VARDI III

Ne kadar güzeldi eskiden hayat
Ceviz kabuðuna dünya sýðardý
Þimdi her tazenin mayasý bayat
Üzümün çöpünde þýrasý vardý

Þubat’ta manavda karpuz olmazdý
Garibin filesi yine dolmazdý
Doðanýn bir mevsim gülü solmazdý
Hepsinin zamaný, sýrasý vardý

Mahalle bakkalý vardý köþede
Gülsuyu satardý mavi þiþede
Komþular ortaktý hüzün, neþede
Her gözün üstünde karasý vardý

Çerçi de gelirdi haftada, ayda
Takasa girerdi arpa, buðdayda
Sermaye atýnda, terazi tayda
Uruplaða, þinik, darasý vardý

Baðýrýr; "bisküvi, harnup, leblebi!.."
Peþine takýlýr sümüklü sabi
Tereke urbanýn derindi cebi
Elinde delikli parasý vardý

Kumaþý yýpratan ütü deðildi
Yavruyu öldüren sütü deðildi
Kötü de bu kadar kötü deðildi
Zorbanýn gocunan yarasý vardý

Ne zaman; ufukta sorun belirdi
Klanýn derdini klan bilirdi
Adalet aranmaz, kendi gelirdi
Ýhtiyar heyeti, þûrasý vardý

Pancarý yoksa da düþerdi pezik
Midesi tok olan olur mu ezik
Birinin kolunda altýn bilezik
Birinin boynunda turasý vardý

Siyaset nezdinde çok idi yalan
Eþekten kýymetli deðildi palan
Arada sandýktan reyimi çalan
Hýrsýzýn bir yerde durasý vardý

Alibaba’nýn da vardý imaný
Ahiret; denizi, dünya; limaný
Hesapta tutardý, öteki yaný
Velakin evvela burasý vardý



Dost Katkýsý................Teþekkürlerimle

Herkes feyz alýrdý tertemiz dilden
Ýnanýrdý HAK’ka caný gönülden
Hurafe ve fen*in öyle tez elden
Laf ile kapanmaz arasý vardý................Aydýn KAHRAMAN

Bizim çocuk olduðumuz zamanda
Ýnsanlýk bir yanda dostluk bir yanda
Yemek verilirdi her ramazanda
Üstelik diþin de kirasý vardý..................Suat ZOBU

Yoktu Allah ile kulu kandýrma,
Fotomontaj ile bir inandýrma;
Yalan doðruluða oldu sundurma,
Çünkü gölgesinin mirasý vardý..................sakaogluhasankucuk


Çerçi: sýrtýnda yada bir hayvana yüklediði ufak tefek tuhafiye eþyasýný, incik boncuðu köy köy, mahalle mahalle dolaþarak satan gezici esnaf
Uruplaða: bir tahýl ölçeði
Þinik: 8 kg.lýk tahýl ölçeði
Dara: kabýyla birlikte tartýlan nesnenin kabýnýn aðýrlýðý
Harnup: keçiboynuzu
Tereke: ölen bir kimseden kalan her þey (giyim eþyasý olarak iþlenmiþtir)
Urba: giysi (pantolon olarak iþlenmiþtir)
Gocunmak: çekinmek, kaçýnmak, bir davranýþtan, bir sözden, bir durumdan alýnmak, bir þeyden kýrgýnlýk duymak
Klan: boy, topluluk, kabile
Ýhtiyar heyeti: köy yada mahalle tüzelkiþiliðinde muhtar baþkanlýðýnda görev yapan yetkili kurul
Þûra: danýþma kurulu
Pezik: þeker pancarýnýn toprak üstünde kalan yeþil kýsmý
Tura: paranýn resimli yüzü. (bazý yörelerde "küçük altýn")
Palan: genellikle eþeklere, kimi kez de atlara vurulan, enli, yayvan ve yumuþak, kaþsýz eyer




Sosyal Medyada Paylaşın: