MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

göğe bakma durağı
redfer

göğe bakma durağı





bilinen en büyük zaferleri
en þaþalý kazanýmlarý
yenmeyi de
yenilmeyi de eþit gören
soylu bir denklemin içinde yer almaktýr
uhut

tüm mesafeleri yok sayan
asil direniþin
dikey duruþun izdüþümüdür
göðe bakma duraðýdýr
uhut

cümle kaybediþleri göze aldýran
tarifsiz bir ganimeti bulmanýn sevinci
görünmez bir serveti bilmenin sükunetidir
Allah’la olmaktýr
Allah için olmaktýr
Allah’a kalmaktýr
uhut…

*
islam ordusu þeyheyn tepelerine geldiði zaman
resul-i ekrem durup ordusunu
bizzat teftiþten geçirdi
on beþ kadar küçük yaþta çocuðu da geri çevirdi
içlerinde mücahitler safýndan ayrýlmak istemeyen
müþriklere karþý küçük yaþta da olsa
savaþmak isteyenler vardý

bunlardan biri de rafi’ bin hadic idi
ayaðýndaki mestlerin ucuna basarak
resul-i ekreme uzun görünmek istiyordu
sonradan bir sahabinin
ya resulallah rafi’ iyi ok atar demesi
ordudan ayrýlmasýný istememesi üzerine
peygamber Efendimiz, onu da orduya aldý.

peygamberimiz (s.a.v.)’in ordusunu
teftiþi sona erdiði zaman
güneþ de o günkü vazifesini bitirip
guruba doðru kaymaya baþlamýþtý
az sonra bilal-i habeþi akþam ezanýný okudu
resul-i ekrem, mücahidlere namazý kýldýrd.
ayyný þekilde yatsý namazý da eda edildi.

efendimiz geceyi burada geçirecekti
muhammed bin mesleme kumandasýndaki
elli kiþilik bir devriye birliðini de
orduyu muhafaza altýnda bulundurmak
etrafý kontrol etmekle vazifelendirdi

sabaha yakýn efendimiz a.s.m.
ordusuyla birlikte þeyheyn’den ayrýldý
uhud’a doðru yürüdü.
artýk her iki ordu da
birbirini fark edebiliyordu
düþman karþýda görünüyordu

mücahitler cephesinde sabah ezaný
göklere dalga dalga yayýlýyordu
saf baðlayan müslümanlar
hz. resulullahýn arkasýnda silahlarýný çýkarmadan
düþmanlarýnýn gözleri önünde namazlarýný eda ettiler
bu arada efendimiz tedbir babýnda
zýrhýnýn üzerine ikinci bir zýrh
takkesinin üzerine ise miðfer giydi

artýk iki ordu karþý karþýya gelmiþti
her biri harp nizamýyla meþgul oluyordu
oraya kadar çekine çekine
korku içinde gelmiþ bulunan
abdullah bin übey bin selul ortaya atýldý
muhammed, rey ve görüþ sahibi olmayan
gençlerin sözünü dinledi
benim sözümü dinlemedi

ey ahali
bir türlü anlayamýyorum
þuracýkta biz ne diye canýmýzý vereceðiz deyip
kavminden ve münafýklardan
üç yüz kadar askerle geri döndü

münafýklarýn ayrýlmasýyla islam ordusu
700 kiþiden ibaret kaldý
kureyþ ordusunun dörtte biri kadar
abdullah bin übey, münafýklardan bir grupla
islam ordusundan ayrýlmakla kalmadý
sair müslümanlarý da tesir altýna almaya çalýþtý

kur’an-ý azimüþþanda
bu hususla ilgili olarak þöyle buyrulur
‘Allah, sizden iki birliðin halini de iþitip görüyordu ki
onlar dostlarý ve yardýmcýlarý Allah olduðu halde
bir an bundan gaflet ederek daðýlmaya yüz tutmuþlardý
halbuki müminler ancak
Allah’a güvenip O’na tevekkül etmelidir’

münâfýklarla ilgili inen ayet
‘iki ordunun karþýlaþtýðý gün baþýnýza gelen
Allah’ýn izniyle idi
gerçek müminleri ayýrt etmek içindi
münafýklarý da müminlerden ayýrýp
ortaya çýkarmak içindi

onlara gelin
Allah yolunda savaþýn
veya müdafaada bulunun denildi
onlar ise,eðer gerçekten bir savaþ olacaðýný bilsek
elbette sizin peþinizden gelirdik dediler
onlar o gün küfre imandan daha yakýn idiler
onlar, kalplerinde olmayan þeyi dilleriyle söylerler
Allah ise onlarýn gizlediklerini hakkýyla bilir.’

