MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

hey bedre uçan ebabiller
redfer

hey bedre uçan ebabiller




neydi ayýn kývrýmýna tutulup kalan burukluk
neydi cenge adanmýþ ayazlarýn derununu dolduran acý
bir teselliydi bedri sahraya düþen yaðmur
göz pýnarlarýndan inzal hüzünler ýþýðý
iki göz
iki ayn

neydi haþre dek þahadete hüküm giymiþ yiðitler
ab-u hayat kadehindeki iksir miydi
bir mücahidin gözyaþlarýyla suladýðý bir çiçek mi
bir avuç toprak mý
bir avuç kum mu
bedrin ýssýz çöllerinde ýstýrabý emerek büyümüþ
nazenin bir gonca gül mü
vadinin kýyýsýnda açmýþ ayýn ondördü zambaklar mý

hey bedre uçan ebabiller gördünüz mü
yaralý süvariler geçerken buralardan
daruþþifalara doðru kehkeþanlardan
seherler ve sabahlar boyu þeydalanýrken
þeydalanýrken çöl kumlarý
cennet bekleyen mücahitleri gördünüz mü
öyle bir lütuf ki onlara vaat edilen
tek miskali
ali makamlarýný satýn alýr cennetin

bir ihsan ki...
beþiði ab-ý hayat sükunetiyle süslenen
müjdeler büyür hendesesinde
öyle renkli güzellikler yansýr ki güneþten
her biri ,bir hikaye anlatýr bedrin çöllerinden
her þahadetle müjdelenenleri

kalbin rengi damlarken damla damla
al al nakýþlar vurur ru-i zemine
sevinçtendir bil ki
yanaða düþen her güneþ parýltýsý
yeni madalyonlar asar boyunlara
hep bir adým önde gitti öncüler
hep bir adým önde yürüyenler
O’na doðru

*
mücahitlerin sayýsý az,
amma iman ve cesaretleri sýradaðlar gibiydi
istinat noktalarý kainatýn Sahibi idi
reisleri kainatýn efendisi hz. muhammed idi (a.s.m.)
böyle bir ordu elbette
her þeyi göze alarak müþrik ordusuna karþý koymaktan
çekinmeyecek ve korkmayacaktý

resul-i ekrem
sevinç içinde, ümit dolu bir seda ile
mücahitlere þu müjdeyi verdi
yürüyün ve Allah`ýn lütfü ile þad olun
iþte kureyþin tek tek düþüp uzayacaðý yerleri
þimdiden görür gibiyim

bu konuþma mücahitler üzerinde
derin bir tesir icra etti
heyecanlarýný kat kat arttýrdý.
bedir`e doðru þevkle yürümeye baþladýlar

islam ordusu
cuma gecesi yatsý vakti
bedir yakýnýna geldi
resül-i ekrem efendimiz
þu küçük tepe yakýnýndaki kuyu baþýnda
bir takým bilgiler elde edeceðimizi umarým
buyurduktan sonra
hz. ali, zübeyr bin zvvam, sa`d bin ebi vakkas gibi
sahabeleri oraya gönderdi

o sýrada müþriklerin sucularý
su taþýyan develeriyle birlikte kuyunun baþýndaydý
mücahitler onlardan bazýlarýný ele geçirdiler
huzura getirildiklerinde efendimiz kendilerine
bana, kureyþ hakkýnda malumat veriniz… dedi
onlar, vallahi, þu gördüðün kum tepesinin
en yüksek, en uzak tarafýndadýrlar…dediler

resul-i kibriya efendimiz,
o topluluk ne kadar vardýr
pek çok …diye cevap verdiler
efendimiz tekrar
onlarýn sayýlarý ne olabilir
bilmiyoruz. cevabýný verdiler

peygamber efendimiz
onlar her gün kaç deve kesiyorlar
bir gün 9, bir gün 10 dediler
resulullah
onlar, 950 ile 1000 kiþi arasýndadýr… buyurdu

sonra,
içlerinde kureyþ eþrafýndan kimler var .diye sordu
müþrik sucular kureyþ ileri gelenlerinden
bir çoðunun ismini sýralayýnca
resul-i ekrem ashabýna dönerek þöyle buyurdu
iþte mekke,
ciðerparelerini size feda etti

bedir`e vardýðý gece peygamber Efendimiz,
inþallah, yarýn sabah filanýn vurulup düþeceði yer þurasýdýr
inþallah, yarýn sabah filanýn vurulup düþeceði yer þurasýdýr
iþte þurasýdýr
þurasýdýr.

