Bütün mü’minler kardeþtir;
öyleyse kardeþlerinizin arasýný düzeltin
ve Allah’a gönülden saygý besleyip
O’na karþý gelmekten sakýnýn ki
O’nun rahmetine eriþesiniz. (26)
Ey iman edenler!
Zannýn çoðundan sakýnýn;
çünkü zannýn bir kýsmý günahtýr.
Birbirinizin gizli hallerini
ve kusurlarýný araþtýrmayýn.
Birbirinizin gýybetini yapmayýn.
Herhangi biriniz
ölmüþ kardeþinin etini yemekten hoþlanýr mý?
Ýþte bundan tiksindiniz!
Allah’a gönülden saygý besleyip
O’na karþý gelmekten sakýnýn.
Þüphesiz Allah,
tevbeleri çokça kabul edendir,
engin merhamet sahibidir. (27)
Sen ancak
Kur’an’a uyan
ve görmediði halde
Rahmân’dan korkan kimseyi
uyarabilirsin.
Ýþte böyle olanlarý büyük bir baðýþlanmayla
ve çok güzel,
bol ve ardý arkasý kesilmeyecek
bir mükâfatla müjdele! (22)
Buna karþýlýk,
Rablerine karþý gelmekten sakýnanlar için ise,
birbiri üstüne kat kat binâ edilmiþ
ve altlarýndan ýrmaklar akan
muhteþem köþkler vardýr.
Bu,
Allah’ýn verdiði sözdür.
Allah verdiði sözden asla dönmez. (23)
Hiçbir günahkâr,
baþkasýnýn günahýný yüklenmez
ve onunla yargýlanmaz.
Aðýr bir günah yükü altýnda ezilen kimse,
yükünü taþýmak için
baþkasýný yardýma çaðýrsa,
bu çaðýrdýðý kimse akrabasý bile olsa,
onun günahýndan en küçük bir þey yüklenemez.
Sen ancak görmedikleri halde
Rablerinden korkan
ve namazý dosdoðru kýlan kimseleri
uyarabilirsin.
Artýk kim günahlarýndan temizlenirse
kendi iyiliðine temizlenmiþ olur.
Nihâî dönüþ
yalnýz Allah’a olacaktýr. (21)
Allah,
sözün en güzeli olan Kur’an’ý,
âyetleri birbiriyle âhenkdâr,
uyumlu,
týklým büklüm hakîkat dolu
bir kitab hâlinde indirdi.
Rablerine karþý
derin bir saygý duymakta olanlarýn
onun tesiriyle derileri ürperir;
sonra da hem derileri,
hem kalpleri
Allahýn zikrine ýsýnýp yumuþar.
Ýþte bu kitap,
Allah’ýn doðru yol rehberidir ki,
dilediðine onunla yol gösterir.
Allah kimi de saptýrýrsa
artýk onu doðru yola getirecek
kimse yoktur. (24)
Kalpleri Allah saygýsýyla dopdolu olup
Rablerine karþý gelmekten sakýnanlar da
bölük bölük cennete sevk edilecekler.
Oraya geldiklerinde
cennetin kapýlarý açýlacak
ve cennetin bekçileri:
“Selâm olsun size!
Ne mutlu size!
Tertemiz geldiniz!
Haydi,
ebediyen kalmak üzere girin cennete!” diye
buyur edecekler. (25)
“Görmediði halde
Rahmân’a karþý derin bir saygý besleyip
içi ürpertiyle dolan
ve sürekli Allah’a yönelmiþ,
O’na boyun eðmiþ
bir kalple gelen
her kul için.” (28)
Ýman edenlerin,
Allah’ýn zikri
ve Kur’an’dan inen gerçekler karþýsýnda
kalplerinin saygý ve ürpertiyle yumuþayýp
Allah’ýn emirlerine
tam teslim olma vakti hâlâ gelmedi mi?
Sakýn onlar,
daha önce
kendilerine kitap verilenler gibi olmasýnlar!
Çünkü o kitap verilenler,
vahye muhatap olmalarýnýn üzerinden
belli bir zaman geçince,
artýk ona olan saygýlarýný yitirmiþler
ve neticede kalpleri kaskatý kesilmiþti.
Onlarýn pek çoðu
Allah’a taatten
ve dinin sýnýrlarýndan çýkmýþlardýr.(29)
Allah’ýn
barýþ yoluyla fethedilen ülkelerin halkýndan
Peygamberi’ne nasip ettiði ganimet mallarý
Allah’a, Peygamber’e,
Peygamber’in yakýn akrabasýna,
yetîmlere, yoksullara ve yolda kalmýþlara aittir.
Tâ ki o mallar,
içinizde sadece
zenginler arasýnda dolaþan
bir servet hâline gelmesin!
Peygamber size ne verdiyse
onu alýn;
size neyi yasakladýysa
ondan da kaçýnýn.
