suskun saatlerin izi kalýr gözlerinde
yýldýzlarýn rengini içen tumturaklý gecelerde
hüzünse ruhunun çalkantýlý yýkýmýnda arý kovaný
ýslak zemin kayganlýðýna benzer umut unutma
asýldýkça omuzuna bastýkça üzerine
kayar gidersin yalnýzlýðýn
göbeðine
gölge duvarlarýnda
istemediðin kalabalýklar çoðalýr
susuzluðun artar tutkunun küf çiçeklerinde
çýlgýn obruklar gibi yutar zaman her þeyi
kendi içinde boðulursun sýð dalgalarda kör dalgýçlar gibi
sonra takvimler de uzar gider günler aylar yýllar
öpücük böcekleri gibi kanýný somurur
ayrýlýklar
küsen çiçekler açtýrýrsýn
kalbinin hayalet bahçelerinde bataklýk sinekleri üþüþür
yüzünün nergizlenen lâlelerine güneþler solar dudaðýnda
ölü balýklar yüzer yüzünün telkâri gamzelerinde
yine de aþký mýrýldayan dilinde hep sancýlý
ümitler yeþerir
yaþamak elzem bir ihtiyaçtýr
ömrün dik yokuþlarýndan savrulan rüzgâr gibi
topraða kök salan gövdeler gibi aðaçlarýn gürültülü sessizliðinde
aþk belki de yaný baþýnda görmediðin aðzý öpülmemiþ bahardýr
avuçlarýnda hissetmediðin açmayý bekleyen gül’dür
bakmasýný bilsene en güzel gönle
akmasýný bilsene
ayþe uçar
12102023
10:00