YAPAY ZEKA
Teknoloji yokken,sakindi insan,
Pek fark etmiyordu mart ile nisan.
Bahar ve yaz çalýþýr,kazanýrdý,
Kýþýn da hem yer hem nazlanýrdý.
Haz duyardý,çalýþtýðý iþi bitirmekten,
Evine bir lokma da olsa ekmek getirmekten...
Fazla dolaþmada,gezmede gözü yoktu,
Aç kalmýyordu þükür,karný toktu.
Ne saðdan soldan ne dünyadan haber duyuyordu,
Akþam olunca vurup kelleyi uyuyordu.
Saðlýklý ve dinç kalkýyordu sabaha,
Bugün kime faydam olsun diye,düþünüyordu bir daha.
Yollar tozlu ve çamur çoktu,
Fakat trafik derdi de yoktu.
Pazardan fazla bir þey almazdý,
Ama yemeden de asla geri kalmazdý.
Bakkallar market oldu,marketler süper market,
Þehirler cazip olunca,dediler köyü terk et.
Kabuk deðiþtirdik sanki,boþaldý köyler,
Þehre göçelim diye,çocuklar bile söyler.
Çok çabuk,tarýmdan sanayiye döndük,
Hatta bununla da çok övündük...
Deðer verilmeyince,önce çiftçilik bitti,
Bunun yaný sýra hayvancýlýkta gitti.
Telefon,televizyon,bilgisayar,
Ýnsanlýða verdi ayar.
Herkes bir kenara çekilmiþ,
Ne söz söyler,ne de duyar...
Sabýr ve þükürü unuttuk,
Öfkenin yolunu tuttuk.
Her þeyde bir yarýþ baþladý,
Trafikte bile birbirini haþladý.
Teknoloji güzel ama,aç kalýnca yenmiyor ki,
Öfke dolmuþ güzel insan,mutluluða dönmüyor ki.
Geleceðin savaþlarý,gýdadan ve sudan olacak,
Denizde,okyanusta deðil,’yapay zekada’ boðulacak...
Abdurrahman KAHRAMAN
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.