gece yarýsý...
kafile derin bir uykuya dalmýþ
dað taþ susmuþ sanki her þey uyuyordu
sonra aniden bir hareketlilik baþladý.
uyandýrmamak için ayaklarýnýn ucuna basýyor
adeta nefes almýyorlardý
bir öðrenseler nereye gittiklerini
ortalýk karýþacak
kýlýçlar çekilecek, kelleler kopacaktý
kimseler duymadan
müþriklere haber uçmadan
Allah’ým
bu ne bereketli ne mucizevi bir geceydi
melekleri kendilerine hayran býrakabilirdi
Allah’ýn, hayrý kime
ve ne zaman vereceðini kimse bilemezdi
müþrikler Allah’ýn nurunu söndürmek için
bedir’in intikamýný almak için
üç bin kiþilik koca bir orduyla
uhud’a geliyorlardý
canýný Allah yolunda verecek
saadet dolu günlerini
ölümlerin en güzeliyle bitireceklerdi
Allah’ýn huzuruna þehit olarak çýkmak
ne güzel olurdu
savaþtan önce
oðlu cabir’i yanýna çaðýrdý
cabir de en az babasý kadar uhuda gitmeyi
Allah yolunda muhammed (sav)’in
önünde mücadele etmeyi,
þehid olmayý istiyordu
cabir’in yedi kýz kardeþi vardý
onlara kim bakacak
evi kim idare edecekti
abdullah oðluna son sözlerini söylüyordu
yavrucuðum, bilmiyorum belki de yarýn
uhud’un ilk þehidi ben olacaðým
kardeþlerini sana emanet ediyorum
kýzlarýma hayýrlý ve güzelce muamele et
Allah rasulü (sav)’nden sonra geride
senden daha çok sevdiðim baþka birini býrakmýyorum
borçlarýmýzý öde
kýzlarýmýn kimsesiz kalmasýn
yedisi kýz sekiz çocuðu býrakýp
cihat meydanlarýna atýlmak
ölüme meydan okumak
çocuklarýný dünya gözüyle
bir daha görmemeyi göze alýp
þahadete koþmanýn izahý nedir
cabir aðlamaya baþladý
oðlunu canýndan çok seven
mübarek babasý þehit düþmüþ
o güzel yüzü tanýnmaz hale gelmiþti
cabir babasýnýn yüzünü öptü
sonra bir feryat
aðýt sesi duyuldu
feryat eden Abdullah’ýn kýzýydý
efendimiz (sav) gözyaþlarý içindeki kadýna döndü
ona ister aðlayýn ister aðlamayýn
ama bilin ki
o defnedilinceye kadar
melekler onu kanatlarýyla gölgelendirecekler
buyurdu
þehitler baþkadýr
onlar yine dünyaya dönmeyi
sýrf Allah yolunda
islam’a hizmet için
savaþmak ve þehit olmak için isterler
öyleyse þahadet
ne muhteþem bir makam
Allah yolunda cihad
ne faziletli bir ameldir
þehit ölümü öldürmüþ yüce kiþiliktir
onun ruhunu teslim etmesi
bir baþka,
hesabý baþkadýr
kara topraðýn bile þehide muamelesi farklýdýr.
*
bedir gazasýnda bulunmayan kahraman ve genç sahabiler
bedir’de bulunan gazilerin nail olduðu ecir ve sevabý
bedir þehitlerinin ulaþtýðý yüksek dereceleri
resul-i ekrem efendimizden iþitmekle
o harpte bulunmadýklarýndan dolayý
son derece üzülmüþlerdi
düþmaný medine dýþýnda karþýlama arzusunu taþýyor
bu arzularýnda þiddetle ýsrar ederek þöyle diyorlardý
ya resulallah… vallahi, onlarýn
cahiliyye devrinde bile medine’ye
üzerimize yürümelerine
meydan ve imkan verilmemiþtir
islamiyet devrinde onlarýn medine’ye
üzerimize yürümelerine nasýl müsaade buyurulur
ya resulallah …biz,
Allah’tan bu günü isterdik
bizleri dýþarý çýkar
düþmanlarýmýz ile göðüs göðüse cenk edelim
bir kýsmý ise þöyle diyordu
ya resulallah ..
