devrik zamanlarýn yýkýk tebaasý
kaç gür çýðlýk havalandý içimin sýð koridorlarýndan
kaç esrik gülüþüm kýrýldý zeytin dalýnda
kaç kurþun sýyýrdý kalbimi
yine de direndim
buzul çaðlarýn içinden geçerek
alev almýþ göðün dudaðýndan ateþler yutarak
sýktým diþlerimi sakladým gözlerimin haritasýna acýyý
kimselere bildirmedim duyurmadým
söndürmedim
tenimi yakan ýzdýrabýn meþâlesini
ateþledim hep çýngýsýný deruni sevdanýn
soðuk mazgallardan düþtüm karýþtým aþkýn bulanýklýðýna
dokunamadým kalbinin o parlak gümüþten gergefine
kaçtýn hep yýldýrýmlar eþliðinde koptu aklýn zincirleri
parça parça daðýldým savruldum gözlerinin ýraðýna
heyhât! ne yapsan nafile
prangalandým kalbine
-kurtulamýyorum
mýknatýslarla çekiliyorum kalbinin demirden aðlarýna
zindanlarda çürümeye razýyým göz ucuyla baksan bile
haydi sevindir uslanmaz köleni kalbinin dumanlý tahtýnda
kör bir yarasa gibi çýrpýnýyorum ellerinde sevgilim
haydi tebaasýný mutlu kýlan bir kral gibi
ölümle onurlandýr
yüzünden düþen
þebnemin örsünde çekicinle parçala ruhumu
oluk oluk kanat yaralarýmý çekinme
boynu eðik daðlarýn eteðinden
býrak uçurumlara
sonra
dudaðýndan dudaðýma kana kana içir
içir! içir! aþkýn baldan
tatlý aðusunu
ardýndan hep mi aðlaþýr yetim toprakla siyah güller
ayþe uçar
11022024
09:47