MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

sen kaderi böyle belleme
redfer

sen kaderi böyle belleme





bir alýn yazýsý bu
var ile yok tarihleri arasýnda bir sýnanma
hani bilinmeyen ellerde
iç içe daireler çizen pergellerin
birbirine ne yakýn
birbirine ne uzak çizgileri var ya

ezelden ebede olmuþ ve olacaklarýn
çetelesi onlar
zamanýn ve mekanýn
þartlarýn ve konumlarýn
sebeplerin ve sonuçlarýn çizelgesi onlar
hayýr ile þer arasýnda bize tertiplenmiþ bir kez
iyiye þükür
kötüye hamt

iyiler de, kötüler de
miras olur bazen
devralýnýr geçmiþten
potasýnda hayatý damýtýr durmadan
ýssýz sokaklarýn açýk avuçlarýna çizilince rotalar
yalnýzlýklar saðanak olur birden

bazen bir uzayýþýn salýncaðýnda
beklemeyi beklemek düþer
bazen kaskatý duvarlarla örülür
özgürlüklerimizin her ciheti
zaman gün olur
gölgesine düþman olan uygun adýmlarla
yürünür umutsuzca yollara

dengesiz dalgalar vurur kýyýlarýmýza
zamansýz fýrtýnalara tutuluruz
akýl edemeyiz bir türlü
karanlýða tüneller açabilmeyi
ilk ýþýklara teþne seher güllerince
yüreklerimizi al al kanatmayý

bazen olmayan kervanlarý bekleye bekleye
yitirdiðimiz umutlarýmýzý
yýldýzsýz ve aysýz gecelerde
bize elleri baðlý beklemek düþer.
sen kaderi böyle belleme
sen anlayamazsýn kaderi çünkü
yolculuklarýný içine yapmadýkça
anlayamazsýn…
kader buymuþ diyemezsin

koþu varken yürümeye kader diyemezsin sen
dallarýný fýrtýnalar
çiçeklerini ayazlar vururken
yapraklar dökmeye kader diyemezsin
böyle anla sen
çalýþmaktýr, baþarmaktýr, paylaþmaktýr
ve hoþ görmektir
ve iyiliktir kader

ancak o vakit baht olur her dua
ancak o vakit taht olur her hayal
olmayacaksa…
ya sonumuz nice olur
nice olur ötemiz…

*
peygamber efendimiz, medine’ye teþrif etti
iþte bu sýrada
yeni bir zümre daha ortaya çýktý
kalben inanmadýklarý halde
Müslüman gözüken münafýklar

aralarýnda senelerce süren
dahili çarpýþma ve kavgalardan bitkin düþen
medine’nin yerli kabileleri evs ve hazreç
aralarýnda anlaþarak
abdullah bin übey bin selül’ü
kendilerine hükümdar yapmaya karar vermiþlerdi
hatta, baþýna giydirecekleri
hükümdarlýk tacýný bile sipariþ etmiþlerdi

ve fakat
abdullah bin übey’in hükümdar olma hayalleri
resul-i ekrem medine’ye teþrifleriyle suya düþmüþtü
evs ve hazreçlilerin hemen hepsi müslüman olmuþlardý
imanlarýnýn icabý efendimizin etrafýnda toplanmýþlardý

bu durum reislik hayalleri suya düþen
abdullah bin selül’ün fazlasýyla aðrýna gitti
çevresinde fazla kimsenin de kalmadýðýný görünce
istemeye istemeye müslüman olmuþ gözüktü
zahiren müslüman olduðunu
bunda etrafýnýn psikolojik baskýsý bulunduðunu
bizzat kendisi de ifade etmiþti

müriysi gazasý esnasýnda
muhacirlerle ensarý birbirine düþürmek için
olanca gayreti sarf etmiþ
medine’ye dönersek,
izzetli ve kuvvetli olan
zelil ve zayýf olaný oradan
muhakkak sürüp çýkaracaktýr
diyecek kadar da ileri gitmiþti

bunun üzerine münafýklar hakkýnda
münafikun süresi nazil olmuþtu.
surenin nazil olmasý üzerine abdullah bin übey’e
ey ebu hubab
senin hakkýnda pek þiddetli ayetler nazil oldu
resulullaha (a.s.m.) git de,
senin için Allah’tan af dilesin denilince
þu cevabý vermiþti

benim iman etmemi emrettiniz, iman ettim
malýmýn zekatýný vermemi emrettiniz, verdim
muhammed’e secde etmemden baþka
hiçbir þey kalmadý

abdullah bin übey’in
reislik tasavvurunun suya düþmesinden
ne kadar müteessir olduðunu
bunu bir türlü hazmedemediðini
þu hadise de açýkça gösterir

