akþamdan bir akþama
mahyalar kurulsun gönüllerimize
hücrelerini aydýnlatsýn ýþýklar bir bir
beyaz karanfillerimiz kaldýrsýn yüzlerini
rayihalar karýþsýn fecirlere
hatýrasý kora dönmüþ hasletlerimiz
tutup ellerimizden sevinçlere karýþtýrsýn bizi
çoðaldýkça çoðalsýn tazarrularý gül dudaklarda
ihsan edilen her kutsal muþtuyla
bir alev gibi yaksýn ruhumuzu
terk ettiðimiz o güzellikleri
her akþam sofrasýnda
melekler koysun önümüze
gecenin nur giysilerini giydirsin bize
hilalce arýnsýn bedenlerimiz
o nur-ý didenin peþinden
savrulup gideli hayli zaman oldu
servilerinde üveyikler büyüyen yurtlarýmýz
çiðnendi bir bir
sonra devrildi koca çýnarlarýmýz
yalnýzlýðý çalmakta þimdi
udi acemaþiranlarýmýz
ceste ceste daðýlan naðmelerde
üþümeye durdu neylerimizin sesi
gül dallarýn teþrininde
saklambaç oynayan bülbüllerimize
nicedir lal düþtü
heyecanlarýmýzý yitirdik tek tek
süveydadan akseden izdüþümlerince
sürmeler çekildi gözlerimize
mavera renkli rüzgarlar esti
gurbet akþamlarýmýza
zaman kývama ermeden
yeni bir düþ daha kuralým
ama bu sefer
uzayýp gitmesin hayallerimiz gibi
düþlerimiz de
*
ashab-ý kiram,
kabe-i muazzama’yý ziyaret edemeyip
döndüklerinden dolayý çok üzgün idiler
resul-i kibriya efendimize,
mekke ile medine arasýnda bulunan
küraü’l-gamim mevkiinde
müslümanlarýn yakýnda
büyük fetihlere kavuþacaklarýný müjdeleyen
fetih suresi nazil oldu
‘biz sana apaçýk bir fetih yolu açtýk…’
Cenab-ý Hak, indirdiði ayný surede, ayrýca
server-i kainat efendimizle, ashabýn
kýsa zaman sonra gidip
kabe’yi tavaf edeceklerini haber veriyordu
‘and olsun ki Allah
resulünün gördüðü rüyanýn hak olduðunu tasdik etti
inþaallah hepiniz emniyet içinde
ve saçlarýnýzý týraþ etmiþ veya kýsaltmýþ olarak
mescid-i harama gireceksiniz
Allah sizin bilmediðinizi bilir
onun için, mekke’nin fethinden önce size
yakýn bir fetih daha ihsan etti…’
hz. mmer, medine’ye dönüþte
yol esnasýndaki halet-i ruhiyesini
fetih suresinin nazil oluþunu þöyle anlatmýþtýr
hudeybiye’den dönerken
resulullahýn (a.s.m.) yanýnda gidiyordum
ona bir þey sordum
bana cevap vermedi
tekrar sordum.
yine cevap vermedi
üçüncü kere sordum.
Yine cevap vermedi
kendi kendime ey hattab’ýn oðlu
annen seni kaybetsin de yok olasýn
bak,resulullaha üç kere sordun durdun da
resulullah sorularýna hiçbir cevap vermedi
sen aleyhinde kur’an’dan ayet inmesini
hak ettin dedim
aleyhimde ayet inmesinden korkarak
devemi sürüp halkýn ta önüne geçtim
sanki her þey beni tutup sýkýyordu
kalbime öylesine bir korku çökmüþtü ki
onu ancak Allah bilir
hemen döndüm
resulullahýn huzuruna vardým
selâm verdim
selâmýma karþýlýk verdi
oldukça sevinçli idi
ey hattabýn oðlu
bana bu gece bir sure indi ki o
bana üstünde güneþ doðan her þeyden daha sevgilidir
buyurduktan sonra, onu okudu
‘biz, gerçekten, sana
apaçýk bir fetih ve zafer kapýsý açtýk...’
resul-i kibriya fetih suresinin nazil olmasý sýrasýnda
sair müslümanlar da oldukça korkuya kapýlmýþlardý
inen vahyin davranýþlarýyla ilgili olduðunu sanarak
endiþe etmiþlerdi
mücemmi’ bin cariye, o aný þöyle anlatýr
halk, korka korka develerinin yanýna daðýlmýþlardý
herkes birbirine soruyordu
halka ne oluyor diye
resulullaha vahiy gelmiþ dediler
biz de, halkla birlikte korka korka
resulullahýn yanýna doðru vardýk
resulullah ayakta duruyordu
halk etrafýnda toplanýnca onlara
‘inna fetehna leke fethan mübina... diye
fetih suresinin ayetlerini okudu
o sýrada, sahabilerden birisi
ya resulallah
bu muahede bir fetih midir diye sordu
resulullah aleyhisselam
evet, hayatým kudret elinde olan
Allah’a yemin ederim ki
bu muhakkak bir fetihtir buyurdu
resul-i ekrem efendimiz
medine’ye doðru ashabýyla gelirken
bir sahabinin
beytullahý tavaftan alýkonulmuþuz
kurbanlýklarýmýzýn haremde kurban edilmelerine
mani olunmuþtur
müslüman olarak da bize gelip sýðýnanlarý
resulullah onlara geri çevirmiþtir
bu nasýl ve ne biçim fetihtir dediði
kendisine haber verildi
efendimiz
bu, ne kötü bir sözdür buyurduktan sonra
hudeybiye’nin büyük bir fetih olduðunu
þöylece izah etti
evet…hudeybiye sulhü en büyük fetihtir
müþrikler, sizin kendi beldelerine gidip gelmenize
iþinizi görmenize razý olmuþ
gidip gelirken de
emniyet içinde bulunmanýzý istemiþlerdir
onlar þimdiye kadar hoþlanmadýklarý islamiyeti
böylece sizlerden görecek, öðreneceklerdir
Allah, sizi, onlara galip getirecek
gittiðiniz yerden sað salim ve kazançlý olarak
geri döndürecektir
bu fetihlerin en büyüðüdür.
