EY İSTANBUL! EĞER SEN KADIN OLSAYDIN...
Ey Ýstanbul!
Eðer sen kadýn olsaydýn...
Oðullarýn çok olurdu...
Heral de adlarý da Eyüp, Fatih, Levent veya cihangir olurdu...
Kýzýn olduðunda Bebek gibi güzel olurdu...
Adý da Ümraniye gibi özel olurdu...
Haydarpaþa Numune Hastanesinde doðururdun..
Çocuklarýnýn gözleri deniz mavisi..
Diþleri Haliç incisi olurdu...
Buluþma mekanlarýn kýz kulesi...
Çocukluklarýný Üsküdar’da cumbalý evlerde büyütürdün...
Sevdalýlarýn ile camdan cama iþaretleþir...
Çamlýca’da buluþur...
Baðcýlarda yer, içer...
Avcýlarda avlanýrlardýn...
Beylik düzünde gezinir...
Mahmutpaþada alýþ veriþ yapardýn...
Paris ile, Roma ya inat...
Ankara ile flört eder...
Londra ya konferansa...
Boðaza kafa dinlemeye giderdin...
Kadýn olmanýn asaleti ile, kuðu gibi süzülür...
Zerafetin ile bütün Dünya þehirlerini kiskandýrýrdýn...
Asaletini semtlere...
Zerafetini üstündeki yapýlara daðýtýrdýn...
Ey Ýstanbul!
Eðer sen kadýn olsaydýn...
Kalbin Taksim istiklal caddesi olurdu....
Ara sokaklardan alyuvarlar gibi insanlar akardý...
Atar damarlarýn olan havalimanlarýndan insanlýk kaný akardý...
Oradan Dünyaya açýlýrdý...
Akyuvarlarýn sayýlan adalarýn ile hayat bulurdun...
Surlarýna sevgi resimleri çizilir...
Sevdalýlarýna nice aþk þiirler yazýlýrdý...
Ey Ýstanbul!
Eðer sen kadýn olsaydýn...
Gözlerin Topkapý Sarayý olurdu...
Insanliða tutkun kocaman....
Geçmiþe özlemin delice olurdu...
Þehrin güzelliði bozulmasýn diye... gözün gibi bakardýn her bir karýþ topraðýna!
Ey Ýstanbul!
Eðer sen kadýn olsaydýn...
Göðsün Darüþþafaka...
Göbeðin, Sultanahmet Meydaný olurdu...
Bütün sokak hayvanlarýný evlat edinirdin...
Besler emzirirdin bütün canlýlarý...
Saçýný süpürge ederdin hayat arkadaþýna...
Evrene kardeþlik...
Dünyaya insanlik dersleri verir... Herkese Barýþ
þarkýlarý söylenirdn...
Ey Ýstanbul!
Eðer sen kadýn olsaydýn...
Saçlarý Çamlýca glbl olurdu.
Mis kokulu çam aðaçlarý gibi.
Harika kokular yayýlýrdý þehrin her yanýna...
Gerdanliðin Boðaz içi köprüsü...
Burnun Haliç...
Elleri ðöðe açýlan Ayasofya camisi...
Parmaðýnda Niþanltaþý...
Dudaklarýn Boðazýn iki yakasý gibi olurdu...
Sevenlerin sana, sevda þiirleri okurdu...
Marmara denizine karþý...
Çuh çuh þarkýlar, söylerdi Haydarpaþa garýndan kalkan terenlerin...
Senin dikkatini çekmek için
Boðazdan çeþit çeþit gemiler geçerdi...
Ey Ýstanbul!
Eðer sen kadýn olsaydýn...
Haram lokma geçmezdi boðazýndan!
Kulaklarýn Emirgan olurdu...
Bahçeköy de gülleri býrakmayan bülbüller...
Mutluluk þarkýlarý söylerdi...
Çaðlayan da Adalet sarayý...
Kadýnlara, çocuklara þiddet uygulayanlarý korkusuzca yargýlayan, Hakim olurdun...
Adaletin, eþitliðin izlerini býrakýrdýn kýyýlarýna...
Ey Ýstanbul!
Eðer sen kadýn olsaydýn...
Yüzün Adalar gibi þirin olurdu...
Ayaklarýn Aþiyan...
Eðlencen Kalamýþ...
Her gece mehtabba çýkardýn...
Gece kumsalýnda sevdalýlarýn hasret çekerdi...
Meltemin esinti sesi...
Yüreðinin penceresi Rumeli Feneri olurdu...
Sonuna kadar açar bütün insanlara açýk tutardýn...
Ey Ýstanbul!
Eðer sen kadýn olsaydýn...
Washington, Moska’vasý...
Her gün aþýk olurdu...
Dillerde pelesenk olurdun...
Bakýþlarýnda derinden iç geçirmelerle...
Eski, yeþilçam siyah, beyaz filimlerin tadý olurdu...
Galata kulesinde yaþanmýþ aþklarýn adý...
Özlediðimiz ve unutulmuþ duygularda... Elbet, güzel, asýl zarif ama...
Yine de huysuz ve tatlý kadýn olurdun...
Dinçer Dayý
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.