araç
c)Aydýnlanmak için kullanýlan elektirik
e)Özellikle yüz ve gözlerde beliren parýltý.
f)Aydýnlatan kimse. Iþýk tutan aydýnlatan gerçek bilgilerle bilgilendirilen kimse
f)Gözle görülen ýþýma
Alev:
Yanan maddelerin veya gazlarýn türlü biçimlerindeki
ýþýklý uzantýsý
þule
Karanlýk:
a)Iþýk olmama durumu
Iþýksýz(Sýfat)
c)Gereðince anlaþýlýp bulunmayan
ne olacaðý sonu belli olmayan(Mecaz, sýfat)
Karýþýk(mecaz)
Kývýlcým:
1.
yanmakta olan bir maddeden sýçrayan
küçük ateþ parçasý.
2.
demir ve taþ gibi maddelerin güçlü bir biçimde çarpýþmasýndan sýçrayan
ateþ durumundaki küçük parça.
Sýcaklýk:
1.
sýcak olma durumu.
2.
sýcak olan þeyin durumu, niteliði ya da etkisi.
"Odanýn sýcaklýðý arttý"
8Mecaz): Aþk ateþi
Ateþ:
Yanýcý cisimlerin tutuþmasýyla beliren
ýsý
ýþýk
od
nar(Ateþ)
b)Tutuþmuþ olan cisim
ýsýtmak
piþirmek için kullanýlan yer
veya araç
c)Patlayýcý silahlarýn atýlmasý
d)Genellikle hastalýk etkisiyle artan vücut sýcaklýðý
kýzdýrma
Ateþ:
Büyük üzüntü ve acý
e) Aðzýndan ateþ çýkarýyor
f)(Mecaz) Öfke
hýrs
f)Coþkunluk(mecaz)
g)Tehlike(Mecaz)
felaket. Evimize ateþ düþtü
h)Ateþ(Mecaz) Büyük üzüntü acý.
Annem ölünce evimize ateþ düþtü.
Ateþ düþtüðü yeri yakar
Deniz:
a)Deniz dalgasýz olmaz, güzel sevdasýz olmaz
b)Denizde kum onda para
c)Denizi geçip çayda boðulmak
d)Denizden çýkmýþ balýða dönmek
e)Denize açýlmak
f)Deniz kenarýnda dalga eksik olmaz
g)Deniz tutmak
Kývýlcým:
a)Yanmakta olan bir maddeden sýçrayan küçük ateþ parçasý
alev, çýngý
b)Demir taþ ve bunun gibi maddelerin güçlü çarpýþmasýndan
sýçrayan ateþ durumunda ki
parçacýklarý
c)(mecaz) Harekete geçiren
d)Gök bilimi:
Güneþ yüzeyinde düzensiz aralýklarla görülen parlama
Kýzýl:
a)Parlak kýrmýzý renk, (isim)
c)Aþýrý derecede kýrmýzý olan
d)Kominist(Mecaz)
Tat:
a)Tadý damaðýnda kalmak
b)Tadý gelmek
c)Tadý kaçmak
d)Tadýna bakmak
e)Tadýna doyum olmamak
f)Tadýna varmak
g)Tadýnda býrakmak
h)Tadýndan yenmemek
i)Tadýný almak
j)Tadýný bulmak
k)Tadýný çýkarmak
m)Tadýný tuzunu bulmak
n)Tadý tuzu kalmamak(Veya tadý tuzu bozulmak)
O)Tadý tuzu yok
ö)Tat almak
p)Tat kazanmak
r)Tat vermek
Günah:
a)Dini bakýmdan suç sayýlan, iþ veya davranýþ, vebal
b)Acýmaya yol açacak kötü davranýþ, yazýk
c)Sorumluluk, vebal
d)Kabahat, hafif suç
Aðaç:
a)Meyve verebilen
Gövdesi odun ve uzun yýllar yaþayabilen bitki
Kalp:
Sevgi, gönül
a)Vücudumuzda kaný pompalayan organ
b)(Mecaz) sevgi gönül
C)Kalp hastalýðý
d)(Mecaz)
Bir ülkenin bir kuruluþun
iþleyiþ,
yönetim ve varlýðýný sürdürme bakýmýndan
en önde gelen yeri.