resulullahýn böylesine kesin konuþmasýndan sonra
sahabilerin de gönlüne bir ferahlýk geldi
sulhün bir fetih olduðunu
þöyle itiraf ettiler
vallahi,
ya resulallah, bizler
bunu senin düþündüðün gibi düþünmemiþtik
muhakkak ki sen
Allah’ýn emirlerini bizden daha iyi bilirsin
resul-i kibriya ashabýyla birlikte
bir ay süren seferden sonra
zilhicce ayý baþýnda medine’ye geldi.
sahabiler zamanla sulhun
müspet neticeleri görülmeye baþlanýnca
resul-i ekrem efendimizin (a.s.m.), kararýnda
ne kadar haklý olduðunu
endiþelerine mahal bulunmadýðýný anladýlar
her þeyden evvel
islamýn amansýz düþmaný kureyþ müþrikleri
bu sulh ile islam devletini
resmen tanýmýþ oluyorlardý
bu sulh
diðer fetihlere de bir baþlangýç olmuþ
fetih kapýlarýnýn açýlmasý için
bir anahtar teþkil etmiþtir
bu manevi fethi
kýsa bir zaman sonra hayber’in fethi
mekke fethinin takip ettiðini görüyoruz
her ne kadar
maddi kýlýç bir müddet kýnýna sokulu durduysa da
kur’an-ý hakimin parlak manevi kýlýcý ortaya çýkt
kalb ve akýllarý fethe baþladý
anlaþma sayesinde ashapla müþrikler
birbirleriyle serbestçe görüþme imkaný buldular
müslümanlarýn yaþayýþlarýyla
gösterdikleri islamýn güzellikleri
onlarý kendilerine cezbetti
kur’an’ýn sönmez nuru
kavim ve kabilelerin inat ve taassuplarýný kýrýp
manevi hükmünü icra etti
bir harp dahisi halid bin velid
bir siyaset ustasý amr bin as gibi
maddi kýlýçla maðlubiyeti kabul etmek istemeyen zatlar
bu sulh sayesinde
kur’an’ýn manevi kýlýcýnýn cazibesinden
kendilerini kurtaramayýp,
hz. resulullahýn huzuruna çýkarak
teslimiyetlerini arz etmiþ
müslüman olmuþlardýr
ayný þekilde sulhün tanýdýðý imkan dolayýsýyla
mekke’den medine’ye
medine’den mekke’ye ziyaretler
ticari münasebetler baþladý
kureyþ müþrikleri
müslümanlarý yakýndan tanýma fýrsatýný buldular
onlarýn doðruluklarýna, dürüstlüklerine þahit oldular
müslümanlarýn nasýl bir hürriyet havasý içinde
yaþadýklarýný yakýndan takip ettiler
müslümanlarýn telkin ve tavsiyesiyle
birçok müþrik iman dairesine girdi
kimisi de iman ve islama karþý
besledikleri düþmanlýklarýný yumuþatarak
imana karþý meyil gösterdi
hudeybiye sulhundan
mekke’nin fethine kadar geçen
iki sene zarfýnda müslüman olanlarýn sayýsý
resul-i ekrem’in peygamber olarak gönderiliþinden
sulh gününe kadar geçen
yaklaþýk yirmi seneye yakýn zaman içinde
müslüman olanlardan çok daha fazla olmuþtur
umre maksadýyla yola çýkan sahabilerin sayýsý
bin dört yüz iken
iki sene sonra
mekke’nin fethine gidildiðinde bu sayý
on bini buluyordu
bu da, hudeybiye sulhunun
ne kadar yerinde yapýlmýþ bir anlaþma olduðunu
açýkça göstermektedir
kur’an’ýn hudeybiye sulhunü feth-i mübin
apaçýk bir fetih olarak tavsif etmesi de
dikkat çekicidir
halbuki müslümanlar daha evvel de
küçümsenmeyecek zaferler elde etmiþlerdi
kur’an’ýn bunlarý deðil de hudeybiye sulhunu
feth-i mübin olarak nitelendirmesi
islâmiyet için asýl hakiki zaferin
manevi sahada olduðu gerçeðine iþaret içindi
hudeybiye sulhü ayný zamanda
siyasi büyük bir zaferdi ,çünkü
hayber yahudilerini
kuvvetli dostlarý olan kureyþ müþriklerinden
tecrid ediyordu
hayber yahudileri için artýk
kureyþ müþrikleri yok demekti
dolayýsýyla buranýn fethi de
bu sayede daha da kolaylaþýyordu
nitekim resul-i ekrem
medine’ye döndükten birkaç hafta sonra
hayber’in fethine muvaffak olmuþtur
bütün bu neticeler görüldükten sonra
hudeybiye sulhu için kur’an’ýn
‘biz sana gerçekten açýk bir zafer verdik…’
haber ve hükmünün ne kadar mucizane
ve veciz olduðu açýkça anlaþýlýyordu
bu vesileyle þu ayet-i kerimeyi de hatýrlatalým
‘hoþunuza gitmese de size zor da gelse
cihad üzerinize farz kýlýndý.
belki sevmediðiniz þey hakkýnýzda hayýrlýdýr.
bazan da sevdiðiniz bir þey sizin için þer olur
Allah her þeyi bilir,
siz bilmezsiniz.’
redfer