MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

ZENCEFİL HANIM KONAĞI
EROL TASLAK

ZENCEFİL HANIM KONAĞI


Neredeyse tamamý paslý, yer yer haki boyalý,
Demir kapýyý açtým zorlayarak sað tarafa,
Erguvan aðacýyla zencefiller karþýladý beni,
Kalýn taþ döþeli, yorgun eþiðe ayak bastýðýmda.

Sokaktaki loþ ýþýkta, buðulu boðaz manzaralý,
Altý taþ yapýlý, üzeri ahþap bir konaktý burasý,
Duvarlarýný kaplayan sarmaþýklara sýkýþmýþ,
Kimisi yerinden oynamýþ, solgun siyah pervazlý.

Bu konakta tek baþýna bir kadýn yaþýyormuþ,
Adýný bilmeyenler Zencefil haným diyormuþ,
Bahçede fark ettiðim havadaki aþk kokusu,
Meðer, Erguvan’a sarýlý Zencefil’den geliyormuþ.

Ortada mermeri kararmýþ kýz heykelli bir havuz,
Omuzdaki testi susuz, yosunlar hayli kurumuþ,
Ýncir aðacýnda asýlý, urgandan iptidai salýncak,
Aheste sallanýyordu, çürümüþ oturaðý çocuksuz.

Sýrtýný konaða dönmüþ ferforje takým daðýnýktý,
Masa sanki saðlamdý fakat bir ayaðý kýrýktý,
Tahta trabzanlý, betondan yapýlmýþ merdiven,
Konaða girerken saydým, hepsi yedi basamaktý.

Aralanmýþ dýþ kapýya dokunup içeri girdiðimde,
Ýlkin Mustafa Kemal’i gördüm atýnýn üstünde,
Yanaðýmý okþayan zencefil kokulu esintinin,
Sevincini hissettim elimi yüzüme sürdüðümde.

Eski düðmeyi indirince canlandý köþe lambasý,
Klasik tarzda döþenmiþti, evin büyük odasý,
Taþlaþmýþ telvesiyle bir çift yaren aðýrlýyordu,
Cumbanýn önüne konmuþ dantelli fiskos masasý.

El dokuma halý eski, tavan ahþap iþlemeydi,
En tatlý hatýralar burada yaþanmýþ belliydi,
Eþyalarda, duvarlarda, teneffüs ettiðim havada,
Zencefil hanýmýn aþk kokusu erguvani renkteydi.

Gayriihtiyari baktým salondaki tüm resimlere,
Duvarlardaydý bazýsý, kimisi konsol üstünde,
Gördüðüm her resim kulaklarýma fýsýldýyordu,
Sürüklüyorlardý beni geçirmediðim günlere.

Ýstanbul’un beyefendisi eþine dayamýþtý baþýný,
Osmanlý’nýn genç kýzýydý, Cumhuriyet kadýný,
Ciddiyetini koruyan mutlu tebessümler gördüm,
Yanlarýnda yer almýþtý giyimli temiz çocuklarý.

Büyük odadan çýkarak küçüðüne geçtiðimde,
Kitap doluydu kütüphane, çoðu farklý dillerde,
Gramofondan en son Safiye Ayla duyulmuþtu,
Bir gün gibiymiþ bunca yýl, geçmiþ hayal içinde.

Sarkaçlý saat ile birlikte anýlar da durmuþtu,
Heinzman’ýn tuþlarý belli ki çoktan susmuþtu,
Kuyruðuna dayalý, sessiz kalmýþ yaylý tanbur,
Huzurlu sükuneti eþine yaslanarak bulmuþtu.

Beni üst kata yönelten içimde artan meraktý,
Merdiven bittiðinde karþýda yatak odasý vardý,
Kapýnýn önüne gelince bir an duraksamýþtým,
Sanki bu kapýyý önceden defalarca açmýþtým.

Bu oda da salon gibi klasik mobilya döþeliydi,
Süt takýmý bulunan sehpa, ortada altý köþeliydi,
Açýk kalan gardrop kapaðýnýn arkasýndaki kedi,
Sevdirdiðinde kendisini artýk daha neþeliydi.

Ýhtiþamlý maun yatak pencereyi seyrediyordu,
Erguvan ise dýþarýdan zencefiline bakýyordu,
Her iki baþucuna konmuþtu oval komidinler,
Beyaz geceliðiyle Zencefil, nefessiz uyuyordu.

