efendim
küfür kýtalar geziyor þimdi
zülüm gönüllerde kaþaneler kurdu
içilmiþ sulardan geriye
kýrýk bardaklar bile kalmadý yazýk
eskimiþ süngüleriyle bozguna uðramýþ
virane ordular gibiyiz
efendim
kalbimizin çarþýlarý çok yýkýmlar gördü
zelzeleler yýðýldý üstümüze tabaka tabaka
dallardan çið damlalarý
süveydalarýmýzýn yamaçlarýna düþüyor artýk
memleketlerin en kuytu yerinde
yaþlý teyzeler tenhalýðýn ezgilerini besteliyor acýyla
efendim
ömür, terörün elinde efkar gergefi
ölümse derin sýrlarýn yokladýðý kale burcu
kalenin kapýsý kýrýldý ya bir kez
iyi yürekli nesillerimiz
saçaklara çekilip ürperen serçelere döndü
efendim
açýk rüzgarlarda
bozgun yaþýyor armadalarýmýz
hatýra yüklü muhacir düþler
uçup gitmedeler yuvalarýna yürekler býrakarak
þemsiyesiz aylarýn biteviye ýslaklýðýnda yalýnayak
þimþeklerle ürpermedeyiz
özlemlerimizde kurþuni tipiler çýrpýnýyor bugün
*
müslümanlar safýnda mertçe çarpýþýp
cesaretle düþmanýn üzerine hücum eden biri vardý
müþriklere ilk ok yaðdýran da o olmuþtu
gariptir ki, kuzman adýndaki bu adamýn ismi
her ne zaman zikredilse efendimiz
o, cehennemliktir derdi
sahabiler bunun sýrrýný bir türlü çözemiyorlardý
kuzman, harbin en þiddetli anýnda
büyük kahramanlýklar gösterdi
islam ordusu bozulup daðýldýðý sýrada
kýlýcýnýn kýnýný kýrdý
ölmek kaçmaktan hayýrlýdýr
ey evs hanedaný
siz de benim gibi
þeref ve þan için çarpýþýnýz
diye seslenerek
müþriklerin arasýna daldý
yedisini sekizini öldürdükten sonra
kendisi de muharebe meydanýnda yaralanýp
kan revan içinde kaldý
sahabiler hala efendimizin
o, cehennemliktir sözünün manasýný
anlamýþ deðillerdi
bunca, kahramanlýk ve cesareti
müslümanlar safýnda gösteren kuzman
nasýl cehennemlik olabilirdi
aðýr yaralarýnýn sýzýsýyla kývranan kuzman’ý
sahabiler
tebrikler ey kuzman
cenneti müjdeleriz sana diyerek tebrik ettiler
kuzman ise verdiði cevapla
gerçek mahiyetini ortaya koydu
ne diye beni tebrik ve tebþir ediyorsunuz
benim maksadým þahadete ermek deðildir
dinin muhafazasý hususu dahi
asla hatýrýmdan geçmemiþtir
ben, kavmimin gayreti için
kureyþliler medine hurmalýklarýna
zarar vermesin diye çarpýþtým
yaralarýnýn aðrýsý þiddetlenip
yaþayacaðýndan ümidini kesince de
bir ok alýp kolunun damarýný keserek intihar etti
sahabiler, bundan sonra
resül-i kibriya’nýn sözünün hakikatini anladýlar
kuzman’ýn bunca kahramanlýðý ve fedakarlýðý
Allah yolunda, Allah için deðil
kavim ve kabilesinin þan ve þerefi
medine’deki hurmalýklarýný korumak uðrunda
gösterdiðini öðrendiler
kuzman’ýn kendi kendisini öldürdüðü haberini alan
resül-i kibriya
Allahü Ekber
Allahü Ekber
ben, Allah’ýn resulü olduðuma þüphesiz þahadet ederim
þüphe yok ki Allah, isterse
bu dini facir bir adamla da teyit eder
amellerin makbuliyet ölçüsü ihlas ve samimiyettir
amelin Allah’ýn rýzasý gözetilerek yapýlmýþ olmasýdýr
ihlas ile söylenmeyen bir sözün
yapýlmayan bir hareketin
gösterilmeyen bir kahramanlýðýn
Allah katýnda hiç bir kýymeti ve deðeri yoktur
çok az sayýda mücahidin
yaðmur gibi yaðan müþrik oklarýna karþý
kendisini korumaya çalýþýrlarken,
resul-i kibriya mübarek dudaklarýndan
þu cümleler dökülüyordu
Allah’ým, kavmimi affet
onlara doðru yolu göster
çünkü onlar ne yaptýklarýný bilmiyorlar
müþrikler,
daha fazlasýný yapamayacaklarý kanaatýna varýnca
derlenip toparlanan mücahitler karþýsýnda
tekrar bir hezimetle karþý karþýya gelmemek için
en uygun yolun geri çekilmek olacaðýný hesapladýlar
maðrur bir eda ile geri çekildiler
sonuç gerçekten hazin, ibretli ve düþündürücü idi
harpte, mücahitlerden yetmiþ kiþi þehit düþmüþtü
bunlar arasýnda hz. hamza
hz. mus’ab bin umeyr gibi
çok güzide sahabiler de bulunuyordu
ebu dücane, nesibe hatun gibiler
resul-i kibriyayý muhafaza etmeye çalýþýrlarken
vücutlarý delik deþik olmuþtu
harbin bir safhasýnda
mücahitlere gülen parlak muzafferiyet
hz. resulullahýn emir ve talimatýna riayet etmeyen
okçulardan bir kýsmýnýn
yerlerini terk etmeleriyle bir anda
hazin ve acý bir maðlabiyete inkýlap etmiþ
uhud, müslümanlarýn kanýyla boyanmýþtý
efendimizin
o bizi sever, biz de onu severiz buyurduðu
uhud’u bir hüzün bulutu kaplamýþtý
efendimiz yaralýydý, yorgundu.
kendi baþýna yürüyecek kuvveti kalmamýþtý
sa’d bin muaz ve sa’d bin ubade’ye dayanarak
þi’b’deki kayalýða doðru çýktý
burada dinlenmek
yorgunluðunu gidermek istiyordu
bir müddet yürüdükten sonra
bu takattan da mahrum kaldý
üzerindeki iki zýrhý oldukça aðýrlýk yapýyordu
bu sýrada talha bin ubeydullah yere çöktü
buyur, ya resulallah, ben kuvvetliyim diyerek
efendimizi sýrtýna aldý
kayalýða kadar taþýdý
resul-i ekrem kanlar içinde kalan
yüzünü gözünü burada suyla yýkadý
baþýna su döktürdü
müþrik ordusu,
harp sahasýndan yavaþ yavaþ çekiliyordu
kumandan ebu süfyan, muharebe meydanýnda
bir tur attýktan sonra
kayalýklara çýkmýþ bulunan mücahitlerin yanýna geldi
ebu süfyan adamlarýna dönerek
herhalde bunlarýn hepsi öldürülmüþ
sað olsalardý elbette cevap verirlerdi
diye baðýrdý
hz. ömer dayanamadý
ayaða kalkarak yüksek sesle
yalan söylüyorsun ey Allah’ýn düþmaný
vallahi yalan
hepsi saðdýrlar ve iþte buradadýrlar
ebu süfyan ile
hz. ömer arasýnda þu konuþma geçti
hübel’in þaný yüce olsun
en büyük en yüce olan Allah’týr
bizim uzzamýz var, sizin yok
bizim mevlamýz Allah’týr ,sizin mevlanýz yok
bir gün yenildik, bir gün yendik
bir gün üzüldük, bir gün güldük
hanzala’yý hanzala’ya karþý öldürdük
biz sizinle bir deðiliz
bizim öldürülenlerimiz cennette
sizinkiler ise cehennemdedir
ebu süfyan tekrar asýl maksadýna geldi
ey ömer, Allah aþkýna doðru söyle
muhammed’i öldürdük mü
hayýr, vallahi onu öldürmediniz.
o þimdi söylediklerinizi dinliyor
düþman kuvvetler, harp meydanýný terk edip
mekke’ye doðru hareket edince
efendimiz mücahitlerle birlikte çýktýðý kayalýktan indi
cesetleriyle yerde yatan
ruhlarýyla yüksek alemlerde pervaz eden
þehidler arasýnda dolaþtý
gönlü hüzünle doluydu
kadere teslimiyetin verdiði inþirah olmasaydý
manzara seyredilecek gibi deðildi
en güzide sahabilerini kaybetmiþti
kureyþ müþrikleri þehitlere
vahþice muamelelerde bulunmuþlardý
çoðunu parça parça ederek
tanýnmaz bir hale getirmiþlerdi
onlarýn arasýnda durdu
içler parçalayýcý manzarayý
bir müddet hüzünle seyrettikten sonra
ben, kýyamet gününde
þu þehidlerin Allah yolunda
canlarýný feda ettiklerine þahitlik edeceðim
ashabýna dönerek,
bunlarý, kanlarýyla sarýp gömünüz
Allah yolunda çarpýþarak yara alanlar
kýyamet gününde mahþere yaralarý kanayarak geleceklerdir
kanlarýnýn rengi kan rengi
ama kokularý mis kokusu gibi olacaktýr
diye ferman etti
þehitler arasýnda amcasý
kahraman sahabi hz. hamza da vardý
karný yarýlmýþ
ciðeri çýkarýlmýþ
burnu ve kulaklarý kesilmiþ
cesedi parça parça edilmiþti
zor tanýnýyordu
onun mübarek cismini gören resul-i kibriya
öylesine üzüldü,
öylesine elem duydu ki
bir anda gözlerinden yaþlar boþandý
o ana kadar öylesine mahzun olduðu görülmemiþti
seyyidü’þ-þüheda
þehidlerin efendisi olan haz.hamza
bu cesaret abidesi sahabinin cesedi baþýnda durdu
gözyaþlarýný tutamadý
þehitler arasýnda
islam ordusunun sancaktarý
hz. mus’ab bin umeyr de vardý
resul-i ekrem onun yanýna vardý
þu ayet-i kerimeyi okudu
‘mü’minlerden, resulullah ile beraber olacaklarýna dair
Allah’a verdikleri söze sadýk kalan nice kimseler vardýr
onlardan kimi
verdiði sözü tamamen yerine getirerek
þehitliðe kavuþtu
kimi de böyle bir akibeti beklemektedir
onlar, sözlerini hiçbir þekilde deðiþtirmemiþlerdir’
hz. mus’ab’a kefen olacak bir þey bulamamýþlardý
üzerinde kaftaný vardý
sahabiler bu kaftaným baþ tarafýna örttüklerinde
ayak tarafý açýlýyor
ayak tarafýna çektiklerinde
baþ tarafý açýlýyordu
resul-i kibriya bu durumu görünce
baþ tarafýný kalkaný
ayaklarýný ise ýzhýr otu ile örtünüz diye emretti
Allah yolunda,
resulullah ve islam uðrunda
her fedakarlýðý göstermek
her meþakkati göze almak
sonunda þehit olmak
þehit olduktan sonra
örtülecek kefenden bile mahrum kalýp
ottan kefene sarýlmak
ibret ve þeref dolu bir sahne
þehit sahabiler defnedildikten sonra
resul-i ekrem mücahitlerle birlikte
medine’ye dönmek üzere harekete geçti
harre mevkiine geldiðinde
ordusunu durdurarak
Rabb-ý Rahimine þu içli niyazý yaptý
Allah’ým… hamd ve sena ancak sanadýr
Allah’ým…senin açýp yaydýðýný dürecek
senin dürdüðünü de açýp yayacak hiçbir kuvvet yoktur
Senin dalalette býraktýðýný, hidayete erdirecek
senin hidayete erdirdiðini de saptýracak yoktur
Senin vermediðini kimse veremez
Senin verdiðini de kimse engelleyemez
Allah’ým…rahmet ve bereketini
fazl ve keremini bize aç
yay üzerimize
Allah’ým..ben, yoksul olduðum günde
senden nimet
korkulu olan günde de emniyet dilerim
Allah’ým…imaný sevdir bize
kalblerimizi imanla süsle
küfür, isyan ve tuðyandan nefret ettir bizi
din ve dünyamýza zararlý olan þeyleri bilenlerden
doðru yola erenlerden eyle bizi
Allah’ým…bizleri
müslüman olarak yaþat
müslüman olarak öldür
bizi, salihler ve iyiler zümresine kat
ki onlar, ne þeref ve haysiyetlerini kaybedenler
ne de dinlerinden dönenlerdir
Allah’ým…Senin Peygamberini yalanlayan
Senin yolundan yüz çeviren
Peygamberinle savaþan kafirlerin cezalarýný ver
onlara hak ve gerçek olan azabý indir
fahr-i kainatýn bu içli, hazin ve düþündürücü duasýna
mücahitler de aminlerle katýlýyorlardý
Cenab-ý Hak, sevgili resulünün bu duasýný
kabul buyuracak
islam dininin düþmanlarýný kýsa zamanda
mahv-u periþan edecektir.
redfer