MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

29 MAYIS 1526 ANTAKYA DEPREMİ
HALİL YILMAZ HITMİYE

29 MAYIS 1526 ANTAKYA DEPREMİ



(Depremi Yaþayan Her Ýnsan, Kendini Bu Þiirde Bulacaktýr)
Deðerli okurlarým!
Bu þiirime bir soru ile baþlamak istiyorum.
Soru:
Tarih denilen sonsuz zaman kavramýndan ders çýkarmak yerine, aradan geçen 497 yýl sonra yaþadýðýmýz 6 Þubat 2023 depremine tekerrürdür diyenler; Doðanýn þaþmaz kurullarý ile Tanrý’nýn verdiði aklý, bilim ve teknolojiyle birleþtiremeyecek kadar Sefil akýllarýný dogmalara kiraya verip; “Yazgý – Kader” savlarýna sýðýnarak hurafeler denizinde kulaç atmýþ olmuyorlar mý?
“………….
Bir gün
Büyüsü bozulur Tanrýlar diyarýnýn
Gazaba gelir Tanrýlar Kentinin Tanrýlarý
Ve o diyarýn çocuðu
Antakyalý Yuhannas Malalas
Anlatýr Andaçlarýnda
Tanrýlarýn (Teopolis) büyülü
Varsýl kenti Antakya
Ýsa’dan sonra 1526 Mayýsýn 29’u
Kadýn gibi yumuþak, ýlýk
Hoþ, serin bir ikindi – akþam arasý
Çapkýn, baygýn bakýþlý
Güneþ hazan olmuþ
Yaprak kýzýlý
Kozmik Akasya saçlarýný yaslamýþtý
Deve kervaný Amanoslar’a
Teslim olmaya hazýrlanýyordu
Tanrýlar ve depremler diyarý Antakya
Kuzguni karanlýða
Birden gökleri yýrtan
Ateþ kokan, alevler soluyan
Kulaklarý saðýr eden
Dehþet mi dehþet sesler ummaný
Yer, gök kudurmuþ, toz, duman bulutu
Püsküren, düþerken yükselen
Renk cümbüþü raks eden alevler
Kor cehennemi bir deprem
Ve gökten yaðarken yanan yaðmurlar
Ölen 250 bin kiþi
Can pazarý þimdi
Sonsuzlukla yarýþan
Acý, tiz çýðlýklarla iniler
Yüz bin yýllýk Tanrýlar ve depremler diyarý
Buz gibi, mum gibi
Beyaz, kara sarý
Sanki kum zakkumlarý
Kurumuþ kanlarý, kokmuþ bedenleri
Elem yüklü, yýrtýlýr insan yürekleri
Cesetlerle dolu sokaklar
Ve kendi yalnýzlýðýndan
Býkmýþ, usanmýþ
Antakya’da zaman gibi sosuz geceler
Ve yüzüne sýðmayan
Aðzý kulaklarýnda
Cehennem kayýkçýsý Haron
Ellerini ovuþturur, sevinç çýðlýklarý atar
Baþlar Antakya (cennet)
Hades (ölüler ülkesi) arasý seferlerine
At hýrsýzý kýlýklý, azgýn, cani, bozguncu
Akýn akýn soyguncular dörtnala
Kentin Doðu yakasý çöllerden
Gömülen, yaðmalanan
Deðer biçilemez zenginlikler, güzellikler
Yýkýntýlar arasýnda
Kolu kesilmiþ kýzlar, kadýnlar
Kýnalý, taze gelinler
Ne etsen, her ne yana dönsen
Duyanlarý del’eden
Acý, tiz çýðlýklar
Belleklere, iliklere iþleyen iniltiler
Veba, sýtma, sinekler
Ve insaný iðrendiren ceset kokularý
Gökyüzünü kaplayan leþ kargalarý
Tarihte ilk ýþýklandýrýlmýþ kent
O bakýmlý, o görkemli cennet
Kaos, kargaþa, yaðma
Ve terk edilmiþ zifiri karanlýklar þehri
Boylu boyunca harabe þimdi
Bebeler susmaz
Sular akmaz olur Antakya’da
En kanlý, en ölümcül savaþtan
Daha korkunç
Ve daha ölümcüldü deprem
Sarsýlýr, dumurlaþýr inançlar
Asi olur, isyan eder Antakyalýlar
Olmazdý, bu güzellikleri
Bu paha biçilmez zenginlikleri
Yýkan, yok eden bir Tanrý olamazdý
Üstelik altýn kubbeli
