uykusuz
bir dað öksürüðü hýrçýnlýðýnda gecenin moru
oturmuþ bir yýldýzýn eteðinde düþünürken
rastladým ona
beyaz bir mendilin siyah çukurunda
el açmýþtý gözleri Tanrý’ya
ne diliyordu kim bilir
elimden gelse uyku olup göz kapaklarýný örterdim
firuze bir gölün nilüferlerine uzatýrdým ruhunu
saçlarý uzamýþ bir akasyanýn kollarýnda
yeni doðmuþ bebekler gibi
açardý gözlerini
o uyanýrdý
ben aþkla düþerdim dudaðýna
kurak ellerimle tutup öperdim suyu
öperdim çatlamýþ kalbindeki ince sýzýyý
dokunurdum her çiçeðin turuncu öksesine
aðlardý arýlarýn ipeksi kanatlarý aðlardý sarý çimenler
açardým tüm çýkmaz yollarýný koþardý
çalýlýklý yemyeþil korulara
meftunu olmuþ geceleri gündüzlerine nispet
yolum düþtü yoluna zaman daralmakta
ellerinin arasýna býraktým toprak rengi ellerimi
saklý bir gömü gibi aþkýn gizi- çözerse eðer
yansýmasý vurur ölümle yaþam arasýnda
durur zaman
isterse uzanýr aþkla gelen günlerin tatlý rehavetine
ya da boþ verir
gözlerinin mezarlýðýna ay tutulur
baykuþlar öter beyaz mendilli siyah gecelerine
benimse buz çiçekleri dolanýr vedasýz yalýn ayaklarýma
uyur ellerimde kalbi
ayþe uçar
17022024
14:42