VUKUATSIZ MANTALİTE
Ben geldim.
Ha yok, sazýmý getirmedim.
Saçlarýndan bir iki tel alýp
Ruhsatlý deliler sokaðýna gideceðim.
Hem baþka birþey istemem.
Ciðerimde iki kalem nefes,
Yüreðimde bir kaç damla mürekkep,
Zihnimde hatýrý sayýlýr kalan anýlar,
Soyluca haykýrýþlarým için kafiidir.
Ruhsatlý deliler sokaðýndan
akýllý insanlarýn caddelerine,
gedik açtýlar.
- Tabi söylememde yarar var;
saçlarýn zaten kýymetli ama
bundan böyle sazlarda kýymetli sayýlacak.
Ayrýca,
bu sokaðýn resmîni taþýyabilecek tek parþömen
mavi renkli.
- Sen sýkýlmadýn mý ?
ben sýkýldým.
Ellerimle çay demledim,
gel beraber maviyi kýskanalým.
Bir mazbata bir mühür yeter
kýymetli delilerden olabilmemiz için.
Akýllý olmak çocukken iþ görüyordu.
Hoþ, iki tane teyze saçýmýzý okþayacak diye
akýllý olmak da neyin nesiydi?
Gel beraber delirelim,
muzýrlýk yapýp, sokaðýn halýlarý üzerinde tepinelim,
lambalarýna heyecanýmýzý fýrlatalým,
duvarlarýna sevgimizi çizelim.
Ne bileyim!
Deliliðimizi müstakbel kýlalým,
aklý selimler arkamýzda saf tutsun.
Herþeyi bir kenara býrak da;
Mazbatayý sen al, mührü ben,
Her gelene dünyayý hibe edelim,
Tek, ruhsatlý deliler sokaðý bizim olsun…
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.