bir gün peygamber efendimiz
evinde hasta yatan sa’d bin ubade hazretlerini
ziyarete gidiyordu
yolda, abdullah bin übey’in evinin gölgesinde
müslüman, müþrik araplardan ve yahudilerden
bir takým kimselerle
oturmakta olduðunu görünce
selam verip yanlarýna oturdu

onlara kur’an’dan bir parça okudu
iyi hareketinden dolayý
cennete kavuþulacaðýný müjdeledi
kötü hareketinden dolayý da
Cehenneme girileceðini anlatarak sakýndýrdý

peygamber efendimiz, sözlerini bitirince
abdullah bin übey þöyle dedi
ey konuþan kiþi
eðer söylediklerinde doðru isen
onlardan daha güzel þey olmaz
fakat, sen evinde otur
onlarý, sana gelenlere anlat
sana gelmeyenlerin,
söylediklerinden hoþlanmayanlarýn
toplantýlarýna gelip de onlarý rahatsýz etme.

efendimiz
abdullah bin übey’in bu sözlerinden dolayý
son derece müteessir oldu
kalkýp oradan ayrýldý
yoluna devam ederek
sa’d bin ubade hazretlerinin evine gitti
üzüntüsünün sebebini anlatýnca
sa’d bin ubade hazretleri þöyle dedi

ya resulallah
sen ibni übey’in kusurunu affet
hem onu mazur gör
sana kur’an’ý indiren Allah’a yemin ederim ki
Allah’ýn iradesi sana
peygamberlik vermek suretiyle tecelli etti
halbuki, þu beldenin halký
ibni übey’in baþýna taç giydirmeye
hükümdarlýk sarýðý sarmaya
onu kendilerine hükümdar yapmaya hazýrlanmýþtý

yüce Allah, size
ihsan buyurduðu peygamberlikle
onlarýn bu tasavvurunu gerçekleþemez hale getirince
ibni übey, bundan son derece üzülmüþ
o, gördüðün çirkin hareketi
bunun için yapmýþtýr.

uhud harbi sýrasýnda
abdullah bin übey’e uyarak ayrýlanlarýn sayýsý
üç yüz kadardý
bin kiþilik islam ordusunun üçte biri kadar
bu, elbette küçümsenecek
bir rakam deðildi

bedevi diye adlandýrýlan çöl araplarý arasýnda da
münafýklarýn bulunduðunu
kur’an-ý kerim’den öðreniyoruz

‘medine çevresindeki bedeviler arasýnda
münafýklar da vardý
medine halkýndan da
münafýklýkta inat edenler vardýr ki
onlarý sen bilmezsin
ancak biz biliriz’

bütün bu münafýklar ayný vasýflarý taþýyorlardý
birinci vasýflarý
kalplerinde olmayaný aðýzlarýyla söylemekti
içten inanmadýklarý halde
inanmýþ gibi görünmeleri idi
böyle görünerek
müslümanlar arasýna sokuluyorlar
onlarla düþüp kalkýyorlar,
suret-i haktan görünerek
onlarý þüpheye düþürecek þeyler soruyorlardý

bütün maksat ve gayeleri
müslümanlarý fesad ve tefrikaya götürecek
fikirler geliþtirmek
efendimizi yalan dolan binbir türlü iftiralarla
müslümanlar nazarýnda küçük düþürmekti

bu menhus emellerinin gerçekleþmesi için
her türlü yola baþvuruyor
her þeyi mübah sayýyorlardý
bu uðurda tevessül etmeyecekleri adilik
sahtekarlýk yoktu

resul-i ekrem bunlara karþý takýndýðý tavýr
takip ettiði siyaset
oldukça düþündürücü ve ibretlikti
islam kalesini içten sarsmak
sinsi gayesine matuf faaliyetleri
efendimize bir çok defalar intikal etmiþti
peygamberimiz derhal harekete geçip
bu tür faaliyetlerde bulunanlarý
huzuruna celp ederek sorguya çekiyordu

onlar, her defasýnda
hiç bir zararlý faaliyette bulunmadýklarýný
suçsuz olduklarýný söylüyorlardý
arkasýndan da kelime-i þehadet getirerek
mü’min ve müslüman olduklarýný tekrarlýyorlardý

efendimiz ibn-i übey’i huzuruna çaðýrmýþ
bana haber verilen sözleri
sen mi söyledin diye sormuþtu
übey’in cevabý aynen þu olmuþtu
hayýr…sana kitabý indirmiþ olan
Allah’a yemin ederim ki
ben, o sözlerin hiçbirini söylemedim
zeyd muhakkak yalancýdýr.

kur’an-ý kerim,
münafýklarýn bu tarz davranýþlarýna
þu ayetiyle iþaret eder
‘münafýklar sana geldiklerinde
þehadet ederiz ki
þüphesiz sen Allah’ýn eesulüsün dediler
Allah bilir ki sen elbette O’nun resulüsün
münafýklarýn yalancý olduklarýna da
Allah þahittir’

onlar, suçlarýný inkar ederken,
inen vahiy, bu suçlarý iþlediklerini
yalan söyleyerek bu suçlarýný
inkar etme yoluna gittiklerini
efendimize bildiriyordu
buna raðmen resul-i ekrem onlara karþý
sabýr,müsamaha ve afla mukabele ediyordu

münafýklar zümresinin belli baþlý vasýflarýndan biri de
iman edenlere rastladýklarýnda inandýk derler
þeytanlaþmýþ reisleri ve arkadaþlarýyla baþ baþa kalýnca da
aslýnda biz sizinle beraberiz
onlarla sadece alay ediyoruz derler
yaptýklarý bu iki yüzlülükle iftihar ederlerdi

bu vasýflarýný apaçýk gösteren bir misali,
bizzat reisleri abdullah bin übey göstermiþti
bir gün avanesiyle sokaða çýkmýþlardý
ashab-ý kiramdan bir kaç kiþinin
karþýdan gelmekte olduðunu görünce übey,
bakýnýz ben bu gelenleri
baþýnýzdan nasýl savacaðým. der

yaklaþtýklarý zaman da
hz. ebu bekir’in elini tutar
merhaba beni temim efendisi
resulullahýn maðaradan arkadaþý
nefs ve malýný resulullah uðrunda
seve seve sarf etmiþ bulunan sýddýk

sonra hz. mmer’in elini tutar
merhaba beni adiyy efendisi
dininde kuvvetli
nefs ve malýný resulullah uðrunda
esirgememiþ bulunan hz. faruk

sonra hz. ali’nin elini tutar
merhaba resulullahýn amcazadesi, damadý
resulullahtan sonra
bütün beni haþim’in efendisi

hz. ali bu riyakarlýða dayanamayýp
ey übey.. Allah’tan kork, münafýklýk etme
çünkü, münafýklar
Allah’ýn en þerir mahlaklarýdýr

bunun üzerine übey
ey ebu’l-hasan
benim hakkýmda böyle mi söylüyorsun
vallahi, bizim imanýmýz sizin imanýnýz gibi
bizim tasdikimiz sizin tasdikiniz gibidir
deyip ayrýlýr
sonra da arkadaþlarýna dönerek
gördünüz mü nasýl yaparým
iþte siz de bunlarý görünce benim gibi yapýnýz …

dahili düþmanýn zararý daha þiddetli olur
zira içteki düþman kuvveti daðýtýr, cesareti azaltýr
hariçteki düþman , aksine tesanüt ve salabeti artýrýr
bu sebeple kur’an-ý azimüþþan
münafýklar üzerinde çokça durmuþtur

mü’min ve müslümanlarýn onlara karþý
daima uyanýk bulunmalarý
onlarýn oyunlarýna gelmemeleri hususunda
bir çok ikazlar yapýlmýþtýr

Cenab-ý Hakkýn bildirmesiyle
resul-i ekrem onlarý tanýyordu
bazý sahabilere de bildiriyordu
ancak umuma açýklamýyordu
kabahatlarýný da açýktan açýða yüzlerine vurmuyordu

peygamberimiz (s.a.v.)in bu tarz davranmasýnda
göz önünde tuttuðu mühim bir husus daha vardý
o da onlarýn iþledikleri kötülüklerden
fesat ve nifak hareketlerinden
tedricen vazgeçmeleri ihtimali idi

bazen kötülük açýða vurulmazsa
zamanla ortadan kalkmasý ihtimali vardý
fakat, teþhir edildiði takdirde
kötülüðü yapan kimsenin hiddetini tahrik eder
fenalýðý daha da fazla yapmasýna sebep olur

peygamber efendimiz
kur’an’ýn bu hususta ortaya koyduðu
münafýklarýn vasýflarýndan bahsedip
þahýslarýný tayin etmeme tarzýný tatbik ediyordu

islam muhitinde ve islami hükümler altýnda
büyüyecek olan evlatlarýndan
ciddi müminlerin yetiþmesine imkan tanýmak
onlarýn, kalben inanmadýklarý
ilahi hükümleri zahiren yaþamak suretiyle
duyduklarý manevi sýkýntý ile baþ baþa býrakmak
bundan piþman olup
halis müminler safýna geçmelerini
temin edebilmekti

redfer

Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.