Ankara Türkiye’nin kalbidir.
e)(Mecaz) Duygu his
Genç:
a)Yaþý ilerlememiþ olan
b)Geliþimini tamamlamamýþ olan
bitki, hayvan
c) Gençlikteki özelliklerini koruyan, dinç
d)Zihin bakýmýndan yeterince geliþmemiþ toy
e)Yeni geliþmekte olan
Genç Türkiye
Renk:
Cisimler tarafýndan yansýtýlan
ýþýðýn gözde oluþturduðu duyum,
nitelik,
çeþitlilik
DEYÝMLER:
a)Rengi atmak
b)Rengi kaçmak
c)Rengi uçmak
d) Rengini belli etmek
e)Rengi solmak
f)Renk almak
g)Renk gelmek
h)Renk katmak
i)Renkten renge girmek
j)Renk vermek
k)Renk vermemek
Renk Kelimelerini içeren Birleþik Kelimeler:
Renk Bilimi:
Renk Cümbüþü:
Renk gideren
Renk Körü
Renk Ölçer
Renk Ölçme:
Renk Yuvasý
Basit Renk:
Metalik renk:
Ölü renk
Pastel renk:
Rengarenk:
Saðýr renk:
Þeker Renk:
Açýk kahverengi renk:
Alev rengi:
Altýn rengi:
Bakýr rengi :
Bal rengi
Barut rengi:
Buðday rengi:
Çivit rengi
Demir rengi
Duman rengi
Erguvan rengi
Fes rengi:
Fil diþi rengi
Gurup rengi:
Fýndýk rengi
Fýstýk rengi
Filiz rengi
Gül rengi
Gümüþ rengi
Hardal rengi:
Kemik rengi:
Kimyon rengi
Kiremit Rengi
Kurþun rengi
Koyu kahverengi:
Kül rengi:
Leylak rengi
Lila rengi
Limon rengi
Menekþe rengi
Nohut rengi
Pas rengi
Portakal rengi
Saman rengi
Sincap rengi
Saz rengi
Þarap rengi
Tahin rengi
Tarçýn rengi:
Ten rengi
Toprak rengi
Tütün rengi
Zeytin rengi
Sýcak renkler
Soðuk renkler
Ayrýlýk:
a)Ayrý olma durumu
b)Birinden uzak düþme
c)Düþünce görüþ veya duygu arasýndaki uymazlýk
d)(Hukuk) Evlilik birliðinin yargýç kararý ile geçici bir süre için kaldýrýlmasý
Ayrýlýk acýsý(Deyim)
Ruh:
a)Dinlerin ve dinci felsefecilerin insanda vücuttan ayrý bir varlýk olarak kabul ettiði
Öz,
b)(Mecaz)Duygu
c)(Felsefe) Bedeni etkin kýlan canlýlýk ilkesi
Bedenin hayat gücü
Gölge:
a)Saydam olmayan bir cisim tarafýndan ýþýðýn engellemesiyle ýþýklý yerde oluþan karanlýk
b)Güneþ ýþýnlarýndan korunacak yer
c)Ne olduðu anlaþýlamayan karaltý, siluet
d)(Mecaz) Birinin yandan hiç ayrýlmayan kimse
e)(Mecaz)Koruma, kayýrma, himaye
Ayna:
a)Iþýðý yansýtan
Varlýklarýn görüntüsünü veren,
cilalý ve sýrlý cam
b)Bir olayý bir durumu yansýtan
göz önünde canlandýran olay, durum, þey
Yaprak:
a)Bitkilerde solunum, karbon özümlemesi, terleme ve bunun gibi olaylarýn oluþtuðu
çoðu klorofilli yeþil ve türlü biçimdeki bölümler
b)Sarma yapýlan asma yapraðý
c)Kitap defter ve bunun gibi þeylerde ön ve arka yüzü oluþturan kaðýtlardan her biri
d)Börek baklava vb. þeylerde yufka
e)Kat kat ayrýlabilen þeylerde kat
Dökülmüþ yapraklar bozulmuþ baðlar
Bu baklavada 50 yaprak var
Mecmualarýn yapraklarýný karýþtýrýyorum(Gazete)
Aðlamak para etmez
a)Aðlama ölü için aðla deli için
b)Aðlamayan çocuða meme vermezler
c)Aðlar gözden, sahte sözden kendini sakýn
d)Aðlarsa anam aðlar gerisi yalan aðlar
e)Aðlayanýn malý gülene hayýr etmez
f)Aðlayýp ta gözden mi olayým?
