Nilgün
“Nilgün Marmara’ya; saygý ile”
Ah Nilgün…
Ah ateþe gönüllü ateþ böceði
Ah dudaðýna dargýn ýslýk
Olsaydýn þimdi…
Uçmayý unutmuþ kuþlarý anlatýrdým sana
Gökyüzü vurulmuþ
Yuvasý daðýlmýþ kuþlarý…
Ben anlatmasam da
Daha süt diþi çýkmamýþ bebeleri bomba yaðmuruna tutanlarý
Mülteci botuna mýzrak sallayan medeni katilleri
Sýðýnmacýya çelme takan faþist gazetecileri izlerdin
Haber bültenlerinde…
Ah Nilgün…
“ey iki adýmlýk yer küre senin bütün arka bahçelerini gördüm ben” deyip
Ölümle lades tutuþan küstüm çiçeði…
Olsaydýn þimdi…
Midye kabuðu gibi sahillere vururken çocuk cesetleri
Büyük salonlarda nutuk atan küçük insanlarý anlatýrdým sana
Birleþmiþ milletler sanýlan fiyaskoyu
Unicef denilen tiyatroyu anlatýrdým…
Masa baþýnda elinde buzlu Whiskey ile
Kanlý haritalar çizerken birileri
Bir karýþ toprak için, eli yüzü kana belenmiþ esmer kadýnlarý
Bir galon petrol için, kefene sarýlmýþ küçük bedenleri görürdün
Yüksek çözünürlüklü ekranlarda…
Ah Nilgün…
Ah kozasýna küskün kelebek
Ah hedefine aþýk mermi
Senin görmekten utandýðýn o arka bahçeleri
Biz þimdi çocuk cesetleri ile süslüyoruz
Noel çamý gibi…
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.