Bu þehrin arka sokaklarýnda, Gök yüzünde kavgaya ritim tutan, Ay ile yýldýzlar eþliðinde, Herkes kendi notasýz þarkýsýný söyler...
Usta bu þehrin kaldýrým taþlarýna, Sým sýký tutulmuþ dilsiz banklarýnda, Sönmüþ sokak lambalarý altýnda, Her kes kendi acýlarýna göz yaþý döker...
Usta bu þehir’de her kes kimliksiz bir mülteci, Can evinden paslý hançerle yaralý bir meczup, Yýllarýn yorgunluðu ile faili meçhul ayrýlýklardan firari, Çaresizlikten prangalý dert haný bu þehire sýðýnma talebinde...
Usta bu þehir bir baþka tiyatro sahnesi, Sevdaya öyle yalancý perdeler açar’ki þaþarsýn, Gece özlemle gündüz hüzünle yorar insaný, Adýna istanbul denilen bu þehir umutlarýn mezarý be usta...!