g)Aðlanýp sýzlanmak
Nefret:
a)Bir kimsenin kötülüðünü, mutsuzluðunu istemeye yönelik duygu
b)Tiksinme, tiksinti
Can:
a)ve hayvanlarda yaþamayý saðlayan ve ölümle vücuttan ayrýlan madde dýþý varlýk
f)Gönül
g)Bektaþilik ve Mevlevilikte tarikat kardeþi
h)(Sýfat)Çok içten sevimli, sevilen , þirin
Hayal: Hülya
a)Zihinde tasarlanan ve canlandýrýlan ve gerçekleþmesi özlenen þey,
b)Belli belirsiz görülen þey, gölge
c)(Fizik)Görüntü
d)Ruh bilimi)Ýmge
Mustafa Kemal Atatürk hayallerin deðil hakikatlerin adamý idi.
Gerçek:
1)Hakiki
2)Sahibi:Gerçek sahibi
3)Real: Gerçek
4)Halis: Gerçek yað
5)Doðru: Gerçek
6)Has: Gerçek
Mucize: Peygamberlere atfedilen olaðan üstü hallere denir
Ak, Beyaz:
Siyahýn karþýtý
Çift: Bir erkek ve bir diþiden oluþan eþ
Sýr:
Bazý yönleri açýða vurulmak istenmeyen gizli kalan gizli tutulan þey
Kül:
Organik maddelerin tamamen yanmasý sonucu arta kalan kýsým
Yanan þeylerden arata kalan toz madde
Ölüm:
Canlýlarda hayatýn sona ermesi.
Ruhun bedenden ayrýlmasýyla açýklanan evrensel halk inancý
Yaþam: Doðumla ölüm arasýnda yaþanan süre. Canlýlýðýn sona ermesi.
Hayat:
Hayatsal olaylar, canlý, sað olma durumu
Nefes:
a)Edebiyat ve söz sanatý Alevi Bektaþi ozanlarýn tekkelerinde ve meclislerinde özel ezgilerle okunan biçim yönüyle koþmaya benzeyen, konusu tasavvuf ve tarikat kurallarý ile ilgili olan ince anlamlý alaycý koþuklar, soluk.
b)Nefes: Bektaþilikte koþmaya benzer.
c)Þifa amacýyla hastaya okunan dua
Kuþ:
Uçan tüylü hayvan
Kitap:
a)Ciltli veya ciltsiz olarak bir araya getirilmiþ olan
b)Basýlý veya yazýlý kaðýt yapraklarýnýn bütünü
c)En az 49 sayfa
An:
Zamanýn bölünmeyecek kadar kýsa parçasý
Direnmek:
Ýnat etmek,
Herhangi bir düþünce de bir istekte veya bir durumda ayak diremek,
ýsrar etmek
Çabalamak:
a)Güç bir durumdan kurtulmaya uðraþmak
b)Bir iþi baþarmak için uðraþmak
c)Gayret etmek
Düþünmek:
a)Aklýndan geçirmek
b)Göz önüne getirmek
c)Bir sonuca varmak amacýyla incelemek,
bilgileri incelemek
d)Karþýlaþtýrmak ve oradaki bilgilerden yararlanarak düþünme üretmek
Dilemek: Birinden bir þeyin yapýlmasýný istemek, rica etmek, arzu etmek
Duymak:
a)Bilgi almak öðrenmek
b)Haber almak
c)Yaptýklarýný duydum
d)Ýþitme ses almak
Terk Etmek:
a)Býrakýp gitmek
Bir þeyi bir yeri
Terk etmek zorunda kaldý
Uzaklaþmak:
Bir þeyden bir yerden veya bir kimseden ayrýlýp uzaða gitmek
Sarýlmak: Sarma iþi yapmak
Boðulmak:
a)Boðma iþine konu olmak.
b)Havasýzlýktan ölmek
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.