Eksikliklerin keçeleşen dokunuşu

Kadýn döllenmiþ umutlarýna
çelik bir yelek giydirdi
Bir atýn terkisine atlayýp
zamanýn askerleriyle çatýþmaya katýldý
Sisli gözlerine karargâh kurdu
Kâðýttan kalkaný
hamurdan süngüsü
Komik ama
Bu savaþýn galibi benim diyordu
Bunca kayýptan sonra
Kazanmalýyým






Yüzünde karamsarlýðýn daðýnýk kalabalýðý
Saçlarýnda çorak toprak tortusu
eksikliklerin keçeleþen dokunuþu
Teninde tuzlu deniz
yosun kokusu
Avuçlarýnda falcý kadýnýn söylediði
uzun mutlu hayat çizgisi
Gözlerinde derin ýssýz bir koy korku
Yüreðinde fýrýnlanmýþ kurutulmuþ düþleri
Sabahlarýna doðan siyahý
Gün batýmýna
geceye inat yumamadýðý gözleri vardý
Düþleri kâbuslara kanat çýrpardý
Kafatasýndan çorba kâsesi
Eski bir pabuçtandý kepçesi
Koca bir kaplan yatardý koynunda
Kedi gibi severdi
Görmese pençelerini






Sen sus diyordu
Geceyi ikiye bölen
Göklerinin aydýnlýklarýný biçen orak
Soy aðacý dal budak veren öfke
Sýrtýnda kamburu
gün yýlgýný bir tohumdu acý
Dallarýnda ki tutkuya sevdalý baykuþtu heves
Örülmemiþ aðla
balýk avlayan yaný
Su için güneþe çýkar
Isýnmak için þubatta daða
Her hasat bir ambar zakkum
Bir samanlýk ýsýrgan
Bir çuval çürümüþ umut
Gagaladýkça dünler yaralarýný
Bir tutam tuz düþerdi payýna






Yýkýlmak yok
Pes etmek ayýptý
Yakýþmýyordu
Çocukluðundan kalma düþlerini daraðacýnda sallayýp
Can çekiþini seyretmeye
Kimliksiz sessiz
ülkesiz zürriyetsiz hislerini
Dogmadan gömmeye
El vermiyordu
zulasýndaki
pirinç tanesi masumiyet
O yüzden
Her bahar mahsul ne olursa olsun
Umut ekiyordu
Olmayan topraðýna
Beyninin ince kývrýmlarýna
Belki belki
Deðiþir bir þeyler
Hissedilir
þelalenin dibindeki
çakýl taþýnýn gözyaþýnýn rengi









Sosyal Medyada Paylaşın: