her günü bir tespih tanesi gibi zikrederek
yýldýz topladýðýn gecelere yaz
masalýn en trajik yerinde
çatýver iki tel saçý birbirine
yaðsýn üzerine
çareler, umutlar
lütuflar ve ihsanlar
göðün tüm sýcak renkleri
deruni bir iþarettir
zahiri bir hareket
bir aynada iki görüntü
hem suret
hem gerçek
bir bedende iki yürek
bir nazenin
bir gökçek
bir turnada iki kanat
biri beyaz
biri berrak
bir ýlýk tebessüm belki
belki bir süzgün gamze
eriten yýðýnla kötülükleri
kinleri ve düþmanlýklarý
seven ile sevilecek arasýnda bir dostluk
bir kardeþlik ve uhuvvet koridoru
sevginin temeli belki
sevenlerin vazifelerini hatýrlatan teblið
kamil insana açýlan kapý belki
*
islam’ýn beþ þartýndan biri olan hac
hicretin 9. senesinde farz kýlýndý
‘muhakkak ki,
insanlarýn ibadeti için kurulan ilk mabet
mekke’deki o çok mübarek
ve insanlarýn kýblesi olup
alemlere doðru yol gösteren kabe’dir. ‘
‘onda, Allah katýndaki þeref ve hürmetini gösteren
apaçýk deliller ve ibrahim’in makamý vardýr
ona giren her türlü tecavüzden emin olur
ona varmaya gücü yeten kimsenin
kabe’yi tavaf etmesi ise
Allah’ýn insanlar üzerindeki bir hakkýdýr.’
‘her kim bu hakký tanýmaz ve haccý inkar ederse
doðrusu Allah bütün alemlerden müstaðnidir,
kimsenin ibadetine ihtiyacý yoktur.’
ayet-i kerimeler
hicretin dokuzuncu yýlýnda nazil olunca
resulullah bir hutbe irat ederek
müslümanlara bu mükellefiyetlerini þöyle bildirdi
ey insanlar
hac üzerinize farz kýlýndý
o halde haccediniz…
resul-i ekremin bu tebliði üzerine sahabiler
ya resulallah, her yýl mý diye sordular
efendimiz, cevap vermeyerek sustu
ayný sualin sahabiler tarafýndan üçüncü kere
tekrarlanmasýndan sonra
efendimiz (s.a.v.)
hayýr… her yýl deðil
þayet evet demiþ olsaydým
muhakkak ki her sene
haccetmek üzerinize farz olurdu
ve siz buna güç yetiremezdiniz.
efendimiz,
ashab-ý kiramýn ayný þeyi
tekrar tekrar sormasýndan dolayý
þu dersi verdi
ben bir þey teklif etmeyerek sizi
kendi halinize býraktýkça
siz de beni kendi halime býrakýnýz
muhakkak ki, sizden evvelki milletler
ancak çok sual sormalarý
peygamberlerine karþý muhalefetleri yüzünden
helak olmuþlardýr
ben size bir þey emrettiðimde
siz bundan gücünüzün yettiði kadar yapýnýz
bir þeyden de sizi nehyettiðimde
artýk onu terk ediniz.
hac farz kýlýnýnca
efendimiz hac yapmak istedi
fakat sonra
beytullahta müþrikler de bulunacaklar
ve onu çýplak tavaf edecekler
bu hal ortadan kalkmadýkça
ben haccetmek istemem buyurarak
þimdilik bu isteðini tehir etti
gerçekten müþrikler, geceleyin kabe’yi
kadýn erkek karýþýk
ve çýplak olarak tavaf ederlerdi
üstelik bunu, kabe’ye hürmet sayarlardý
resul-i kibriya efendimiz, kendisi gitmeyince
hicretin dokuzuncu yýlýnda hz. ebu bekir’i
müslümanlara hac ettirmek
ve hac yapma usulünü öðretmek üzere
hac emiri olarak tayin etti
hz. ebu bekir
hac yapmak üzere hazýrlanmýþ bulunan
üç yüz müslümanla medine’den yola çýktý
medinelilerin ihrama girme yeri olan
zülhuleyfe’ye varýnca orada ihrama girdi
lebbeyk Allahümme leybeyk
la þerike leke lebbeyk
innelhamde vennimete leke ve’l-mülk
la þerike leke.
diye telbiye getirdi
hz. ebu bekir baþkanlýðýndaki
ilk hacý kafilesi mekke’ye girdi
hz. ebu bekir, bir hutbe irat buyurdu
hutbesinde, halka haccýn nasýl yapýlacaðým anlattý
hz. ebu bekir, konuþmasýný bitirince
hz. ali ayaða kalktý
ey insanlar
ben size resulullahýn elçisiyim
sonra tevbe suresinin
ilk otuz veya kýrk ayetini okudu
daha sonra hz. ali
ben, size dört þeyi bildirmeye memurum dedi
ve memur bulunduðu hususlarý
halka þöyle ilan etti.
hiçbir kafir cennete giremez
bu seneden sonra hiçbir müþrik hac etmeyecek
beytullah çýplak tavaf edilmeyecek
kimin resulullahla (a.s.m.) anlaþmasý varsa
onun anlaþmasý,
müddeti bitinceye kadar muteber olacak
bunlar dýþýndakilere
dört ay daha mühlet tanýnmýþtýr
bundan sonra hiç bir müþrik için
ne ahd ne de himaye vardýr.
hz. ali yanýnda
hz. ebu hüreyre de yukarýdaki hususlarý
zaman zaman halka yüksek sesle ilan ediyordu
haclarýný tamamladýktan sonra
hz. ebu bekir, hz. ali ve beraberindeki sahabiler
medine’ye döndüler
hicretin 9. senesi
resul-i ekrem efendimiz kerimesi
hz. osman’ýn zevcesi
hz. ümmü gülsüm
hicretin dokuzuncu senesinde vefat etti
yýkanýp kefenlendikten sonra
namazýný bizzat efendimiz (a.s.m.) kýldýrdý
defnedildikten sonra
kabrinin baþýnda bir müddet oturdu
bu sýrada gözlerinden yaþlar aktýðý görüldü
hz. ümmü gülsüm
efendimizin en küçük kýzý fatýma’nýn büyüðü idi
annesi hz. hatice müslüman olduðu sýrada
müslüman olmuþtu
hz. osman’ýn
hz. ümmü gülsüm’den çocuðu olmamýþtý.
abdullah bin übeyy bin selul
münafýklarýn reisiydi
resulullahýn aziz þahsiyetini nazarlardan düþürmek
islamiyetin inkiþafýna mani olmak
müslümanlarý birbirine düþürmek için
elinden gelen bütün gayreti
ömrü boyunca göstermekten geri durmamýþtý
bu menhus maksadýný tahakkuk ettirmek için de
bir çok iftiralarda bulunmuþtu
müslümanlarýn tesanüde
en çok muhtaç olduðu bir zamanda
bu adam tesanüdleri bozucu hareketlerde bulunurdu
Cenab-ý Hakk’ýn inayeti
resulullahýn tedbir ve himmeti ile
bu teþebbüsleri hep sonuçsuz kalýrdý
baþýnda bulunduðu
nifak þebekesinin yaptýklarýndan dolayý
haklarýnda ayet-i kerimeler
münafýkun adýnda müstakil bir sure nazil olmuþtu
hz. resulullah bunlara karþý hep ihtiyatlý davranýr
hal ve hareketlerini kontrol altýnda bulundurur
islam camiasýnýn ittifak ve tesanüdünü bozucu
planlarý karþýsýnda hep tedbirli olurdu
islam camiasýnýn birliðini bozmak için
eline geçen her fýrsatý kullanmaktan
geri kalmayan bu adam
hicretin 9. senesi zilkade ayýnda öldü
abdullah bin übeyy
münafýklarýn reisi iken
oðlu abdullah son derece samimi
ve müttaki bir müslümandý
bu, ölüden diriyi, diriden ölüyü çýkaran
Cenab-ý Hakk’ýn kudret ve hikmetinin bir tecellisi idi
baba münafýklarýn reisi
oðul mücahit bir müslüman
babasý vefat ettikten sonra
oðlu abdullah babasýnýn vasiyeti üzerine
hz. resulullahýn huzuruna çýkarak
ya resulallah
gömleðini bana versen de
babamý onunla kefenlesem dedi.
sonra da,ya resulallah
onun namazýný kýlýp istiðfarda bulunsanýz
diye ricada bulundu
gariptir ki, hayatý boyunca
islamiyet aleyhinde
planlarýn tasavvuru ve tahakkuku ile
meþgul olan bu adamýn
kefenlenmesi için
resul-i ekrem sýrtýndan gömleðini çýkarýp
hz. abdullah`a verdi
cenaze hazýrlanýnca bana haber veriniz
namazýný kýlayým buyurdu
cenaze hazýrlanmýþtý
efendimiz namazý kýlmaya kalkarken
hz. ömer, arkasýndan ridasýna yapýþtý
ya resulallah
Allah sizi münafýklar üzerine
namaz kýlmaktan nehyetmedi mi dedi
efendimiz gülümseyerek þöyle dedi
ben, istiðfar etmek
veya etmemekte serbest býrakýlmýþým
ben de tercihimi yaptým.
Allah Taala,
‘onlar adýna ister af dile, ister dileme
onlar için yetmiþ kere maðfiret dilesen
yine Allah onlarý baðýþlayacak deðildir’
buyurmuþtur.
daha sonra resulallah (a.s.m.)
abdullah bin übeyy`in cenaze namazýný kýldý
kabri baþýna kadar da gitti
aradan çok zaman geçmeden
peygamberimize münafýk ölüleri hakkýnda
Cenab-ý Hak tarafýndan þu kesin emir verildi
‘onlardan ölen hiçbir kimsenin
asla namazýný kýlma ve kabrinin baþýnda durma
onlar Allah`ý ve resulünü inkar etmiþler
ve Allah`a itaatten çýkmýþ olarak ölüp gitmiþlerdir’
bundan sonra
peygamber efendimiz
hiçbir münafýðýn cenaze namazýný kýlmadý
kabrinin baþýnda da durmad
peygamberimizin böylesine ömrünün her safhasýnda
islam cemaatýný bölmek gayretiyle yaþayan bir adamýn
cenazesine karþý bu alakasýnýn
þüphesiz birçok hikmetleri vardý.
en mühim hikmeti
onun etrafýnda toplanmýþ olanlarýn
samimi iman etmelerini temin etmekti
efendimize, gömleðini niçin verdiði
cenaze namazýný niçin kýldýðý sorulduðunda
þu cevabý vermiþti
gömleðim ve onun üzerine kýldýðým namazým
kendisini Rabbimden gelecek azapdan kurtaramayacaktýr
fakat ben, bu sayede
onun kavminden
bin kiþinin samimi müslüman olmasýný umuyorum.
gerçekten de
abdullah bin übeyy`in vefat ederken
peygamberimizden medet umduðunu gören bin kiþi
samimiyetle müslüman olmuþtur
bunu gören hz. ömer de
davranýþýndan piþmanlýk duymuþ
Allah ve resulü elbette daha iyi bilir
demiþtir.
redfer