eðer onlarý dýþarda karþýlamazsak
düþman bu durumu korkaklýðýmýza
zaafýmýza hamlederek þýmarýr
bu arzuyu taþýyanlara
cesur ve bahadýr bir zat olan hz. hamza gibi
hatýrý sayýlýr ashabýn ileri gelenleri de katýldý
hz. hamza bu görüþünü þöyle açýkladý
ya resulallah
sana kitabý indiren Allah’a yemin ederim ki
bu kýlýcýmla medine dýþýnda
kureyþ müþrikleriyle çarpýþmadýkça
yemek yemeyeceðim
hz. hayseme bedir muharebesine katýlmak için
oðlu sa’d ile kura çekmiþti
kura hz. sa’d’a çýkmýþtý
bedir harbine katýlan sa’d
arzuladýðý þahadet mertebesine ulaþmýþtý
þehit babasý hz. hayseme þöyle diyordu
ya resulallah kureyþliler
çöl araplarýndan ve müttefikleri olan
ahabiþten asker topladýlar
develerine ve atlarýna binip gelip
meydanlarýmýza indiler
bizi evlerimizde ve kalelerimizde kuþatacaklar
sonra da dönüp gideceklerdir
aleyhimizde bir sürü söz söyleyeceklerdir
bu, onlarýn cesaretlerini arttýracaktýr
görüp de karþýlamayacak
onlarý yurdumuzun ortasýndan kovmayacak olursak
çevremizdeki araplar da bize göz dikeceklerdir
Allah Tealanýn bizi
kureyþ müþriklerine karþý
galip getireceði ümit edilir
eðer ikincisi olursa ki þehitliktir
bedir, beni ondan mahrum kýldý
halbuki, ben onu öyle özlemiþtim ki
halbuki, ben þehit olmayý
ne kadar arzu ediyorum
dün gece oðlumu güzel bir surette gördüm
cennet meyveleri ve ýrmaklarý arasýnda dolaþýyor
bana cennette arkadaþlýða katýl
ben, Rabbimin bana vaat ettiði gerçeði buldum
diyordu
vallahi, ya resulallah
sabah gözlerimi açýnca
oðluma cennette arkadaþ olmayý
candan özlemeye baþladým
yaþým, fazlasýyla ilerledi
artýk Rabbime kavuþmayý özlemekteyim
ya resulallah beni þehitlikle
cennette oðlum sa’d’ýn arkadaþlýðý ile
nasiplendirmesi için
Allah’a dua et
resul-i kibriya efendimiz
hz. hayseme’nin bu arzusunu yerine getirdi
kendisi için dua etti
resul-i kibriya efendimiz,
ekseriyetin düþmaný medine dýþýnda
karþýlamak arzu görüþünde olduðunu anlayýnca
þehirden çýkýp muharebeyi
açýk arazide kabul etmeye karar verdi
ashabýna hitaben de þöyle buyurdu
sabýr ve sebat ederseniz
bu defa dahi
Cenab-ý Hak size yardýmýný ihsan eder
bize düþen azim ve gayret göstermektir
günlerden cuma idi.
resul-i ekrem cuma namazýný kýldýrdýktan sonra
müslümanlara cihadýn faziletinden
cihada nasýl hazýrlanacaðýndan bahsetti
cihat da geri durmak, gecikmek acizliktir
sabýr ve sebat gösterildiði zaman
Allah’ýn yardýmý gelir
sabýr ve sebat ediniz
sabýr ve sebat ettiðiniz takdirde
Allah’ýn yardýmý sizinledir
resul-i E-ekrem
vakti giren ikindi namazýný da
cemaate kýldýrdýktan sonra
hz. ebu bekir ve hz. ömer’le birlikte
hane-i saadetine girdi
bu iki sahabi efendimizin hazýrlanmasýna
yardýmcý olacaklardý
resûl-i ekrem içerde zýrhýný giymek
kýlýcýný kuþanmakla meþgulken,
dýþarda toplanmýþ bulunan müslümanlarý
sa’d bin muaz ile üseyyid bin hudayr
sahabileri ikaz ederek þöyle dediler
medine’den çýkmak istemediði halde
siz çýkmalarý için
resulullaha ýsrar edip durdunuz
halbuki ona emir gökten iner
siz bu iþi ona býrakýnýz
onun istediðini yapýnýz
bu sözler,
medine dýþýnda düþmaný karþýlamak
