hani þu bir fincan kahve için dünyanýn parasýný verip
þehirler arasý yol katetmeye benziyordu bizimkisi
maksat ne kahve
ne fincan
ne de kýrk yýlý bulacak hatýr deðil
sadece prestijdi
sen,
bana sahip olarak güç gösterisi yapacaktýn
bense asla benim olamayacak kadar bir güzelle
herkese hava atacaktým
ikimiz de muradýmýza erdik
-ermesine de ne geçti elimize
kýrýlan rekorlarý yapýþtýramadýk bir daha
çýtayý bulutlara dek yükselttikçe
keþke teker teker çýksaydýk þu basamaklarý
her basamakta ayrý bir haz alýrdýk en azýndan
þimdi ne kadar çok sevilsem de
hissettiðim hep en azýndan
anlayacaðýn kahve dünyasýnda’ deðilim artýk
-desem yalan olur
e demesem olmaz
hem yerin kulaðý var derler
ne olur
ne olmaz..