MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

soğuk duvarlar
redfer

soğuk duvarlar





utanýr insan gözlerinden
aynada kendine bakan adam
tutar yakasýndan sessizce
sorumluluðunu unutmak istese de
yakalanýr acýlara
sobelenir utancýna

baðýrýp çaðýrmaz ama hesap sorar gizlice
ya saklar yüzünü aynadaki adamdan
ya gel-geç hazlarla avutur bir süreliðine
ama bir süreliðine sadece
sonra yine utanýr

kapýlarý açýktýr ötekilere
umursamaz deðildir
kalýn kabuklarla sarýp sarmalayamaz kendini
kendi olarak var oldukça
her yerine çizikler atar yeryüzünün kýpýrtýlarý

eksilmeler çoðalmalar damarlarýný doldurur
ölümler ,yitmeler nabzýna yürür
bahanelerin soðuk duvarlarýna
hapsetmeye kalksa bile kendini
her aynaya baktýðýnda gözlerinden utanýr

ya hiç utanamasaydý
ya vicdanýyla sýcak temasýný hepten kaybetseydi
vicdanýnýn itirazýný sustursaydý
saðýrlaþanlarýn düþtüðü yalnýzlýk kuyusuna düþseydi
ya kimse el uzatmasa kendine

zulmün karanlýðýnda yitmiþler ne kadar acýnasýdýr
baþkalarýný görmeyen insan insansýzlaþýr
dert edinemeyenin kalbi sokaksýzlaþýr
þefkatini dýþarý taþýrmayan insan kalpsizleþir

ötekilerin varlýðýný hesaba katmayan insan
kendine yabancýlaþýr
baþkasýna hayrý dokunmayan insan
kendi de hayýrsýzlaþýr

*
hicretin dokuzuncu senesi
receb ayý
islamýn arabistan yarýmadasýnda
bütün haþmetiyle yayýldýðý sene.

bir taraftan dalga dalga insanlar medine`ye gelerek
resul-i ekreme islamiyet üzerine biat ediyor
diðer taraftan müslüman olmuþ kabilelerin
dini ve idari iþlerini tanzim etmek gayesiyle
etrafa memurlar ve valiler gönderiliyordu

asr-ý saadette islam
hicretin 9. senesinde
en þaþaalý ve ihtiþamlý devrini yaþýyordu
parlayan bu güneþin haþmetini
çekemeyen devletler de vardý

onlardan biri,
o zamanýn en güçlü devleti bizans`tý
baþýnda kayser heraklius vardý
hýristiyan araplardan da gördüðü tahrik neticesinde
din-i mübin-i islamý ve müntesiplerini
ortadan kaldýrmak maksadýyla
büyük bir ordu hazýrlýyordu

bu maksatla
bazý kabileler de
heraklius`un bu ordusuna katýlacaklardý
bir insan seli halinde
medine üzerine akacak
güya müslümanlarý imha edeceklerdi

durumu resulullah haber aldý
anýnda hazýrlýða baþladý
efendimiz (a.s.m.)
herhangi bir gazaya çýkarken maksadýný açýklamazdý
bir baþka yere gidecekmiþ gibi davranýr konuþurdu

bu sefer öyle yapmadý
halkýn ona göre hazýrlanmasý için
gidilecek yerin uzaklýðýný
zamanýn kýtlýk ve yokluk zamaný olduðunu,
düþmanýn da çokluðunu açýkça mücahitlere bildirdi

medine içinde harp hazýrlýklarý baþlarken
peygamber efendimiz
etraftaki müslüman kabilelere de haber gönderdi
harp için mücahit istedi

her tarafa kýtlýk ve kuraklýk hakimdi
harbe iþtirak edecek mücahitlerden bir çoðunun
silah satýn alacak
harp hazýrlýðý için sarf edecek paralarý yoktu

resul-i ekrem
müslüman zenginleri
harp hazýrlýðý için yardýma çaðýrdý
hali vakti yerinde olan müslümanlar
bu davete derhal iþtirak ettiler

hz. ömer,
nebiy-yi ekrem’n davetine koþanlarýn baþýndaydý
kendi kendine
bugün ebu bekir`i geçeceðim diyordu
malýnýn yarýsýný alýp efendimize getirdi

resul-i ekrem
ey ömer …ev halkýna ne býraktýn diye sordu
hz. ömer, size getirdiðimin bir mislini býraktým

hz. ebu bekir
bütün serveti olan dört bin dirhem gümüþü alýp
huzur-u risalete getirdi
hz. ömer, onun ne getirmiþ olduðunu
merakla öðrenmek istiyordu

efendimiz,
ey ebu bekir…ev halkýna ne býraktýn diye sordu
sýddýk-ý ekber sevinçle
onlara, Allah ve resulünü býraktým
cevabýný verdi.

bu fedakarlýk karþýsýnda
hz. ömer`in gözleri yaþardý
anam babam sana feda olsun ey ebu bekir
hayýr yolundaki her yarýþta beni muhakkak geçiyorsun
artýk, hiç bir þeyde seni geçemeyeceðimi iyice anladým

zinnureyn lakabýnýn sahibi hz. osman
o sýrada þam`a göndermek üzere
bir ticaret kervaný hazýrlatmýþtý
yardým daveti üzerine
kervaný þam`a göndermekten vazgeçti
üç yüz deveyi üzerindeki mallarla birlikte
hz. resulullaha teslim etti
ayrýca elli at
bin altýn nakit hibe etti.

hz. osman bin affan`ýn bu fedakârlýðý karþýsýnda
server-i kainat efendimiz (a.s.m.)
Allah`ým
ben osman`dan razýyým
sen de ondan razý ol dua etti

daha bir çok müslüman
ellerinden gelen yardýmý yapmaktan geri durmadýlar
kimi hurma getiriyor
kimi devesini getirip ordunun hizmetine veriyordu
hiç biri, getireceði þeyin küçüklüðüne
azlýðýna, ehemmiyetsizliðine bakýp
yardýma koþmaktan geri kalmýyordu

ebu akil, elinde bir sa`hurma ile
resulullahýn huzuruna geldi
ya resulallah dedi
iki sa` hurma karþýlýðýnda
bütün gece sýrtýmda su çektim
bu iki sa`dan birini ev halkým için býraktým
diðerini de Rabbimin rýzasýný kazanmak için
size getirdim

bundan son derece mütehassis olan
resul-i kibriya
Allah, senin getirdiðini de
ev halkýna býraktýðýný da bereketli kýlsýn
diye dua etti
getirilen hurmalarýn
sadakalar kýsmýna dökülmesini emretti

bir baþka fakir müslüman olan ulbe bin zeyd
Allah resulünün bu davetine
can u gönülden bir þeylerle katýlmak istiyordu
ancak götürecek hemen hemen hiç bir þeyi yoktu

Allah`a yalvardý
ey Allah`ým
sen, cihada çýkmayý emrettin
halbuki beni, resulünle birlikte
cihada çýkabilecek bir bineðe sahip kýlmadýn.

sonra, kendilerinden yararlandýðý bazý þeylerle
hz. resulullahýn huzuruna geldi
ya resulallah
elimde sadaka olarak verebileceðim bir þey yok
Kendisinden faydalandýðým þu þeyleri
tasadduk ediyorum

bundan dolayý
beni üzen veya bana kötü söyleyen
ya da benimle
bu da tasadduk edilir mi deyip
eðlenecek kimseye hakkýmý helal ediyorum

efendimiz
Allah sadakaný kabul buyursun dedi
ertesi gün, efendimiz ashabýna
þu gece tasaddukta bulunmuþ kiþi nerededir diye sordu
kimsede bir hareket görülmedi
bu sefer efendimiz (a.s.m.)
gece sadakayý veren nerede ise ayaða kalksýn buyurdu
hz. ulbe ayaða kalktý

resul-i ekrem efendimiz
ben, senin sadakaný kabul ettim
seni müjdelerim
muhammed`in varlýðý
kudret elinde olan Allah`a yemin ederim ki
sen sadakasý kabul olunanlarýn divanýna yazýldýn
hz. ulbe, duasýnýn kabulünden dolayý
son derece memnun oldu

müslüman kadýnlarýn
bu yolda gösterdikleri fedakarlýklar da takdire þayandý
boyunlarýnda, el ve kulaklarýnda
ne kadar ziynet eþyasý varsa
Allah yolunda cihada çýkacak olan ordunun
hazýrlýðý için getirip onlarý
hz. resulullaha seve seve teslim etmekte
asla tereddüt göstermiyorlardý

hz. ümmü sinan der ki
aiþe`nin (r.a.) evinde
resulullahýn (a.s.m.) önüne serilmiþ bir örtü gördüm
üzerinde fil diþinden bilezikler
pazubendler, yüzükler, halhallar, küpeler
develerin ayaklarýný baðlayacak kayýþlarla
kadýnlar tarafýndan gönderilen
müslümanlarýn savaþa hazýrlanmalarýna yarayan
bir takým þeyler buluyordu.

iþte bütün bu yardýmlarla kýtlýk
yoksulluk ve fakirlik yüzünden
harbe iþtirak edecek durumdan mahrum bulunan
bir çok müslümana da silah tedarik edildi
sefer hazýrlýðý yapýldý
harp teçhizatý saðlandý

harbe iþtirak etmek isteyenler öylesine çoktu ki
zengin ashabýn yardýmlarý bile
onlarýn teçhizi için kafi gelmiyordu
durumlarý müsait olmayanlar
resulullaha sefere gönüllü olarak
katýlmak istediklerini belirtiyorlar
ancak kimine binecek deve
kimine silah
kimine ise yol azýðý tedarik edilemediðinden
kabul edilmiyorlardý

red cevabý alanlar arasýnda bekkaun
yani aðlayanlar diye
meþhur yedi zat vardý
bunlar harp hazýrlýklarý sýrasýnda
peygamberimizin huzuruna çýkarak
ya resulallah…sefere çýkmak isteriz
ancak, binecek devemiz
yolda yiyecek azýðýmýz yok diyerek
durumlarýný arz ettiler

resul-i ekrem
size verecek binek kalmadý buyurunca
üzüntülerinden aðlayarak
huzur-ý risaletten ayrýldýlar
Cenab-ý Hak
bu fedakar sahabiler hakkýnda þöyle buyurdu

‘þu kimseler üzerine de cihada katýlamadýklarý için
bir günah yoktur ki
sana her geliþlerinde
sizi bindirecek bir þey bulamadým derdin
onlar da cihat için harcayacak
bir þey bulamamanýn üzüntüsüyle
gözleri yaþla dolu olarak dönerlerdi.’

harbe iþtirak edemeyecekleri endiþesiyle
üzüntülerinden göz yaþý dökerek
peygamberimizin huzurundan ayrýlan sahabiler
bu ayetin inmesiyle
zengin sahabiler tarafýndan
birer ikiþer teçhiz edildiler
böylece, harbe iþtirak etmek imkaný
kendilerine tanýnmýþ oldu

sýcaklýk, kýtlýk ve kuraklýk
her tarafý kasýp kavuruyordu
bahçelerde meyvelerin tam olgunlaþtýðý bir zamandý
insanlarýn, güneþin kavurucu sýcaklýðýndan
birazcýk olsun uzak kalmak için
bað ve bahçelerindeki aðaçlarýn gölgelerine oturmak için
en þiddetli arzuyu duyduklarý bir mevsimdi

ve böyle bir zamanda islam ordusu
dünyanýn en büyük devletlerinden biri
bizans`a karþý harbe çýkacaktý
gönüllerinde Allah muhabbeti yerine
dünya, mal, mülk sevgisi bulunan kimseler
buna nasýl iþtirak edebilirlerdi
bu sýkýntýlara nasýl katlanabilirlerdi

nitekim,
dünyaya adeta kopmaz baðlarla baðlý bulunan
dünya hayatýný ahret hayatýna tercih eden münafýklarýn
yine ortalýðý karýþtýrmaya baþladýðý görülüyordu
reisleri abdullah bin ubeyy
müslümanlar arasýna fitne sokmak
onlarda harbe karþý bir gevþeklik
bir çekingenlik meydana getirmek gayesiyle
þöyle konuþuyordu

muhammed roma devletini oyuncak mý zannediyor
onun ve ashabýnýn esir düþeceklerini
þimdiden görür gibiyim
diðer münafýklar da
bu sýcakta harbe mi çýkýlýr diyorlardý
Cenab-ý Hak
münafýklarýn bu sözleri üzerine
þu ayeti kerime`yi inzal buyurdu

‘resulullaha karþý gelerek seferden geri kalanlar
evlerinde oturduklarý için keyiflendiler
Allah yolunda mallarýyla ve canlarýyla cihat etmek ise
onlarýn hoþlarýna gitmedi de
bu sýcakta cihada çýkmayýn dediler
sen, cehennem ateþi daha sýcaktýr de
keþke anlayabilselerdi…’

Cenab-ý Hak
diðer bir ayet-i celile de þöyle buyuruyor

‘onlardan
izin ver de beni fitneye düþürme diyenler vardýr
heyhat, onlar fitnenin ta içine düþmüþledir
cehennem ise, kafirleri her taraftan kuþatmýþtýr…’


redfer

Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.