Bir zamanlar, Sinop’un kýyýlarýnda, Karadeniz’in dalgalarýyla yýkanan topraklarda. Sorgulayýcý bir zihin çýktý ortaya, Tarihin akýþýný deðiþtiren bir bilge, Sade bir yaþamýn peþinde koþarken.
Diogenes adýyla anýldý , Babasý Hicesias’ýn para basan ellerinde büyüdü. Paranýn yozlaþtýrýcý gücünü erkenden gördü, Þehirleri ve insanlarý sorgulayan , kinik felsefenin savunucusuydu.
Sinop’un limanlarýnda düþünceler doðdu, Gecenin karanlýðýnda fýçýdan yýldýzlarý izledi. Dünyevi arzularý bir kenara býrakýp, Gerçek erdemi, saf ve doðal bir yaþamda buldu.
Yelken açtý sürgün edilen babasýyla, Atina’ya doðru. Bilgelik arayýþýnda onu, büyük bir meydan okuma bekliyordu. Platon’un ve Aristoteles’in izinden gitmeyen bir akýl, Özgürlüðü ve sadeliði yücelten bir ruh, çizdi kendi yolunu.
Hiçe saydý kenti ve toplumun kurallarýný. Yalýn bir yaþamla bilgeliðin zirvesine týrmandý. Onun mirasý, zamanýn ötesine taþtý. Kinik felsefenin ateþi, yüzyýllar boyunca durmadan yandý.
II-Sadelik ve Özgürlük
Reddetti dünyanýn ihtiþamýný, Krallarýn saraylarýna, zenginlerin malikanelerine aldýrmadý. En yalýn haliyle yaþadý, evi bir fýçýydý. Özgürlüðü seçti, kimseden korkmadý, kimseye boyun eðmedi.
Sadelikte buldu hayatýn anlamýný, Gereksiz eþyalarýn, süslü giysilerin ötesinde. Sadece bir asasý, bir paltosu ve bir de su çanaðý vardý, Bir gün, köpeðin sudan içtiðini görünce, o çanaðý bile attý.
Diogenes’in gözünde zenginlik, içsel huzurdu, Para ve mal mülkten baðýmsýz bir özgürlüktü. Açýk gökyüzü altýnda, yýldýzlarýn altýnda uyudu, Yalnýzca doðanýn ritmiyle, gerçek bir huzur buldu.
Zengin sofralarda yemek yemezdi, Topladýðý birkaç zeytinle yetinirdi. Yoksulluk içinde zenginliði bulmuþtu, Sadelikte, ruhunun derinliklerinde bir tatmin vardý.
Sokaklarda dolaþýp, insanlara örnek oldu, Onlara maddi varlýklarýn anlamsýzlýðýný gösterdi. Bir fýçýda yaþarken bile, ruhunda bir krallýk vardý, Diogenes’in felsefesi, özgürlük ve sadelik üzerine kurulu bir dünya yarattý.
III-Gerçeðin Peþinde
Bir gün bir elinde lamba, gündüz vakti çýkmýþ sokaða. Arayýþýný sürdürmüþ, güneþin parlak ýþýðý altýnda. Dürüst bir insan aramýþ, Atina sokaklarýnda. Kalabalýk pazar yerlerinde, þehrin dar sokaklarda.
Sanki, yüzlere tutulmuþ bir aynaydý. Her yanýltýcý maskeyi sorguladý, sahte görünüþü açýða çýkardý. O sahte dostluklar, iliþkilerdeki çýkarcýlýðý, Hakikati aradý bilge gözler, Diogenes’in gözünden kaçmazdý.
Ýnsanlarýn yalanlarýna, ikiyüzlülüðüne karþý, Cesurca savaþ açtý, hiçbir otoriteden korkmadý. Bir fýçýda yaþamayý tercih eden bu bilge, Krallarýn ve filozoflarýn bile gözlerini açmaya çalýþtý.
