kadýnýn da erkeðin de ziyneti imandýr
iman kendini Allah’la markalamaktýr
ben Allah’ýn kuluyum
ben Allah’ýn sanat eseriyim…
diyebilmektir
sanat deðeri yüksek olan eserlerin kýymeti
maddesi üzerinden belirlenmez
antik paralar kilo ile satýlmaz
bakýr bile olsalar
üzerlerindeki damgaya ve imzaya bakýlýr
o zaman birkaç gramlýk bakýr bile
kilolarca altýn kýymetinde olur
kendi deðerini Allah’tan bilirse insan
bakýþýný eþsiz bir hazine bilir
orda burda yaðmalatmaz
göz nurunu haramdan sakýnýr, setreder
bedenini Allah’ýn sanat eseri olarak bilirse
bir erkek ya da kadýn,
saçýný da bakýþýný da ziynet bilir
baþýný örtmeyi kendine kendisi farz eder
içinden gelir örtünmek
dýþarýdan giydirilmez
giyiniþini içeriden baþlatýr
tesettür önce iman etmektir
nur suresi’nde iman eden erkeklere
iman eden kadýnlara tesettür emredilir
örtmek anlamýna gelen tesettür
görmesini Allah’ýn görmesine açýk
sözünü Allah’ýn iþitmesine açýk
niyetini Allah’ýn bilmesine açýk bilmektir ki
bilinçli bir kapalýlýðý besler
nur suresinde önce mümin erkeklere
sonra mümin kadýnlara hitap edilir
surenin 30. Ayeti
mümin erkeklere söyle...diye baþlar
31. ayeti mümin kadýnlara söyle...diye baþlar
erkeklerin tesettürü ile
kadýnlarýn tesettürü arasýnda
bir ayetlik öncelik farký var demek ki
tesettür önce bakýþla ilgilenir
bakýlan þeyle sonra ilgilenir
nur suresinde mümin erkeklere de
mümin kadýnlara da öncelikle
bakýþlarýný haramdan kýsmalarý söylenir
mü’min erkeklere söyle gözlerini sakýnsýnlar
mümin kadýnlara söyle gözlerini sakýnsýnlar
zaten bakýþlara tesettür kazandýrmadan
bakýlan saçýný ve bedenini örtse bile
bir anlamý yoktur.
tesettür sadece baþýný örtmek deðildir
baþörtüsü sorumluluðu olmayan erkeklere de
baþörtüsü sorumluluðu olan kadýnlara da
iffetlerini korumalarý söylenir
iffetlerini korumak baþý açýk erkeklere de
baþý kapalý kadýnlara da farzdýr
baþýný örtmüþ olsa da kadýnlar
ýrzýný korumuyor olabilir
baþýný örtemeyen her kadýný
hepten iffetsiz saymak
kimsenin haddi deðildir
tesettür öncelikle bir iç duruþ ve tavýrdýr
kýlýk ve kýyafet bu içsel duruþun
özümsenmiþ tavrýn üzerinde ve sonrasýnda durur
baþýnýn açýklýðý dert edilmeyen bir erkek de
iffetini korumayarak tesettürsüzlük yapabilir
kýlýk kýyafet tesettürün sonucudur
sonucu sebebin önüne koyarsak
böylece sözde bir takým insanlarýn
tesettür kýlýðýna girdim diye
caka satmasýna fýrsat veririz
benim kalbim temiz
kalbinin temiz olmasýný isteyenler
çaðýna örfüne, iklimine mevsimine
kültürüne çevresine göre hesaplar yapmadan
önce nur suresi’nin 30-31. ayetinin
anlam ýrmaðýna yatýrýrlar kalplerini
önyargýsýz
hesapsýz
kitabýna uydurmak yerine kitaba uyarlar
baþýný örtmüyor diye
örtemiyor diye
hatta örtmek istemiyor diye
bir kadýný Allah’ýn kulu olmaktan
çýkarmaya hevesli bakýþlar asýl müstehcendir
saçýný açýk býrakýnca
her þeyi açýkta mý kalýr kadýnýn
saçý görüneni iffetinden de soymak
baþlý baþýna
tesettürsüz bir bakýþ deðil mi
örtünmenin baþ tacýdýr baþörtüsü
tesettürün zirvesidir
en azýndan baþýnýn örtüsü yüzünden mesleðini
itibarýný, geleceðini, yurdunu terk ederek
bedel ödeyenlerin çabasýný küçümseriz
onlarýn içten dirençlerini
düþmanlarý karþýsýnda yaðmalatmak
hiçbir gerekçenin örtemeyeceði bir kabalýktýr
hasetçileri karþýsýnda
onlarýn elini güçsüzleþtirmek
apaçýk bir insafsýzlýktýr
aþkýndan dolayý baþýný baðlamayan
sözde sufi ehline gelince
baþýný örtmemek
hatta örtmek istememek baþkadýr
baþýný örtmesen de olur demek baþkadýr
kurala uymayabilirsiniz
hoþ, uymadýðýmýz onca kural varken
sizin ayýbýyla uðraþma kimsenin hakký deðildir
ama kural da uyduramazsýnýz
kuralý Allah koyar
siz deðil
Allah’tan kural koyma rolünü
çalmaya kalktýðýnýzda
herkesin hakkýný açýk açýk yersiniz
gerçek aþk ehli
baþkalarýna farz olmayaný
kendine farz kýlar
farzý kendine farz olmaktan çýkaranlar
sizdeki bu aþk
aþk deðildir
*
hz. zeynep`in düðün yemeðine
davet edilenler daðýlmýþ
sadece üç kiþi kalmýþtý
bunlar oturup konuþmaya dalmýþlardý
efendimiz bu durumdan hoþlanmadý
kalkýp hz. aiþe`nin odasýna kadar gitti
sonra birbiri ardýnca
ezvac-ý tahiratýn da odalarýna uðradý
biraz sonra konuþanlar gitmiþlerdir zannýyla döndü
onlar hala konuþmalarýna devam ediyorlardý
resul-i ekrem efendimiz onlara bir þey diyemedi
tekrar
hz. aiþe validemizin odasýna doðru gider gibi davrandý
onlar da kalkýp gittiler
efendimize haber verilince
hemen geri döndü
hücre-i saadete girdi
önceleri de hz. ömer
ya resulallah
hanýmlarýnýzý perde arkasýna alsanýz
zira, huzurunuza
her çeþit insan gelir, gider derdi
Cenab-ý Hak tarafýndan
herhangi bir emir gelmediðinden
resul-i kibriya
hz. ömer`in bu sözüne karþý sükut ederdi
hatta bir gün
ezvac-ý tahirattan hz. sevde`yi
dýþarda görmüþ
ey sevde
biz seni tanýdýk demiþti
bu sözü,
hicab hakkýnda ilahi emrin gelmesini
þiddetle arzu ettiði için sarf etmiþti
hz. zeyneb`in düðün yemeðinde de
böyle bir hadise meydana gelince
hicab ayeti nazil oldu
‘ey iman edenler
yemek için davet olunmadan
peygamberin evine girip de
orada yemek vaktini beklemeyin
davet edildiðinizde ise girin
fakat yemeðinizi yedikten sonra
sohbete dalmadan daðýlýn
bu hareketleriniz peygambere eziyet verir
o da size bunu açýklamaktan sýkýlýr
Allah ise hakký açýklamaktan çekinmez
peygamberin hanýmlarýndan
bir þey istediðinizde de
perde arkasýndan isteyin
hem sizin kalbiniz
hem de onlarýn kalbi için
bu daha temiz bir harekettir
ne Allah`ýn resulüne eziyet vermeniz
ne de ölümünden sonra
onun hanýmlarýný nikahlamanýz
size ebediyen caiz deðildir.
muhakkak ki bu
Allah katýnda pek büyük bir günahtýr’
nazil olan bu ayet-i kerimeyi
efendimiz dýþarý çýkýp halka okudu
bunun üzerine ezvac-ý tahirat da
perde arkasýna çekildiler
müslüman kadýnlarýn örtünmelerini emreden
ayet-i kerime
‘ey peygamber
hanýmlarýna, kýzlarýna
ve müminlerin hanýmlarýna söyle
evlerinden çýktýklarýnda
dýþ örtülerini üzerlerine alsýnlar
bu, onlarýn hür ve iffetli hanýmlar olarak tanýnmalarý
ve eziyete uðramamalarý için daha uygundur
mümin kadýnlara da söyle
gözlerini haramdan sakýnsýnlar
namus ve iffetlerini korusunlar
-yüz ve eller gibi -görünen kýsýmlar müstesna
cazibe ve güzelliklerini açýða vurmasýnlar’
þeytan, huzur-i ilahiden kovulduktan sonra
ilk giriþimini
adem babamýz
havva anamýza karþý yaptý
onlar cennette bulunuyorlardý
vesvese ile üzerlerine vardý
amacý, yasak aðaçtan onlara yedirmek
elbiselerini soyup
edep yerlerini kendilerine göstermekti
onlarý ayartmak için
elinden geleni ihmal de etmedi
neticede amacýna da ulaþtý
a’raf suresinin devamýndaki ayetlerde
insanlýða þu uyarý yapýlýr
‘ey ademoðullarý
þeytan, ana babanýzý
çirkin yerlerini onlara göstermek için
elbiselerini soyarak cennetten çýkardýðý gibi
sizin de -ayaðýnýzý kaydýrýp- bir belaya düþürmesin’
görüldüðü gibi daha ilk karþýlaþmada
cennette þeytan, insanýn elbiselerini soymakta
mahrem yerlerini açýða vurmayý baþarmaktadýr
