ah!
karanfil
týrmanalým
kalbi dikenli bayýrlara
dil hançeresinden gelir sükût
kirpiklerimin arasýndan kanar gök
iki kaþýmýn ýraðýnda uyanýr daralan gün
karanlýklarý eteðinden tanýr
gülce annem
gel vurulalým yollara
candan öte ruhtan öte
hiçliðin ortasýnda kaybolalým
bastýr parmaklarýný kanamasýn yaralarým
meylim yoktur aþýklara gidelim
ince bilekli çöllere
haydi
karanfilim dinlemiyorsun beni
icazet edelim rüzgârlarýn uðultulu davetine
uyku güzel rüya tatlý duymuyorsun beni
siyah gelinliðini örtmüþ gece gündüzün üstüne
bekler bizi annem ruhlarýn gönül bahçesinde
iki örüklü saçýmý topla tak çilekli tokalarýmý
geçelim rengi kýzýla dönmüþ
nehirlerden
karlar düþüyor Erciyes’in dik tepesine
üþütmeyelim yaz günü yunalým arýnalým serin sularla
hiçliðin sesini duyalým akustiði yüksek gürültünün uzaðýnda
karanfilim anlamýyorsun beni merhem kar etmez yaralarýma
selam söyleyip gidelim çaðlayanlara derdimizi gömelim baðrýmýza
sýkar tenimizi boþluklar kanatlarýmýzý býrakalým topraða
ruhumuza sarýlýp kuþ gibi gidelim
bekler bizi gülce annem
omuzlarý çökmüþ yalan dünyanýn
kederleri geçmiþin dengine vurup rüzgâr gibi havalanalým
daðlara ovalara aðaçlara yollara el sallayýp
soyunup bedenimizi hiç doðmamýþ gibi
ana rahmine koþalým
yaseminler çiçek açmýþ karanfil
kokusu savrulmuþ göðün mavi dudaðýna
bak ayak izlerimize yetim kalmýþ okul yolunda
haydi büyümeden gidelim
gidelim annem
beklemesin
ardýmýzdan aðlarsa aðlasýn
býrak gün doðumlarý