fikrinde olanlarý
bir derece de olsa yumuþattý
hatta piþmanlýk bile duyar oldular
resul-i ekremin zýrhýný giyinmiþ
kýlýcýný kuþanmýþ bir halde
evinden çýktýðýný görünce þöyle dediler
ya resulallah
senin hoþlanmadýðýn þeyi biz istemeyiz
eðer medine’de kalmak istiyorsan kalalým
sana aykýrý hareket edemeyiz
hz. resulullahýn cevabý þu oldu
bir peygambere, zýrhýný giydikten sonra
düþmanla çarpýþmadan
Allah onunla düþmanlarý arasýnda
hükmünü vermeden
zýrhýný sýrtýndan çýkarmak yakýþmaz
arkasýndan da þöyle buyurdu
süratle size emrettiðim þeyleri yapmaya bakýnýz
Allah’ýn ismini anarak gidiniz
sabýr ve sebat gösterdiðiniz müddetçe
Allah size yardým edecektir
hazýrlanan müslümanlar 1.000 kiþi civarýnda idi
sayýca kureyþ ordusunun üçte biri kadar
içlerinde sadece yüz zýrhlý vardý
orduda üç sancak bulunuyordu
mus’ab bin umeyr muhacirlerin
üseyyid bin hudayr evslilerin
hubab bin münzir ise hazreçlilerin
sancaðýný taþýyordu
islâm ordusu harekete hazýrlanmýþtý
peygamber efendimiz atýna binmiþ
yayýný omuzuna asmýþ ve mýzraðýný eline almýþtý
medine’de yerine
abdullah bin ümmi mektum’u býrakmýþtý
zýrhlý iki sahabi
sa’d bin muaz ile
sa’d bin ubade önünde
mücahitler sað ve solunda yer alýyorlardý
islam ordusunun
uhud’a doðru hareket edeceði sýradaydý
topal bir zat olan amr bin cemuh
sefere katýlmak için gönlünde þiddetli bir arzu duydu
her zaman peygamber efendimizle birlikte
savaþa çýkan dört oðlu vardý
onlarý çaðýrdý
beni de bu sefere çýkarýnýz. dedi
oðullarý, resulullah, senin sefere çýkmamana müsaade etti
Yüce Allah’da seni mazeretli saymýþtýr dediler
gönlü Allah ve resulullah muhabbetiyle yanýp tutuþan
amr, oðullarýnýn bu sözlerine aldýrýþ etmedi
yazýklar olsun size dedi
siz, beni bedir seferinde
cenneti kazanmaktan alýkoymuþtunuz
uhud seferinde de mi alýkoyacaksýnýz
herkes Cennete giderken,
ben evde oturup kalamam
sonra da doðruca efendimizin huzuruna çýktý
ya resulallah
bu oðullarým, þunu bunu bahane ederek
beni sefere çýkmaktan alýkoymak istiyorlar
allahi ben, seninle beraber sefere çýkmayý
cennette þu aksak halimle dolaþmayý
arzu ediyorum dedi
ve sordu
ya resulallah sen,
benim Allah yolunda çarpýþmamý
þehit düþüp þu aksak ayaklarýmla
cennette gezip yürümemi
uygun görmez misin
resul-i kibriya
evet, uygun görürüm dedikten
amma Allah, seni mazeretli saymýþtýr
sen cihatla mükellef deðilsin
sonra bu sahabinin oðullarýna þöyle dedi
siz, onu seferden alýkoymaya mecbur deðilsiniz
onu serbest býrakýnýz.
umulur ki Allah,
ona þehitlik nasip eder
bunun üzerine amr bir cemuh derhal silahlandý
kýbleye dönerek
Allah’ým…bana þehitlik nasip et
diye dua etti
islâm ordusu seniyye tepesine gelmiþti
o sýrada peygamber efendimiz
dönüp arkasýna baktý
okçulardan mürekkep kalabalýk
bir askeri birlik gördü
kimdir bunlar diye sordu
mücahitler, abdullah bin übey’in
yahudi müttefiklerinden
altý yüz kiþilik bir topluluk
cevabýný verdiler
resul-i ekrem
onlar müslüman olmuþlar mý diye sordu
hayýr, ya resulallah denilince
þu emri verdi
gidip onlara söyleyiniz, geri dönsünler
onlarýn yardýmýna ihtiyacýmýz yok
redfer