içi sökülür kurak mevsimlerin
pul pul dökülür karanlýðýn yüzü daða taþa
içi dýþý ters yüz olmuþ insanlýðýn
son duraksa
kýyamet
suskunluðun ayrýk otlarý çoðalmýþ zihinlerde
talana uðramýþ cennet bahçeler
gölgelerin izbesinde
kýrgýn rüzgârlarýn uðultulu gazeli
bitkin dünyanýn omuzlarýnda dev metropoller
yuvarlanýp gidiyoruz iþte zamanýn paslý diþlilerinde
hýrpalanmýþ umutlarýn dilsizliðinde mühürlü dudaklar
tutkularý kelepçelenmiþ mazinin bezgin ayaklarýný
taþýrken geleceðe
dilimizde biriktirdiðimiz
çalýlarýn sessizliðini yýrtarken gece baykuþlarý
her gün biraz daha yavaþ yavaþ yok oluyoruz
pusuya yatmýþ sancýlarýn doðurganlýðýnda
yüreklerimiz
seslerimizi
korkularýmýzý saklarken cinnet geçiren beyin çukurlarýmýza
hiçbir þey olmamýþ modunda yürüyen ayaklarýmýzda tortulanan topraðý
silkelerken salahlý güne
korkulara
sanrýlara
inatla
azimle
yeniden yeniden doðuþa
yaþamak aðrýsý zorlarken parmaklarýmý kalbimin en uç köþesinde sen
saklandýðýn yerde yeniden çiçekleniyorsun aþkla
bahçe duvarlarýna sarkýyor kýrmýzý kýrmýzý güllerin sýcaklýðý
yaðmur yaðýyor göðün saçlarýndan
çisil çisil topraða
yürüyoruz tozlu yollarý ýslak dudaklarýmýzda buðulu bir tatla
güneþin gözlerinde renk renk kelebekler pýrýl pýrýl akarken zaman
halka halka sis perdesinin ardýndan
yaþamak hevesi her yerde
oturmuþuz bir kuytuya
eteðimizde milyonlarca yýldýz yansýmasý
gözlerimiz batýk deniz kuru bir dala
dönmüþlüðümüz aþk elinden
ayþe uçar
26012024
11:48