Garda
bir baþkadýr tren garlarýnda yalnýzlýk...
hangi mevsimde olursan ol
hava soðuktur bir kere,
gar havadan da soðuk.
önce
sýcak bir bakýþ ararsýn kalabalýkta,
sonra çay için biraz bozuk para,
ama ne yapsan nafile
ilk düdüðü çalarken kondüktör
kendiliðinden girer ellerin ceplerine,
üþürsün.
havada belli belirsiz
bir hüzün hissedersin mutlaka
sebepsiz...
trenin o pis çýðlýðýndan mý desem
peronun kokusundan mý
bilinmez
önce
mutlu bir yüz ararsýn kalabalýkta
sonra oyalanmak için bir gazete
ama kurtulamazsýn ne yapsan
ikinci kez duyulurken o meþum ses
kendiliðinden yanar sigaran,
üzülürsün.
ve nihayet üçüncü düdüðü de duyarsýn
peronda son turunu atarken
kendiliðinden hýzlanýr adýmlarýn
önce
eski bir dosta benzetirsin adamýn tekini
sonra çirkefin biri ayaðýna basar
tam aðzýný açacakken kayboluverir herkes.
kafanda bir ses
’insana vedalaþmak mý daha çok koyar
yoksa
veda edecek kimse bulamamak mý’ diye sorar,
düþünürsün.
Sosyal Medyada Paylaşın:
here comes to shame Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.