haziran ayazýnda titriyordu
duvarda ki saate baktý aklýnda ne var sorusuyla
hangi zamanýn elçisiydi kim bilir bu döner kurgulu diþliler
yorulmuþ zihninin kýrýk zembereði gibi
saatin isteksiz tik taklarý
ruhunu týrtýklýyordu
sýkýldým dedi içinden saate bakmadan
hýzlýca beyninin sol lobuna geçti karamsar bir hava içerde
kalabalýk ve gürültülü
haberleri okuyan spiker edasýyla oturdu masaya
herkes bir þeyler anlatmasýný beklerken o sustu
sustukça büyüyordu gözbebekleri
keþke baþka gezegenler olsaydý
savaþsýz katliamsýz çocuklarýn kadýnlarýn ölmediði
ve erkeklerin savaþmak zorunda olmadýðý diyecekken
dili daha da tutuldu
gözlerini ovuþturdu
sonra kirpiklerine dokundu
gözpýnarlarý suskunluðu bozmuþtu
herkes bu duruma biraz daha kýrýldý incindi of’landý
sanki ciðeri koparýlmýþ bir tazý gibi hýzla kaçtý oradan
boþa alýnmýþ vites gibi duraksadý olduðu yerde
kurtulmak istiyordu öfke krizlerinden
korkulardan vesveselerden
kokladý havayý
rüzgârý ve tatlý esintisini bekledi bekledi
yaprak bile kýpýrdamadý titrerken yanýyordu þimdi
kuzine ateþi gibi off! ki of!
aklýna kalbi geldi
uzun zamandýr ziyaretçi kabul etmeyen huysuz
ah! o mundar kalbi
üç kere çaldý kapýyý týk yok
tam vazgeçmiþ giderken sonuna kadar açýldý kapý
akþamdý ýþýklar yanýyordu hatta þamdanlar mumlar pencereler açýktý
kedisi arthur’a takýldý gözleri sonra hayretle kalbine baktý
týk yoktu kalbinden
arthur deli gibi zýplýyor duvardan duvara çarparken kendini
hayýrdýr cinlendi mi diye düþünmeye baþlamýþtý ki
hoop bizimki yakaladý iri patileriyle kocaman bir güve kelebeðini
yakalamasýyla büyük bir iþtahla mideye indirmesi de bir oldu
tekrar sakinleþmiþti ortam
kalbine baktý üzgündü
"kalpten kalbe yol vardýr" sözünü hatýrladý birden
tüm yollara þöyle bir göz gezdirdi yollar týkalýydý
hem de demir kazýklarla taþtan duvarlarla
hay Allah!
bu devirde ne aþký ne sevdasý vardý insanlarýn
çoðu yapay ve üç günlük heveslerle aþk mý olurdu
dili kabardý yüreði yandý içinden sövdü sayýþtýrdý
hay! teknolojinize hay! sanal mecralarýnýza
hay! telefonlarýnýza aþký da mý öldürdünüz
ölesiceler!...
kalbini öpüp sarmalayasý geldi içinden ama fena çuvallayabilirdi
vazgeçti hemen usulca sývýþtý oradan
saat gece yarýsýna varmýþtý yorgun argýn
kendi de bitap göz kapaklarý direncini yitirmek üzereydi
sað lobuna uðramaktan vazgeçti
aklýnýn koridorlarýný hýzla arþýnlarken saksýlara baktý
tüm çiçekler kurum kurum kurumuþtu
bir tanesi hariç -karlý menekþe...
sevgiyle döndü ona
bakýþtýlar uzun uzun bakýþtýlar öylece
sessiz sessizce
aniden
menekþenin o mis kokusu canlandý buhurlandý havaya
yürüyüp giderken içinden- ne tuhaf dedi
aþk kokusuyla eþleþen bu koku
ruhunu kalbini cezbetmeyi baþarmýþtý sonunda
uykuya býraktý bedenini ruhu ise kokunun peþinden uçup gidiyordu
süzüle süzüle allý turnalar gibi...
ayþe uçar
07062024
05:51