Diogenes’in arayýþý, hakikatin izindeydi, Basit bir yaþam sürerken bile, derin sorular sordu. "Gerçek erdem nedir?" diye düþündü, Yanýtlara ulaþmak için, göze aldý her türlü zorluðu.
IV-Ýktidar ve Zenginlik
Meydan okudu, Büyük Ýskender’e, Tüm ihtiþamýyla geldi büyük komutan günün birinde. Dünyanýn en güçlü adamý, durdu basit bir fýçýnýn önünde, Hayranlýkla bakarak, isteðini sordu bilgeye.
"Gölge etme, baþka ihsan istemem" dedi, Ýskender’e, kendi gölgesinin bile gereksiz olduðunu ima etti. Güçten korkmadý , servetten pay istemedi, Dünya durdu sanki, Diogenes’in yankýlandý bu sözcükleri.
Ýskender, þaþkýna döndü, böylesine cesur bir ruhu gördü, Onun krallýðýnýn büyüklüðü, Diogenes’in sadeliðinde eridi. Dünyanýn en güçlü adamý, bir bilgenin önünde küçüldü, Diogenes’in duruþu, cesaretin ve sadeliðin en saf haliydi.
Zenginlik ve iktidar, onun için hiçbir þeydi, Kendisini doðanýn bir parçasý olarak görmekteydi. Paranýn ve gücün boþ olduðunu biliyordu, Onun için ruhun özgürlüðü, en büyük zenginlikti.
Ýskender, onun karþýsýnda eðildi, "Ýskender olmasaydým, Diogenes olmak isterdim" dedi. Diyojen “Eðer Diyojen olmasaydým, ben de Diyojen olmak isterdim.” Dedi. Bu sözler, Diogenes’in zaferiydi, Sadelik ve cesaretin, gücün ve servetin ötesinde olduðunu gösterdi.
Diogenes, bir kralýn önünde bile, Yalnýzca kendi içsel huzurunu aradý. Ýktidarýn ve zenginliðin ötesinde, Diogenes’in felsefesi, gerçek özgürlüðün ve erdemin peþindeydi.
Erdemli bir yaþamýn izinde yürüdü, Zenginlik ve güç arayýþýnda deðil, içsel dinginlikte seyahat etti. Mal mülkten uzak, basitlikte huzur buldu, Diogenes’in felsefesi, erdemin ve doðallýðýn kutsanýþýydý.
Gösteriþsiz bir yaþam sürdü, basitlikte aradý huzuru, Bir avuç zeytinle geçindi, yýldýzlara baktý geceleri. Dürüstlük ve adaleti övdü, yanlýþlarýn karþýsýna dikildi. Diogenes’in duruþu, doðallýðýn ve erdemin ölümsüz övgüsüydü.
VI- Felsefenin Asi Ruhu
Sistemin dýþýnda, kurallarýn ötesindeydi fikirleri. Reddetti toplumun dayattýðý kalýplarý ve görenekleri. Diogenes adýyla anýlan bu bilge, Kinik felsefenin özgür ve asi ruhu olarak bilinirdi.
Doðanýn kucaðýnda, küçük bir fýçýda, Sokrates’in izinde yürüdü Diogenes. Aristokratlarýn ve tiranlarýn gözünde dilenci, Ama ruhu, özgürlük ve cesaretin ta kendisiydi.
Sokrates’in sorgulayan ruhunu miras aldý, Gerçeði lamba ile arayan bir yolculuktu amacý. Kentin gösteriþine, parlaklýðýna deðil, Basitlikte ve doðanýn safiyetinde huzur buldu.
Felsefenin asi ruhu, sistemlere meydan okudu. Kurallarýn ötesinde bir düþünce yolcusu. Diogenes adýyla anýlan bu bilge, iþte bunlarý savundu. Düþünceleri zamanýn ötesine taþýndý, Felsefenin asi, özgür ruhu olarak tanýndý.
Sosyal Medyada Paylaşın:
Yazan Adam Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.