ilk yaratýlýþ sahnesinde
Rabbimiz bir baþkasýný deðil de
bu konuyu bizlere hatýrlatmýþtýr
elbette ki bu,
ilahi bir hikmet sebebiyledir
kýyamete kadar þeytan
insaný bu konuda rahat býrakmayacak
beden mahremiyetine hürmetsizlik göstermesi için
elinden geleni ardýna koymayacaktýr
mahremiyete özen gösterip göstermemek
insanýn ya kazanmasýna
ya da kaybetmesine sebep olmaktadýr
ya ilahi hoþnutluða ermesine
ya da bundan mahrum olmasýna yol açmaktadýr
ya bahtiyar olmasýna
ya da bedbahtlýða düþmesine neden olmaktadýr
Ýlahi deðerler sisteminde
insan, yaratýcýdan baðýmsýz düþünülemez
aksine O, bizim yaratan ve yaþatanýmýzdýr
dünya ve ahrette koruyup koruyanýmýz
hakiki dostumuzdur
O, bizim gerçek sahibimizdir
bedenimiz de O’nun bize bir emanetidir
dolayýsýyla O’na karþý bir sorumluluðumuz
þükür borcumuz olmayacak mýdýr
insan,
bedensel ve ruhsal yapýsýyla
eþsiz bir güzellik
mükemmellik ortaya koymaktadýr
Yüce Yaratýcý, insaný yaratmýþ
kendi ruhundan
canlýlýk özelliðini ona üflemiþtir
þu halde bedenimiz üzerinde
O’nun tasarruf sahibi olmasýndan
daha tabii ne olabilir
islami deðerler sistemi
iffetli fert
iffetli toplumu hedefler
bu sebeple
beden mahremiyetini korumaya büyük önem verir
kadýnýn da erkeðin de kendini sergilemesini
teþhir etmesini onaylamaz
cinsel sapmalara giden yollarý kapatýr
cinsler arasý iliþkilerde birtakým kurallar koyar
mesela bakýþlarýn haramdan korunmasý
tesettüre riayet edilmesi
bunlardan bazýlarýdýr
nur suresi 30-31. ayetlerinde ele alýnýr
burada bakýþlarýn haramdan korunmasý
iffetli bir hayat sürdürülüp
zinaya giden yollardan kaçýnýlmasý
hem erkeðe hem de kadýna emredilir
ayetin sonunda
‘temiz ve erdemli kalmalarý bakýmýndan
en uygun davranýþ tarzý budur. ‘
ifadeleri gelir
bu uyarýlar
insanýn manevi hayatýnýn
saf ve temiz kalmasý açýsýndan
son derece önemlidir
çünkü cinsel dürtülere hitap eden
bir zaman kesitinde yaþýyoruz
Rahmani duyarlýlýklar deðil
þeytani yöneliþler öne çýkmaktadýr
dikkat edilmediði sürece insanlarýn
manevi hayatlarý kirlenmekte
hatta kararmaktadýr
haya, namus ve iffet duygularý
tarumar olmakta
kalbi ve ruhi hayat felce uðramaktadýr
nur suresi 31. ayette
kadýnlara kendi doðal güzelliklerini
takýlarýný namahremlere göstermemeleri
uyarýsýný yapar
çünkü her iki cins
birbirine karþý birer cazibe merkezidir
bu, fýtratýn bir gereðidir
bu anlamda erkeðin nazarýnda kadýnýn konumu
ayette ziynet/süs olarak nitelendirilir
ancak kur’an, bunun açýða vurulmamasýný
aksine yine ziynet olarak isimlendirilen
elbiseye büründürülmesini emreder
çünkü kadýnýn bedeni bir süstür
dolayýsýyla deðerlidir ve korunmasý gerekir
demek ki kur’an’ýn dilinde örtü
sanýldýðý gibi
kadýný deðersiz bir hale getirmiyor
aksine ona ayrý bir deðer
ve güzellik katýyor
nur suresi 31. ayeti kadýnlarýn
halhal gibi göze batmayan ziynetlerini
fark ettirmek için
adýmlarýný yere vurarak yürümemeleri
uyarýsýný yapar
burada da kadýn psikolojisine dair bir iþaret vardýr
kadýnýn kendi cazibesini ortaya koyma arzusudur
ayaklarý yere vurarak yürüme de
bunun bir neticesidir
dün cahiliyede olduðu gibi bugün de vardýr
kur’an, burada bir yönlendirme yapmakta
onun bedensel çekiciliðini
ortaya koyma arzusunu
toplumsal hayatta deðil
eþine karþý sergilemesini hedeflemektedir
bu açýdan,
mutlu bir aile yuvasýnýn kurulmasý
devamý için
kadýndaki bu fýtri eðilim
son derece önemlidir
birçok yaratýlýþ hikmetini içermektedir
redfer