Nevresimler beyazdý, gümüþ saçlar bembeyaz,
Yataða yaklaþarak izledim bu güzelliði biraz,
Ellerinde eski resimlerle bir defter tutuyordu,
Sanýrým benden bakmamý, okumamý istiyordu.

Fotoðraflar çok daðýnýktý, topladým her birini,
Parmaklarýnýn arasýndan aldým aný defterini,
Tek baþýna yaþayarak sessiz giden Zencefil’in,
Okumaya baþlamýþtým konakta geçen günlerini.

Ýlk sayfalarda aþkýný, Erguvan beyi anlatmýþtý,
Muharrirdi Erguvan, öðretmenlik de yapmýþtý,
Ýþgal yýllarý bittikten sonra, hayat arkadaþýyla,
Üsküdar Musiki Cemiyeti korosunda tanýþmýþtý.

Birbirlerini çok sevip aþýk olup evlenmiþlerdi,
Sade bir nikahla bu konaða yerleþmiþlerdi,
Yýllar geçtikçe büyüyen aþklarýnýn armaðaný,
Ýki kýz bir erkekti, çocuklarýný çok sevmiþlerdi.

Ýlerleyen yapraklarda ev hayatý resmedilmiþ,
Kitaplarý severlermiþ, zevkleri musikiymiþ,
Erguvan bey piyanonun baþýna her geçtiðinde,
Zencefil haným tanburuyla o’na eþlik edermiþ.

Çocuklar neþe içinde evin her yerinde oynarmýþ,
Pazar kahvaltýsý muhakkak bahçede yapýlýrmýþ,
Erguvan bey kahveyi gazete okurken sevse de,
Umumiyetle muhabbetler cumbada yaþanýrmýþ.

Yýllar ilerledikçe Zencefil’e acýlar da getirmiþ,
Küçük yaþtaki oðullarý kuþpalazý geçirmiþ,
Gözyaþlarýyla ýslatýlmýþ defterdeki sayfada,
“Cennetteki bir meleðin annesiyim ben” demiþ.

Akýp giden zamanla kýzlar okuyup büyümüþler,
Ýkisi de evlenerek yurt dýþýna yerleþmiþler,
Evdeki sessizliði bozmak için notalara sýðýnýp,
Piyano ile yaylý tanbur birbirini teselli etmiþler.

Zencefil hanýmýn konaðýndan evlatlarý gitmiþti,
Ayrýlmak sýrasý bu kez Erguvan beye gelmiþti,
Bir sonbahar akþamý aniden yýðýlarak bahçede,
Gövdesine sarýlý zencefili, erguvan terk etmiþti.

Sayfanýn alt kýsmýnda veda tarihi yazýyordu,
Gözlerimin önünde doðum günüm duruyordu,
Arkadaki siyah beyaz fotoðrafa baktýðýmda,
Kaným dondu, Erguvan týpký bana benziyordu.

Bu hazin gidiþin ardýndan anýlar da sonlanmýþ,
O günden sonra Zencefil dýþarýya çýkmamýþ,
Tarih kokan hatýralarýn yaþandýðý ahþap konak,
Erguvandan sonra kapýsýný baþkasýna açmamýþ.

Topladýðým fotoðraflar þimdi bana bakýyordu,
En üstteki resimde Zencefil haným duruyordu,
Altý köþeli sehpanýn kenarýndaki koltuktan,
Kavuþmaya dair iþtiyakla ellerini uzatýyordu.

Önceden tatmadýðým tuhaf duygular yaþadým,
Ellerimi istem dýþý, uzatýlan ellere býraktým,
Sýkýca tutup ellerimden beni kendine çekerken,
Artýk yeniden Zencefil’in yanýndaki Erguvan’dým.

Kollarýmýn arasýndaydý ancak, titriyordu bedeni,
En çok kalan özlermiþ, kendinden önce gideni,
Susamýþ dudaklarýndan tek bir cümle döküldü,
“Nerelerdeydin sevgilim, çok beklettin sen beni.”

Yine çocuk sesleri evin her yerinden geliyordu,
Duvardaki saatin sarkacý tekrar çalýþýyordu,
Gramofon iðnesini yavaþça plaða indirdim,
Dinlediðimiz son þarký kaldýðý yerden baþlýyordu.

EROL TASLAK

Hikaye gerçek bir olaydan esinlenmiþtir.


Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.