Saat 7:05, günlerden Perþembe…
Ayný otobüsteyiz bugün de,
Her zamanki gibi mükemmel görünüyorsun inci küpelerinle,
ve ben bugün de,
þükrediyorum tanrýya …
benim var olduðumu bilmediðine...
Düþünsene!
Ya hergün karþýlaþýp konuþamasaydým seninle ?
Yada hergün bana bakýp,
beni görmeyecektin belkide.
þükrediyorum tanrýya…
benim yokluðumu dahi hissetmediðine ...
Saat 7:45, halâ Perþembe,
Yorgunsun,
düþünceler var gözlerinde,
Geldik bak az kaldý Levent’e
Ýneceksin birazdan ve
kaybolacaksýn yine o kocaman plazalarýn birinde…
Durdu otobüs iþte!
Aman, dikkat et düþme!!
þükrediyorum tanrýya …
acýyan yüreðimi görmediðine...
Saat 14:00, daha 5 saat 20 dakika var, eve dönüþüne
Acýkmýþsýndýr ,
Geçersin birazdan arkadaþlarýnla yandaki lokantalardan birine.
Hatýrlýyorum,
Unutmuþtun bir keresinde
Rozetini, ceketinin dýþ cebinde
.Okumaya çalýþmýþtým ismini
sadece Sen’i görebildim isminde,
Neyse ne!
Acaba ne seversin ki yemekte ?
þükrediyorum tanrýya …
güzel yemekler yapamadýðýmý bilmediðine ...
Saat 19:20, günün en güzel 40 dakikasý beni beklemekte.
Bineceksin þimdi yorgun adýmlarla otobüse,
Oturacaksýn en sevdiðin, þöför arkasýndaki iki kiþilik koltuðun pencereli köþesine,
Çantaný kucaðýna alýp,
Dayayacaksýn kafaný pencereye.
Gözlerini kapatýrken,
Dudaklarýnda hafif bir gülümseme …
Fakat , yoksun
Saat 20:20 yoksun
Saat 21:20 yoksun
Saat 22:20 yoksun
Neredesin?!
Dua ediyorum tanrýya …
iyi olasýn diye !
Saat 23:15, son otobüs eve !
Neredesin Sen, Sen...
Neyse ne ?!
Burada býrakýp seni,
sensiz gidememki eve…
Korktuðum geldi baþýma!
Yoksun iþte …
...
Derken bir ses sol yanýmda
“Beklemeseydiniz keþke”
“Bu gün geciktim biraz”
“Merhaba ben Sencan”
...
ve oturduk
þöför arkasýndaki iki kiþilik koltuða,
Dudaklarýmýzda hafif bir gülümseme…
þükrediyorum tanrýya …
O, her þeyi bilendir diye …
28.04.2024 / Ýstanbul
Ahmet Büyükyýlmaz