muhayrýk büyük bir yahudi alimi idi
medine’de bol serveti vardý
resul-i ekrem efendimizi
mukkaddes kitaplardaki sýfatlarýyla tanýrdý
kavminden çekindiði
dininin tesirinden kendisini
bir türlü kurtaramadýðý için
bu sýfatlarý açýklamýyordu

bu durumu uhud harbine çýkýþa kadar devam etti
resul-i kibriya mücahitlerle
uhud gazasýna çýktýðý sýradaydý
o ana kadar bildiðini açýklamayan
muhayrýk þöyle dedi

ey yahudi cemaati vallahi
siz muhammed’in peygamber olduðunu
ona yardým etmenin,
üzerinize düþen bir vazife
yerine getirmeniz gereken bir hak olduðunu
pekala bilirsiniz

yahudiler
bugün cumartesi günüdür
hiçbir þeyle meþgul olunmaz diye cevap verdiler
muhayrýk, kýlýcýný ve harçlýðýný yanýna aldý
akrabasýndan birisine

eðer, bugün öldürülürsem,
mallarýmýn hepsi muhammed’indir
o dilediðini yapmaya serbesttir
diyerek vasiyette bulundu
gidip islam ordusuna katýldý
þehid düþünceye kadar da müþriklerle çarpýþtý

bunun üzerine resul-i kibriya
ona þu iltifatta bulundu
muhayrýk, yahudi ýrkýndan, hayýrlý bir kiþidir
muhayrýk’ýn vasiyeti üzerine
mülkleri efendimize kaldý

muhayrýk’ýn mallarýný teslim alan efendimiz,
onlarýn hepsini vakfetti
medine’deki vakýflarý umumiyetle
muhayrýk’ýn mallarýndandý

günlerden cumartesi idi
peygamberimiz (s.a.v.) atýndan indi
yürüyerek sayýca az
iman ve cesarette büyük ordusunun saflarýný
bizzat kendisi tanzim etti
sað ve sol kanadý düzene soktu
islam ordusunun arkasýnda uhud daðý vardý
yüzü ise medine’ye doðru idi

resul-i kibriya
oldukça mühim bir yer olan ayneyn tepesine
elli muharipten teþekkül eden
bir okçu müfrezesini
vaziyet almak üzere vazifelendirdi

baþlarýna abdullah bin cübeyr’i tayin etti
vazifeleri,
uhud ile ayneny tepesi arasýndaki geçidi
muhafaza etmek
düþmanýn buradan islam ordusunu
arkadan vurmasýna fýrsat vermemekti

resul-i ekrem okçulara þu emri verdi
düþmaný yendiðimizi görseniz de
size haber vermedikçe,
adam göndermedikçe
yerlerinizden asla ayrýlmayýnýz
düþmanýn bizi maðlup ettiðini görseniz de
yine kesinlikle yerinizi terk edip
yardýmlarýna koþalým demeyin

daha sonra okçulara þu emri verdi
kuþlarýn cesetlerimizi kapýþtýklarýný görseniz dahi
ben size adam göndermedikçe
asla yerinizden ayrýlmayýnýz
resul-i kibriyanýn emri ve talimatý
böylesine net ve kesindi

iki ordu da artýk harp nizamýna girmiþ
karþýlýklý bekliyorlardý
islâm ordusunda,
zübeyr bin avvam zýrhlý kuvvetlerin
hz.hamza zýrhsýz askerlerin baþýnda vazifeliydi

müþrik ordusunun sað kol kumandaný halid bin velid
sol kol kumandaný ebu cehil’in oðlu ikrimeydi
süvari birliklerinin baþýnda safvan bin ümeyye
okçularýn baþýnda abdullah bin ebi rabia vardý

müþrik ordusu cephesinde
gürültü ve þamatanýn bini bir paraydý
gönülleri intikam hýrsýyla dolu kadýnlar
türküler, þarkýlar söyleyerek
defler çalarak müþrikleri coþturmaya çalýþýyorlardý

islam ordusu cephesi ise
dualar, tekbirler, aminlerle inliyordu
Allah’tan yardým dileniyor
nusretini ihsan etmesi niyaz ediliyordu

resul-i kibriya
hitabesinde onlarý cihada
Allah yolunda savaþa
bu yolda sabýr ve sebata
her þeye raðmen
gayretle çalýþmaya teþvik ediyordu

gönülleri imanla dolu,
gözlerinden cesaret kývýlcýmlarý sýçrayan mücahitler
bir an evvel
hücum" emrini heyecanla bekliyorlardý
ya vurulup þehit olarak
Allah’ýn huzuruna çýkmak
ya da müþrik topluluðunu yerle bir etmek için
yerlerinde duramýyorlardý

taraflar birbirlerine oldukça yaklaþmýþlardý
kureyþ ordusunun sancaktarý
talha bin ebi talha ortaya atýlarak
kendinden emin, maðrurane bir eda ile seslendi
benimle çarpýþmaya er meydanýna kim çýkar

karþýsýna Allah’ýn aslaný hz. ali çýktý
varlýðým kudret elinde olan Allah’a
yemin ederim ki,
seni kýlýcýmla cehenneme göndermedikçe
seni býrakmayacaðým diyerek
hasmýna þiddetli bir kýlýç darbesi indirdi
baþýný çenesine kadar yarýp ikiye ayýrdý

