ülkemi özlüyorum
yarasýndan kuþlar geçen
kanatlarý serin sehere takýlý
hepsi de benim gibi göçmen
hepsine türküler aðýtlar yakýlý
sahi
bana da söylenir mi bir türkü
gölgemi unuttuðum
suna boyunlu daðlarda yankýlanarak
bir çift göz bir tek yürek bekler mi
ardýmdan salýnarak
flamingo diyorlar
oysa her nefeste bir deyiþ
kaval boyunlu allý turnadýr onlar
biliyorum misafirim burada
bu bahar olmazsa
belki baþka bahara,
döneceðim diyorum,
göçmen kuþlar gibi
bir gün mutlak oralara
varsýn angut desinler bana
evet bir angut kuþu gibi
hüznümü tutarak avcumda
anadolu kadýný gibi çilekeþ
bekleyeceðim ülkemin baþ ucunda
güvercinlerini ülkemin,
öksüz kuþlarý,
þerefelerinde minarelerin
insan eli kadar yakýn,
insan eli gibi sýcak bana
ve bir lisandýr dokunan
içimdeki isyana
oysa içimde her adým,
bir serçe var ki
hiç susturamadým
kerpiç evin damýnda
iðde aðacýn dalýnda
bir serçedir yüreðim,
sahipsiz, kanatlarý kan
her çýrpýnýþýnda
göðsümde dermansýz bir figan
sýðýrcýklarý özlüyorum
zemheride topraða yaðan
karlar mý onlarýn
onlar mý karlarýn kanadýnda,
çarptýkça ruhuma
ruhum gibi yalpalayan
kýrlangýçlar da var dý
gün batýmýnda elif çizerken
onlar uðurlamýþtý deðil mi
öyle bükük boyun giderken
belki haziranda ardýç kuþu,
yuvasýnda bir tutam ökse
bir þahin bakýþtýr
üþüyen kanatlarýma eklediðim
bir bekleyenim olmasa da
hep dönmektir bunca beklediðim.