o sahili arýyorum...
önce maviyi tanýmayan denize ulaþacaðým
altýn tozundan dökülmüþ kumlarý olmalý,
elimi dokunsam sapsarý yakmalý
kaydýrak oyunlarýnýn çakýl taþlarý yýkmýþ olmalý kumdan kaleleri
bilinmedik yeller esmeli her þeyin yerinde
gözlerim haykýrmalý ben konuþmadan önce
maviyi unutmadan
zulamda fitili paslý iþaret fiþekleri, en dik yokuþlardan aþaðý iniyorum
izlerimin izini benden saklayacak, varsa ýssýz bir sahil, iþte onu arýyorum
kan-ter içinde, gölgem bir albatros ,kanatlarýnda taþýrken umutlarýmý
kim bilir hangi buluttan daha ne yaðmurlar yaðacak üzerime
kiminin adý bereket olacak, kimi seller akýtacak yüreðime
alýp baþýný gidecek, yarýnýn umutlarýna
ama ben olmasam da ,bir gün bir çocuk olacak kollarýnda
bakýþlarý benim bakýþlarým, ellerinde benim sýcaklýðým
ayaklarýmýn altýnda tanýdýk bir dünya, bildiðim isimlerle dolu haritalar
dün ne ise yaþadýðým bugünde öyle, ayný yaðmurlar ,ayný bulutlar
çok sevdiðim þehirdeyim
ekmek arasý balýk yiyeceðim, atacaðým kýlçýklarýný denize
karþý sahildeki mendireðin dibine
martýlar yesinler diye
paltomu sýrtýna geçirmeden, kaþkolü boynuma sarmadan
kimselere görünmeden sokak kapýsýný sessizce açýp dýþarý çýkacaðým
karlara bata-çýka, soluk soluða koþacaðým
kaçacaðým karþýma ilk çýkan yangýnlardan
üþümüþ ellerimi deðil yüreðimi ýsýtacak o sýcak nefesim
avucumda kar soðuðu
içimde ki çocuðun büyümesini bekleyecek
kartopu oynamak için
o gül renkli þal, salýnýrken vehimlerimin ufkunda
çöker, usuma kýzýl güneþten kalma bir gam
vakit yanma vakti, yaz mevsiminde alev faslý
dem dem ahlar yükselir sinemden
bir yangýn hengamesi ki caným yanar
heyhat, gözyaþýmla sönmez ahýn kor ateþi
kanlanmýþ gözlerin intizarý avuçlarýmda
odada gül kokusu
yýlgýn bakýþlarýn tortularýnda biriktirilen narin sitemler
demir parmaklýklara aldanmayarak
sessizliðin göðsünü yumruklar durur
oysa gece sükutuyla güzel
isyankar kalemlerin hokkalara batýrýlmasýyla deðil
yapraðýn okyanuslara ulaþmaya çabalamasý nasýl mümkünse
karýncanýn ibrahimin ateþine su taþýmasý gibi
içimde ki ateþin söndürülmesi de o kadar mümkün
her yeni eskir ,her yaþlanan zeval bulur her canlý ölür
bazen geç bazen erken sessiz ve durgun sular gibi
derinden akar hayatýn sýrrý
sendelemeden ,bir misafir gibi
kimi zaman yorgun ,çoðu zaman suskun
geçerken …en çok
bir kafile geçer bu menzilden
atlarýn yeleleri savrulur rüzgarda
zühre yýldýzý toplar düþlerimi
yitik umutlarýmý baharlara ulaþtýrýr habersizce
gecenin sahipleri yýldýzlarla hemhal olurken
içimdeki fýrtýnalar susmuþ olmalý ki
sükut yüreðime düþmüþ
her cenahtan içi dua dolu tohumlar çatlar
filizlenmeye ,yeþermeye adanmýþ
sahi ne anlatacaktým da unuttum
onlarca satýr... ne diyor, ya da ne anlatmaya çalýþýyor bilmiyorum
çok ama çok þey var gizemli kelimelerin altýnda yatan
aslýnda anlatýlan, kocaman bir boþluk, týpatýp zihnim gibi
ne eski hikayeler, ne süslü kinayeler orada
derdim yalnýz gönül avuntusu
kendimi kandýrmamýn nihai sonucu
uzunca zaman olmuþ, bir þiir yazmayalý
iyi mi kötü mü bilmem,
ama bitiyor iþte
çay demini almýþ olmalý çoktan ,
sonra düzeltirim duvara asýlý resmi
ardýndan sýkýca kapatmalý kapýyý,
unutmadan perdeleri çekmeli
bir mektup býrakmalý masanýn üzerinde, karanfil kokulu
bu yorgunluk üstüne iyi gelecek dalgalý martý çýðlýklarý
redfer