kureyþ sancaktarýnýn yere serilmesine
peygamber efendimiz (a.s.m.) ve mücahitler
son derece sevindiler
bu sevinçlerini tekbirler getirerek izhar ettiler

talha yere serilince
kureyþ müþriklerinin sancaðýný
kardeþi osman bin ebi talha aldý
ona karþý da hz. hamza çýktý
omuzundan kýlýçla vurup kolunu kesti

bu sefer sancaðý yine abdüddaroðullarýndan
ebu sa’d bin ebi talha aldý
resul-i ekrem efendimiz
ebu sa’d’a karþý da
hz. ali’yi çýkardý
çarpýþmadan galip çýkan yine ali oldu

sancaktarlarýnýn bir bir yere serildiðini gören
kureyþ müþriklerini bir dehþet ve korku sardý
öyle ki, sancaklarýnýn yanýna bile
kimse yanaþmaya cesaret edemiyordu
sonunda onu alkame kýzý amre yerden alýp
kureyþlilere teslim etti

artýk iki tarafýn da beklemeye tahammülü kalmamýþtý
çarpýþma, bir anda þimþek hýzýyla baþladý
kýlýç þakýrtýsý, ok výnlamasý, at kiþnemesi
deve böðürmesi ortalýðý kapladý
Allah yolunda savaþmaya can atan mücahitler
kahramanca savaþmaya baþladýlar

resul-i ekrem’in elinde bir kýlýç vardý
üzerinde:
korkaklýkta ar, ilerlemekte þeref ve itibar var
insan korkaklýkla kaderinden kurtulamaz
mealindeki beyit yazýlý idi

bu kýlýcý benden kim alýr diye sordu
birçok sahabi birden atýldý
ben, ben ya resulallah diyerek
ellerini uzattýlar
peygamberimiz (s.a.v.),
bunu hakkýný vermek üzere kim alýr diye sordu

yine hararetle isteyenler çýktý
aralarýnda hz. ebu bekir, hz. ömer
hz. zübeyr bin avvam da vardý
bu sýrada korkusuz
gözünü daldan budaktan sakýnmayan biri
ortaya atýldý

ebu dücane’ydi bu
nedir onun hakký, ya resulallah
resul-i ekrem,
hakký; eðilip bükülünceye kadar düþmana sallamandýr
ebu dücane, ya resulallah
ben onu,
hakkýný yerine getirmek üzere alýyorum
hz. resulullahtan kýlýcý teslim aldý

ebu dücane,
elinde resul-i ekremin kýlýcý,
baþýnda kýrmýzý sarýðý olduðu halde
müþriklere doðru çalýmlý çalýmlý yürümeye baþladý
fahr-i alem efendimiz ashabýna
þu ölçüyü ders verdi
bu öyle bir yürüyüþtür ki
Allah onu, þu yerin ,harp halinin dýþýnda
hiçbir zaman sevmez

ebu dücane, þimþek süratinde
düþman saflarý arasýna girdi
kýlýcýný var kuvvetiyle hakkýný vermek için
sallamaya baþladý
önüne geleni bir-iki darbede yere seriyor
durmadan ilerliyordu.

bir ara daðýn eteðinde
deflerle müþrikleri savaþa teþvik eden kadýnlarýn
yanýna kadar vardýðýný fark etti
orada biri müþriklere hiddetli hiddetli baðýrýyor
onlarý vuruþmaya teþvik ediyordu

yanýna yaklaþtý, kýlýcýný kaldýrýp vuracakken
hasmýndan bir çýðlýk koptu
bu ebu süfyan’ýn karýsý hind’in çýðlýðý idi
ebû dücane, ona vurmadý
kendisini o sýrada gören hz. zübeyr bin avvam,
sonradan, neden o kadýna kýlýç sallamadýðýný soracak
ebu dücane þu cevabý verecektir
resulullahýn kýlýcýna hürmetimden,
o kadýnýn kanýna bulaþtýrmak istemedim

hz. hamza, elinde iki kýlýç,
ben Allah’ýn arslanýyým diye diye
bir öne bir arkaya dönerek kýlýcýný sallýyor
müþriklerin üzerine cesaretle saldýrýyordu
mücahitlerin hepsi de düþmanla
cesurca döðüþüyordu
kýyasýya mücadele veriyorlardý

þirk ordusu,
mücahitlerin bu kahramanca döðüþ
çarpýþmasý karþýsýnda fazla dayanamadý
kendilerini bir korku ve dehþet sardý
gerisin geriye kaçýþmaya baþladýlar
müþrik kadýnlar defler çalýyor
þarkýlar söylüyor
paniðe kapýlýp kaçan askerleri geri çaðýrýyorlardý

cesaretin kaynaðý imandan mahrum kalbe
deflerin çalýnmasý
þarkýlarýn söylenmesi
þiirlerin okunmasý bile fayda veremiyor
müþrik askerleri gerisin geri her þeylerini
canlarýný kurtarmak uðrunda
terk ederek kaçýyorlardý


redfer

Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.