Allah’a gönülden saygý besleyip
O’na karþý gelmekten sakýnýn.
Çünkü Allah’ýn cezasý
pek þiddetlidir. (30)
Ey iman edenler!
Allah’a gönülden saygý besleyip
O’na karþý gelmekten sakýnýn
ve herkes yarýn için ne hazýrladýðýna bir baksýn.
Allah’a gönülden saygý besleyip
O’na karþý gelmekten sakýnýn;
çünkü Allah,
bütün yaptýklarýnýzdan haberdardýr.(31)
Ey Peygamber!
Eþlerinizi boþayacaðýnýz zaman,
iddetlerini dikkate alarak
onlarý boþayýn;
iddet günlerini de iyice hesap edin.
Rabbiniz olan Allah’a
gönülden saygý besleyip
O’na karþý gelmekten sakýnýn.
Boþanmýþ eþleri,
zinâ ve hýrsýzlýk gibi
apaçýk bir hayâsýzlýk yapmadýkça,
iddet süresince
kocalarýyla birlikte yaþadýklarý evlerinden çýkarmayýn,
kendileri de çýkýp gitmesinler.
Bunlar,
Allah’ýn belirlediði sýnýrlardýr.
Kim
Allah’ýn belirlediði sýnýrlarý çiðnerse,
gerçekten kendisine yazýk etmiþ olur.
Bilemezsin,
belki de Allah bundan sonra
yeni bir durum meydana getiriverir. (32)
Bekleme sürelerinin sonuna vardýklarýnda,
onlarý ya meþrû ölçüler içinde
ve haklarýna riâyet ederek
nikâhýnýz altýnda tutun
ya da onlardan meþrû ölçüler içinde
ve haklarýna riâyet ederek ayrýlýn.
Ýçinizden adâlet sahibi iki kiþiyi de
þâhit tutun.
Ey þâhitler!
Siz de þâhitliði Allah için
dürüst ve dikkatli bir þekilde yapýn.
Allah’a ve âhiret gününe inananlara
verilen öðüt budur.
Kim Allah’a gönülden saygý besleyip
O’na karþý gelmekten sakýnýrsa,
Allah zorluklar karþýsýnda ona
bir çýkýþ kapýsý açar. (33)
Boþanmýþ olan kadýnlarýnýz içinde
âdetten kesilmiþ olanlarýn
bekleme sûreleri hakkýnda
tereddüt ederseniz,
onlarýn bekleme süresi üç aydýr.
Herhangi bir sebeple
henüz âdet görmemiþ olanlarýn
bekleme süreleri de bu kadardýr.
Hâmile kadýnlarýn bekleme süreleri,
çocuklarýný doðurunca sona erer.
Kim Allah’a gönülden saygý besleyip
O’na karþý gelmekten sakýnýrsa,
Allah ona iþinde kolaylýk verir. (34)
Allah onlar için âhirette de
þiddetli bir azap hazýrlamýþtýr.
Öyleyse
ey iman etmiþ akýl sahipleri!
Allah’a gönülden saygý besleyip
O’na karþý gelmekten sakýnýn.
Gerçek þu ki,
Allah size neyin iyi
neyin kötü olduðunu bildiren
ve size öðüt veren
bir kitap indirdi.(35)
Þüphesiz bunda,
Allah’ýn azabýndan korkanlar için
elbette büyük bir ibret vardýr.(36)
Kim de
bir gün
Rabbinin huzuruna çýkýp
hesap vereceði korkusuyla yaþamýþ
ve nefsini kötü arzulara uymaktan dizginlemiþse, (37)
Onlarýn
Rableri katýndaki mükâfatlarý,
altlarýndan ýrmaklar akan,
içinde ebedî kalacaklarý
sonsuz nimet ve mutluluk diyârý olan
Adn cennetleridir.
Allah onlardan râzý olmuþtur,
onlar da Allah’tan.
Bu mükâfat,
Rabbinden korkup
kalpleri O’nun saygýsýyla ürperenler içindir. (39)
Çünkü
Allah’a karþý duyduðu korkuyla
kalpleri ürperen öðüt alacaktýr. (38)
21) Fâtýr / 18. Ayet 22) Yâsin / 11. Ayet 23) Zümer / 20. Ayet
24) Zümer / 23. Ayet 25) Zümer / 73. Ayet 26) Hucurât / 10. Ayet
27) Hucurât / 12. Ayet 28) Kaf / 33. Ayet
29) Hadid / 16. Ayet 30)Haþr / 7. Ayet 31) Haþr / 18. Ayet
32) Talâk / 1. Ayet 33) Talâk / 2. Ayet 34) Talâk / 4. Ayet
35) Talâk / 10. Ayet 36) Nâziât / 26. Ayet 37) Nâziât / 40. Ayet
38) A’lâ / 10. Ayet 39) Beyyine / 8. Ayet