KINA KOKUSU...

K-I-N-A K-O-K-U-S-U...OCAKBEY

.
BEN ELLERÝNDEKÝ
KINA KOKUSUNA HASRETTÝM.
Birde gözlerindeki
Ýki damla yaþa...
O iki damla yaþ öldürürdü beni.
Bulutlar aðlýyordu.
Ben aðlýyordum kaderime.
Sen yoktun bir tanem.
Yoktu o muhteþem güzelliðin.
Ellerin yoktu bir tanem.
Canýmýn içinde bir can gibiydin.
Kýnalý ellerin gelirdi.
Aklýma hep.
Oturur aðlardým , yalnýzlýðýma kaderime.
Ölümlerden beter olurdum.
.
BEN ELLERÝNDEKÝ
KINA KOKUSUNA HASRETTÝM.
Birde saçlarýnýn örgüsüne.
Saçlarýnýn örgüsü öldürürdü beni.
Durur , durur aðlardým.
Yalnýzlýðýma ,çaresizliðime.
Yüreðimin baþýnda bir acý.
Yüreðimin baþýnda bir onulmaz sancý.
Sen yoktun.
Sen yoktun bir tanem.
Gözlerinin güzelliði
Gelirdi aklýma hep.
Oturur aðlardým yalnýzlýðýma kaderime.
Ölümlerden beter olurdum.
.
BEN ELLERÝNDEKÝ
KINA KOKUSUNA HASRETTÝM.
Bir de dudaklarýnýn o tatlý gülümesine.
O tatlý gülümsemen
Öldürdü, öldürürdü beni.
Aðlardým olmazdý hiç sabahlarým.
Canýmýn içinde bir can gibiydin.
Hasrettim, o tatlý sesine.
Saçlarýnýn örgüsü yoktu.
Kýnalý ellerin yoktu.
Sen yoktun bir tanem.
Sözlerinin güzelliði gelirdi aklýma hep.
Otururur aðlardým, yalnýzlýðýma kaderime.
Ölümlerden beter olurdum.
.
BEN ELLERÝNDEKÝ
KINA KOKUSUNA HASRETTÝM.
Bir de sað yanaðýndaki o siyah bene.
Sað yanaðýndaki o ben öldürürdü beni.
Sevgi nedir ki gülüm kuþun kandýnda.
Ölüm gelir bir gün.
Hiç habersiz ansýzýn.
Eriþir can içinde o tatlý cana.
Sen yoktun.
Yoktu o muhteþem güzelliðin.
Güzel gözlerin bakmýyordu bir tanem.
O talý nazlarýn gelirdi aklýma hep.
Oturur aðlardým yalnýzlýðýma kaderime.
Ölümlerden beter olurdum.
.
BEN ELLERÝNDEKÝ
KINA KOKUSUNA HASRETTÝM...

O-C-A-K-B-E-Y



__________________
Arif Ocakçý-OcakcýKINA GECESÝ

Eskiden düðün eðlencelerine pazartesi günü çeyizin güvey evine gönderilmesi ile baþlanýrdý. Çeyiz alayýnýn önünde, kumaþlar, meyve ve çiçeklerle aðaç þeklinde süslenmiþ nahýllar taþýnýrdý. Salý günü yapýlan gelin hamamýndan sonra, çarþamba akþamý gelin evinin hareminde kýna gecesi düzenlenirdi. Bu sýrada beyler de selamlýkta veya damat evinde eðlenirlerdi.

Kýna gecesinde gelin, genç kýzlar ve yengeler, bindallý adý verilen, kadife veya atlas üzerine dival tekniðinde iþlemeli aðýr elbiseler giyerler, gelinin yüzüne pullu al duvak örtülürdü. Damadýn akrabalarýndan birkaç kiþi, kýnayý gümüþ tepsi içinde ve üzerine iki mum dikerek gelin evine getirirlerdi. Bütün misafirler yerlerini aldýktan sonra, kayýnvalide kendi getirdiði ipek kumaþý yolluk gibi önüne serdirirdi. Gelin ve arkadaþlarý, ellerinde yanan mumlarla ve gelinin baþýna bereket paralarý saçarak davetlilerin yanýna gelirlerdi. Gelin, yere serilen kumaþýn üzerinde yürüyerek iyi tanýmadýðý kayýnvalidesinin elini öpmeye giderdi. Ortaya kuruyemiþ, çörek, badem þekeri getirilir, kýna gecesine özgü türkü ve maniler söylenerek gelin aðlatýlýr, bunun bereket getireceðine inanýlýrdý. Daha sonra gelin bir yastýða oturtulur, kayýnvaldesi avucunun ortasýna bir altýn koyar, mutlu evliliði olan bir haným tarafýndan avuçlarýna, parmak uçlarýna ve ayak baþ parmaklarýna kýna yakýlýrdý. Gelin avucundaki bu altýný uður ve bereket için saklardý. Arkadaþlarý da kýsmetleri açýk olsun diye kendi ellerine kýna yakarlardý.
OCAKBEY OCAKBEY OCAKBEY
Sosyal Medyada Paylaşın: