MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

candan öte sevmeler
redfer

candan öte sevmeler





týpký ibrahim gibi
ateþi görür gibi
ateþin söndürülmesi için istekte bulunmaz
bilir ki ibrahim’in sýnavý olduðu kadar
ateþin de sýnavýdýr bu
ibrahim’le sýnanýr ateþ

bilir ki haset yangýnlarýnýn gül tene temasýdýr bu
bilir ki ateþi gül eyleyen ibrahim hatýrýnýn
yeni varisleri vardýr
bilir ki ateþ ibrahim’le sýnanýncaya kadar
serin ve selim olmayý öðrenemeyecektir

bilir ki taþ musa’nýn asasýyla sýnanmadan
katýlýðýný unutamayacak
yumuþamayý bilemeyecektir
bilir ki ateþleri söndüren
yangýný utandýran
bir serinlik ve selamet þahitliðine
ihtiyacý vardýr alemin

Allah’ýn canlara müþteri olduðu bu pazarýn
en kýymetli metaýdýr peygamber
alýþveriþ baþlasýn ki
biricik müþterinin Allah olduðu
kutsiler pazarý açýlsýn
siftah edilsin ki
Allah hatýrýna
yeni canlarýn alýnmasýna þaþýlmasýn

baþka herkesten çok yapýþsýnlar
o davaya
hak adýna var olmanýn
hakkýn hatýrýný saymanýn diri damarý
hakkýn hatýrýný ali tutmanýn diri nabzý olsunlar

hakkýn hatýrý karþýsýnda
peygamber hatýrý boyunlarý kýldan ince eder
iþte bu yüzden
aramýzda dal budak salmýþ tuba aðacýdýr sünnet
elle dokunulur, gözle görülür bir tutamaktýr
þaþkýnlar için uçurum baþlarýnda tutunacak bir daldýr
tereddütler içinde çýrpýnanlar için
peygamberce duruþun ete kemiðe bürünmüþ sýðýnaðýdýr

iþte bu yüzden tutunmamýzý istediði
emanetler býrakýr bize hz. Peygamber
Allah’ýn ipi gibi onlara sarýlýn der bize
onlarla tutunun göðe der
düþecek olursanýz
peygamber hatýrasýna tutunun der

kanýyla imzaladýðý Allah hatýrýný
göðsünüzde duyduðunuz kalp atýþlarý kadar
gerçek bilin
nabzýna dokunduðunuz þah damarýnýz kadar yakýn bilin
candan öte sevmelerin olmasý gerektiðini
hatýrlatmalý size der
peygamber hatýrasý candan ala
canandan öte bir sevdanýn kanýný akýtmalý kalbinize der

gözyaþý dökmek için deðil
dünya çölünde elimizden kayýp giden caný
sünnetince güzel bir potaya akýtmak için
acýmak için deðil
kurak ve çöle dönmüþ
susuz ve tesellisiz kalmýþ ruhlarýmýzý
hatýrasýnca
bir kevser’in baþýna oturtabilmek için

*
resul-i kibriya
ashab-ý kiramla medine’ye yaklaþmýþtý
sabah namazý vaktine de fazla bir zaman kalmamýþtý
mücahitler bütün gece yol aldýklarý için
bir nebze istirahat etmek maksadýyla
efendimizin emriyle bir yerde konakladýlar

resul-i ekrem efendimiz
sabah namazý vaktimizi kim bekleyecek
diye ashab-ý kirama sordu
hz. bilal ayaða kalkýp
ben beklerim ya resulallah dedi
resul-i ekrem mücahitler uyudular

o sýrada hz. bilal de namaza durdu
uzun müddet namaz kýldý
sonra çökmüþ devesine yaslanarak
sabah namazý vaktini gözlemeye baþladý
bu arada uykuya daldý

mücahidlerin
inna lillahi ve inna ileyhi raciun
demeleriyle ancak uyanabildi
güneþ doðmuþ ve her taraf aydýnlanmýþtý
resul-i ekrem telaþla
ey bilal
nedir bu yaptýðýn bize diye
sitem etti

hz. bilal
anam babam sana feda olsun ya resulallah
senin ruhunu tutan Kudret
benim de ruhumu tuttu býrakmadý deyince
resul-i ekrem gülümseyerek
doðru söyledin buyurdu

sahabilerin uyuya kaldýklarý vadiden çýkýlýnca
peygamberimiz (s.a.v.)
abdest alýnmasýný emretti
efendimiz de abdest aldýktan sonra
ey bilal ezaný oku diye emretti
ezan okununca müslümanlar toplandý

efendimiz onlara
sabah namazýnýn sünnetini kýlýnýz buyurdu
sünnet kýlýndýktan sonra
efendimiz (a.s.m.)…ey bilal kamet getir
hz. bilal kamet getirdi
efendimiz (a.s.m.) imam olup namazý kýldýrdýktan sonra
ashab-ý kirama döndü ve þöyle buyurdu

herhangi biriniz
uyur veya unutuverir de namazýný geçirirse
onu vaktinde kýldýðý þekilde kýlsýn, kaza etsin

hicretin 7. senesi, zilkade ayý
bir sene önce efendimiz ve ashab-ý kiramýn
kabe’yi ziyaret edip umre yapmalarýna
kureyþ müþrikleri mani olmuþlar
imzalanan hudeybiye anlaþmasýyla
resul-i ekrem ve müslümanlarýn
bu niyet ve arzularýnýn tahakkuku
bir sene sonraya býrakýlmýþtý

Cenab-ý Hakkýn yardýmýyla efendimiz
bir sene zarfýnda
bir çok muzafferiyetler elde etmiþti
bütün bunlardan sonra
kabe’yi ziyaret ve umrenin yerine getirilmesi zamaný
artýk gelmiþ bulunuyordu

resul-i kibriya zilkade ayý girince
ashabýna umre için hazýrlanmalarýný emretti
hudeybiye seferine katýlmýþ bulunanlardan
hayatta olanlarýn hiçbiri geri kalmayacaktý

serveri kainat efendimiz
yerine uveyf bin azbat’ý býraktý
umre için hazýrlanmýþ bulunan
2.000 civarýndaki müslüman ile
beytullaha doðru yola çýktý

müslümanlar yanlarýnda
altmýþ kurbanlýk deve götürüyorlardý
efendimiz, kendi kurbanlýk devesini
bizzat mübarek elleriyle iþaretlemiþti

resul-i ekrem
kureyþ müþrikleri tarafýndan herhangi bir saldýrý için
yüz at ve miðfer, zýrh gömlek ve mýzrak gibi
harp silahlarý da almýþtý
halbuki, yapýlan anlaþma gereði
beraberinde sadece yolculuk silahý sayýlan kýlýç olacak
o da kýnýna sokulu vaziyette bulunacaktý

öyle ise vaadinde hiçbir zaman hulf etmeyen
resulullah neden böyle hareket ediyordu
bu husus sahabilerin nazarýndan kaçmadý sordular
ya resulallah müþriklerle
sadece kýnýna sokulu kýlýçla geleceðine dair ahdin vardý
halbuki sen silah taþýmaktasýn

hz. fahr-i alem
biz, bu silahlarý hareme
kureyþlilerin yanýna götürmeyeceðiz
her ihtimale karþý yanýmýzda bulunduracaðýz

müslümanlarýn kalbi heyecan ve sevinçle atýyordu
muhacirlerin duyduklarý sevinç ve heyecan
tarife sýðacak gibi deðildi
yedi sene önce terk etmek zorunda kaldýklarý
baba ocaðýna kavuþacaklar
kabe-i muazzamayý ziyaret edeceklerdi

hepsinden de mühimi kendilerini hakir gören
kendilerine olmadýk eziyet ve iþkencelerde bulunanlara
islam’ýn izzet, þeref, haþmetini göstereceklerdi
bu sebeple gönülleri heyecan doluydu

zülhuleyfe mevkiine varýlýnca
resul-i ekrem efendimiz
süvarilerle birlikte silah yüklerini
kurbanlýk develeri önden gönderdi
orada ihrama girdi
artýk, etraf Allah resulü ve müslümanlarýn
telbiye sedalarýyla adeta sarsýlýyordu

lebbeyk Allahümme lebbeyk
lebbeyke la þerike leke lebbeyk
innel hamde venni’mete leke ve’l-mülk
la þerike leke…

telbiye sedalarýyla zülhuleyfe’den ayrýlan efendimiz
müslümanlarla birlikte merruzzehran’a geldi
bütün silahlarýný batn-ý ye’cec mevkiine gönderdi
silahlarý beklemek üzere de
evs bin havli baþkanlýðýnda iki yüz kiþiyi vazifelendirdi

efendimiz
harem’e kýnlarýnda sokulu kýlýçlardan baþka
bir silahla girecek deðiliz
ben çocukluðumdan beri hayatýmýn her safhasýnda
ancak verdiðim sözde durmakla
vefakarlýkla tanýnmýþ, bilinmiþimdir
ancak silahlarýn bana yakýn bir yerde bulunmasýný isterim

kureyþ baþ temsilcisi mikrez bin hafs
senden beklenen,
sana yaraþan da iyilik ve vefakarlýktýr
durum, temsilciler tarafýndan süratle
kureyþlilere ulaþtýrýldý

içlerini kemiren düþmanlýk duygusunun eseri olarak
müslümanlarýn bu muhteþem sevinç
nurani bayramlarýný yakýndan temaþa etmemek için,
kureyþliler mekke’yi boþalttýlar

hz. resulallah
müstesna bir ihtiþam ve vekarla
devesi kasva’nýn üzerinde mekke’ye girdi
müslümanlar etrafýnda
tecessüm etmiþ nurdan yýldýzlarý andýrýyorlardý
bu yýldýzlarýn arasýnda server-i kainat
bir güneþ gibi parlýyordu

tam bir intizam ve haþmet içinde
adým adým kabe’yi muazzamaya
beytullaha yaklaþýyorlardý
lebbeyk Allahümme lebbeyk nidalarý
mekke’nin her tarafýna yayýlýyor
daðlar, taþlar bu nurani sedaya cevap veriyorlardý

müþrikler kuytu yerlerde, dað baþlarýnda adeta
bu ulvi sedaya kulaklarýný týkamýþ
bu haþmetli manzara karþýsýnda gözlerini kapatmýþlardý
kasva’nýn yularý þair abdullah bin ravaha’nýn elindeydi
hz. resulullahýn önünde gidiyor
þiirler okuyordu...

bu ulvi ve nurani manzara arasýnda resul-i ekrem
ve müslümanlar telbiyelerle beytullaha vardýlar
resul-i ekrem mescid-i harama girince
omuz ihramýnýn bir ucunu sað koltuðunun altýna alýp
sol omzunun üzerine atarak
sað omzunu açtý

bugün, kendisini, þu þirk ehline
kuvvetli ve zinde gösterecek kahramanlarý
Allah rahmetiyle yarlýðasýn, esirgesin. buyurdu
sahabilere, kabe-i muazzamayý
üç kere koþa koþa
omuzlarýný silke silke tavaf etmelerini emretti

hatemü’l-enbiya kasva’nýn üzerinde idi
kasva’nýn yularý ise abdullah bin ravaha’nýn elindeydi
sahabiler de sað omuzlarýný açmýþ
tavaf için bekliyorlardý

efendimiz (s.a.v.), hacerü’l-esved’in yanýna vardý
elindeki deðnekle dokunarak onu istilam etti
sonra da deðneði öptü
ashab-ý kiram da ayný þeyi yaptý

ashab-ý güzin tavafýn ilk üç devresinde
peygamberimiz (s.a.v.)’in emri gereði
hýzlý hýzlý ve çalýmlý yürüdüler.
üç tavafý böylece tamamladýlar

yürekleri düþmanlýk, hýnç ve kýskançlýk dolu
müþrik ileri gelenleri
hz. resulullah efendimizle
ashab-ý kiramý gözetlemek maksadýyla
dað baþlarýna çýkmýþlard

müslümanlarýn, koþa koþa ve omuzlarýný silke silke
kabe-i muazzamayý üç kere tavaf ettiklerini görünce
þaþkýnlýk ve hayretlerini þöyle izhar ettiler

demek, medine’nin hummasý, sýtmasý
onlarý zayýf düþürmemiþ
baksanýza yürümeye kanaat etmeyip
silkine silkine koþuyorlar

efendimiz, kabe’yi yedi kere tavaf ettikten sonra
makam-ý ibrahim’de iki rekat tavaf namazý kýldý
daha sonra sa’y yapmak üzere safa tepesine çýktý
yine devesi kasva’nýn üzerinde olduðu halde
safa ile merve tepeleri arasýnda yedi kere sa’y yaptý

merve’de sa’y tamamlandýktan sonra
kurbanlarýn kesilmesine geçildi
müslümanlar ,merve’de resulullah’la birlikte
kurbanlarýný kestiler
yine ashaptan hýraþ bin ümeyye,
resul-i ekrem’in baþýný kazýdý
sahabiler de baþlarýný týraþ ettiler

umre tamamlandýktan sonra,
fahr-i kinat, kabe’nin içine girmek istedi
ancak müþrikler bu anlaþmamýzda yoktu diyerek
müsaade etmediler

öðle vakti girmiþti
kabe’ye girmesine müsaade edilmeyen resul-i ekrem
hz. bilal’e kabe’nin üzerine çýkarak
öðle ezanýný okumasýný emretti
peygamberimiz (s.a.v.) ve müslümanlar
hz. bilal’in yanýk sesiyle okuduðu ezaný
huþû ve huzur içinde dinlediler.

müþrik ileri gelenleri üzgün görünüyorlardý
herbirinin aðzýndan nahoþ laflar çýkýyordu
müþrik safvan bin ümeyye
þükür ki Allah, bunlarý görmeden
babamý aldý, götürdü
diyerek tedirginliðini ifade ediyordu

ezaný iþitince hiçbir þey söylemeden
yüzünü kapayanlar da görülüyordu
onlar kin, düþmanlýk ve kýskançlýklarýndan dolayý
böyle çirkin laflar ederken
ashab-ý kiram ise saf baðlamýþ
alemlerin Rabbi Allah’ýn huzurunda
el pençe namaza duruyorlardý
öðle namazý burada eda edildi

hudeybiye anlaþmasý gereðince
mekke’de kalma müddeti üç gün dolmuþtu
fahr-i alem efendimiz
gönülden kalmayý arzu ettiði halde
ahdine ters düþmemek için mekke’yi
kabe-i muazzamayý terk etmek zorunda kalýyordu.
bu bir manada uzaklaþmak deðildi

mekke’yi fethetme zamanýna gün be gün yaklaþmaktý
undan sonraki her gün
her saat mekke’nin fethini
onunla birlikte gönüllerin fethini de yakýnlaþtýracaktý.

bu üç gün zarfýnda müslümanlar,
mekke’deki bir çok akrabalarýyla
görüþme imkanýna da kavuþmuþlardý
iman hakikatlarýný
islâm ahlâakýnýn güzelliklerini
yücelik, nezaket ve nezahetini
dürüst davranýþlarýyla ortaya koyma fýrsatýný bulmuþlardý
müþriklerin de gözleri önünde
nurani bir manzara halinde sergilemiþlerdi

halktan bir çok kimsenin gönlünde
iman ve islama karþý sýcak bir ilgi
samimi bir istek uyanmýþtý
adeta mekke fethedilmeden evvel
halkýndan bir çoðunun gönlü fethe hazýr hale gelmiþti

resul-i ekrem efendimiz
ashabýyla mekke’den ayrýldý

redfer

Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.