zamanýn durduðu
insandan uzak
rüzgarýn salladýðý boþ bir salýncak
kuþ cývýltýlarýna çocuk seslerinin karýþtýðý
terliyken kana kana su içilen
ama þimdilerde kurumuþ,
bir þiþe þarap parasýna satýlmýþ pirinç musluk yerinde
kör tapalý çeþme..
artýk nabzý atmýyor þehrin
yýllarca fabrika bacalarýndan zehir soluyup
mavinin griye döndüðü
ve grinin elli tonundan yaðan asitle
musibet yeþerten
çýkmaz sokaklarla damarlarý týkanan
hani son nefesi vermeden evvel
zift tüten bacasýna
filtre takýlan
ama ne yazýk ki çok geç kalýnan bu þehir
bu viran
baþý boþ gövdelerin yürüdüðü þu kaldýrýmlar
ölesiye n’isyan
þimdi sen
yüksek yüksek tepelere kurulan o süngürt taþlý evde
elleri kýnalý bir özlemin ateþini söndür
yansýn baba ocaðýn
annenin elleri kurusun
topacý sonsuza
son defa döndür..