elini o yerlere koyarak
müþrik kureyþ reislerinden her birinin
nerede katledileceðini birer birer gösterdi
hz. ömer der ki
onlardan hiçbirisi
nebiyy-i ekremin elini koyduðu yerlerin
ne ilerisinde,
ne de gerisinde vurulup düþmediler

resul-i ekrem efendimiz
karargahýn nerede kurulmasýnýn daha uygun olacaðýný
ashabýyla görüþtü
otuz üç yaþlarýnda bulunan hubab bin münzir ayaða kalktý
ya resulallah..biz, harpçi kimseleriz
ben, bütün sularý kapatýp,
bir tek su menbaý üzerine karargah kurmayý uygun görürüm.

ya resulallah…burasý, sana
Allah`ýn emrettiði,
bizim için ileri gidilmesi
geri çekilmesi caiz olmayan bir yer midir
yoksa, þahsi bir görüþ neticesi,
bir harp tedbiri olarak mý seçildi.
diye sordu

resul-i kibriya
hayýr…þahsi bir görüþ neticesi,
bir harp tedbiri icabý olarak seçildi

bunun üzerine hubab þöyle dedi
ya resulallah …burada karargah kurmak pek muvafýk deðildir
siz, halký hemen buradan kaldýrýnýz
kureyþ kavminin konacaðý yerin yakýnýndaki
su baþýna gidip konalým
ben orayý bilirim.
orada suyu bol ve tatlý bir kuyu vardýr

onun gerisindeki bütün kuyularý kapatalým
sonra bir havuz yapýp onu su ile dolduralým.
sonra da müþriklerle çarpýþalým.
biz, susadýkça havuzumuzdan içeriz.
onlar su bulup içemezler
zor duruma düþerler

peygamber efendimiz (a.s.m.)
ey hubab, doðru olan görüþ
senin iþaret ettiðindir buyurarak
hemen ayaða kalktý,
mücahitler de derhal ayaða kalktýlar

kureyþ müþriklerinin konacaklarý yerin yakýnýndaki
suyun altýna kadar gittiler
sonra
peygamber efendimizin emriyle kuyular kapatýldý
bir havuz yapýlýp içerisi kuyu suyu ile dolduruldu
içine de bir kap konuldu

bu arada,
sa`d bin muaz hazretlerinin teklifi ile
resel-i ekrem için hurma dallarýndan
bir gölgelik ve çadýr yapýldý
efendimiz, gölgeliðin altýna
hz. ebu bekir`le birlikte girdi

sa`d bin muaz hazretleri de kýlýcýný takýnýp
ashab-ý kiramdan bir kaç zatla birlikte
gölgeliðin kapýsý önünde nöbet beklemeye baþladý
efendimiz, bedir`e gelir gelmez ordusunu harp nizamýna soktu
ordu saf ve hatlarýný dikkatle kontrol etti.
sonra da her mevzideki grup için bir kumandan tayin etti

müslüman kuvvetler,
muhacirler, evsliler ve hazreçliler olmak üzere
üç kýsýma ayrýldýlar
her biri açtýklarý kendi sancaklarý altýnda toplandý
muhacirlerin sancaðýný mus`ab bin umeyr,
evslilerinkini sa`d bin muaz,
hazreçlilerinkini ise hubab bin münzir hazretleri tutuyordu

efendimiz, bütün bunlardan sonra
ordusuna þu talimatý verdi
hatlarýnýzý býrakýp ayrýlmayýnýz
bir yere kýmýldamadan yerlerinizde sebat ediniz
ben emir vermedikçe savaþa baþlamayýnýz
oklarýnýzý, düþman size yaklaþmadan kullanýp israf etmeyiniz

düþman kalkanýný açtýðý zaman okunuzu atýnýz
düþman iyice sokulunca elinizle taþ atýnýz
daha da yaklaþýrsa mýzrak ve kargýlarýnýzý kullanýnýz
kýlýç en sonunda,
düþmanla göðüs göðüse gelindiði vakit kullanýlacaktýr

mücahitlerin her biri
bulunduðu yere taþ yýðýnaklarý yapmýþtý
müdafaa harbinde bulunacak müslümanlar için bu,
çok iþe yarayacaktý
düþman bundan mahrumdu
çünkü, taarruz taktiðini uyguluyordu
hücum esnasýnda çok çok bir kaç taþ taþýyýp atabilirlerdi...

harpten bir önceki geceydi
efendimiz, kendisi için yapýlan gölgelikte idi
bütün gecesini
Kadir-i Zülcelale ibadetle geçirmiþti
Rabb-i Rahimine ellerine açarak
kainatý aðlatacak kadar hazin
arz ve semaya göz yaþý döktürecek kadar tesirli
þu duasýný yaptý

Allah`ým
Bana yaptýðýn vaadini yerine getir
Allah`ým
bu bir avuç müslüman mücahit helak olursa
artýk sana yeryüzünde ibadet edecek kimse kalmaz

resul-i kibriya vakit namazlarýnda da
ayný duayý tekrarlýyordu
bu duayý duyan mücahitler
heyecanlarýndan yerlerinde duramaz hale gelmiþlerdi

o sýrada, müþrik ordusu da bedir mevkiine çýkýp geldi
manzara oldukça düþündürücü ve ibretliydi
birbirleriyle amansýzca çarpýþacak olanlarýn çoðu akraba idi
kardeþ kardeþle, baba oðulla,
dayý yeðenle kýyasýya vuruþacaktý

efendimiz de gölgelikten çýkarak,
ordusunu son bir defa dikkatle teftiþten geçirdi
her þey istediði gibi düzgün ve intizamlý idi.
ne var ki, düþman sayýca ve silahça üstündü.
zahire bakýlýrsa, müsavi bir mücadele verilemeyecekti

mücahitler, asla ümitlerini yitirmiyor,
harbin her þeye raðmen
lehlerinde neticeleneceðine gönülden inanýyorlardý
harp adeti üzere, önce her iki taraftan
teke tek çarpýþacaklar ortaya çýkacaktý

müþrikleri heyecana getirmek için
ortaya atýlan amir bin hadremi
harp usulune muhalefet ederek
mücahitlere doðru bir ok attý
ok, muhacir müslümanlardan mihca hazretlerine
isabet etti
islam ordusu ilk þehidini verdi

resul-i ekrem,
mihca`, þehidlerin efendisidir… buyurarak
islamýn ilk þehidini tebcil etti
mihca hazretlerinin þehadeti
havayý birdenbire elektriklendirdi
müþrik ordusundan babiaoðullarý utbe ile þeybe
utbe`nin oðlu velid ortaya atýlarak meydan okudular

beni neccar`dan afra isminde bahtiyar kadýnýnýn
yedi oðlu vardý ve yedisi de bedir`de bulunuyordu.
onlardan ikisi muaz ve avf ile
resulullahýn þairi abdullah bin ravaha hazretleri
onlara karþý çýktýlar

resul-i kibriya
bu ilk çarpýþmada
ensarýn müþriklerle karþýlaþmasýný arzu etmiyordu
müþrikler, Siz kimlersiniz diye sordular
onlar, ensardan filan ve filanýz ...diye cevap verdiler
müþrikler bizim sizinle iþimiz yok
biz, abdülmuttaliboðullarýndan,
amcalarýmýzýn oðullarý ile çarpýþacaðýz..dediler

sonra da efendimize hitaben,
ya muhammed ..sen, bizim karþýmýza
kavmimizden dengimiz olaný çýkar …diye konuþtular
bunun üzerine resul-i ekrem
ensar gençlerine saflarýna dönmelerini emir buyurdu
kendilerine dua etti

sonra da
kalk ya ubeyde
kalk ya hamza
kalk ya ali diye emretti

resul-i kibriya efendimizden emir üç kahraman sahabi
derhal kalkýp meydana çýktýlar
miðferli olduklarý için utbe onlarý tanýyamadý
kendinizi tanýtýnýz da dengimiz olup olmadýðýmýzý bilelim
dengimiz iseniz sizinle çarpýþalým.diye seslendi

üç kahraman sahabi de isim ve þöhretlerini söyleyince
müþrikler, evet, sizler bizim þerefli denklerimizsiniz,
deyip kýlýçlarýný sýyýrdýlar
hz.ubeyde bin haris, utbe bin rebia ile
hz. hamza dengi þeybe bin rabia ile
hz. ali ise velid bin utbe ile çarpýþacaktý

iki taraf, cenge hazýr,
kiminin ok yayý elinde
kiminin eli kýlýcýnýn kabzasýnda olduðu halde,
bu bahadýrlarýn vuruþmasýna göz dikip
temaþaya durdular

teke tek vuruþma þimþek sür`atiyle baþladý
hz. hamza ile hz. ali birer hamlede
hasýmlarýný yere serip öldürdüler
snra da hz. ubeyde`nin yardýmýna koþtular
utbe`nin de iþini bitirerek,
ubeyde hazretlerini alýp
resul-i kibriyanýn huzuruna geldiler

ayaðýndan yaralý, kanlar içinde olan hz. ubeyde
peygamber efendimizin huzuruna geldiðinde
ya resulallah, ben þehit miyim diye sordu
resul-i ekrem
evet, þehitsin
ve yerinin cennetü`l-firdevs olduðunu söyledi

bu müjdeyi alan ubeyde hazretleri
ayaðýnýn kesilmesini hiçe saydý
din-i islam uðrunda çektiði eza ve cefalardan dolayý
asla üzülmediðine dair güzel beyitler söyledi
yarasý fazlasýyla aðýr olduðundan
bedir`den dönülürken yolda vefat etti
oraya defnedildi

adamlarýnýn birbir yere serildiðini gören müþrikleri
büyük bir dehþet sardý
birdenbire ne yapacaklarýný þaþýrýr hale geldiler
ebu cehil onlarý teselli etmeye ve toparlamaya çalýþýyordu

redfer

Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.