Çanlý evini de yakýp yýkmýþtý
Sallanýyordu Tanrýlar Þehri hâlâ
Hiçbir yalvarý, yakarý ve adak
Sökmüyordu Tanrýlara
Daha güçlüydü korku
Ýmandan ve Tanrýlardan
Uðruna öldükleri
Gidip de dönmedikleri
Üzerinde kadit olduklarý
Ve kendilerini yutacak kadar gaddarlaþan
Bu topraklardan umutsuz
Yorgun, yaralý payton atlarý gibi
Kendi küllerinden doðan
Kaf Daðýnýn Anka Kuþlarý
Baþladý, hiçbir zaman bulamayacaklarý
Hayal ürünü baþka cennetler yolculuðu
Yýldýzlý, ýlýk, yumuþak gecelerde
Ciðerleri yana yana
Yürekleri söküle söküle
Düþtüler düþe kalka baþka diyarlara
Sonu bilinmez zamanda yolculuða
Dönüp dönüp
Yitirdikleri Cennete bakýyorlardý
Düþlerini çalan
Yüreklerini daðlayan
Anýlarýný, hayallerini, sevdiklerini
Alýn teri göz nurlarýný yutan
Bozguna uðramýþ
Bir ordudan arda kalan
Canlarý bedenlerine yük, baþlarýna bela
Bu diyardan
Kaçmanýn þaþkýnlýðýný yaþayan
Yorgun, yoksul, yaralý ve maðrur
Biçare ve þaþkýndýlar
Korkunç bir rüyadan arda kalan
Zakkum suyuna mayalanmýþ düþleri
Her biri birer çengel çiçeði
Mezarlýktaki taþlar misali
Lal olmuþ dilleri
Acýya durmuþ saman sarýsý yüzleri
Sonbahar pusu çökmüþ
Ýri, bal yeþili
Bulutsu, patlak, þaþkýn gözleriyle
Hýçkýra hýçkýra, aðlaya, dövüne
Uzun uzun son kez baktýlar Silpius’tan
Zaman denilen bir yosmadan kalmýþ
Yanmýþ, yýkýlmýþ, yaðmalanmýþ bir mezarlýk
Toz duman içindeki
Yüreklerini, düþlerini gömdükleri
Tanrýlarýn kutsal diyarý Antakya’ya
Kan ve irine kesti akan sular
Kan aðladý aðaçlar, börtü böcekler
Çiçekler, gelincikler
Karalar baðladý canlý – cansýz her þey
Artýk gündüzler de gece
Ormanlar gibi ýssýz
Sanki dað baþý
Can korkusunun kol gezdiði
Ýzbe, dar Antakya sokaklarý
Rüzgâr ve Asi yorgun, suskun, suçlu ve çaresiz
Her yýkým ve kýyýmdan sonra
Kadýn gibi doðurgan
Üretken ve cömertti buralarda topraklar
Denizler gibi derindi
Ve maviye kesmiþti gökyüzü berrak
Yaþamý devþirir Tanrýlarýn babasý
Akdenizli Zeus aþk ve þarap sarhoþu
Elemden mi?
Sevinçten mi? bilinmez
Ve
Bu zaman kýrýlmasýndan kurtulanlar
Salýncaklar kurarlar
Zeus’tan çaldýklarý kiþneyen, cilveleþen
Ýpil ipil seviþken yýldýzlara
Ayla seviþirler düþlerinde
Yiten sevgililer yerine
Çatlar, kýskanýr hareli yakamozlar
Ölümsüzlüðün si mgesi
Zeytin aðacý ve Kýzý Defne
Hýtmiyeler süyüm süyüm
Dünyanýn dönüþü – Kum saati gaddar
Dünlerini, umutlarýný yutmuþ
Eleyip un etmiþti zaman deðirmeni
Dünleri yoktu
Lakin yarýnlarý yeniden kurmak
Yere indirirler, seyran eylerler Ay ve yýldýzlarla
Çekilmez, kahýr dolu yaþam
Devam eder acýlarýyla, aðýt ve hoyratlarýyla
Her seferinde zamanlarýn kýrdýðý yerden
…………..”
NOT:
2010 yýlýnda yayýmlanan “Semavi Dinlerin Kutsal Kenti Antakya” adlý yapýtýmda yer alan bu þiiri; 6 Þubat 2023 günü yaþadýðýmýz 7,7 þiddetindeki deprem üzerine, güncelleyerek Siz Deðerli okuyucularýmla paylaþýyorum.




Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.