MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

denizinden bir avuç su
redfer

denizinden bir avuç su





boþansýn resül üstüne
sel sel,
sicim sicim
selam selam yaðmurlarý..
ailesi üstüne, arkadaþlarý ve baðlýlarý üstüne
bir kez daha

yaþasýn bir kez daha,
o sana en yakýn,
eli açýk, gönlü ipekten yumuþak,
içleri pýrýl pýrýl yolunun ulularý

ban aðacýnýn yapraðýný, gövdesini
titrettikçe tiril tiril bad-ý saba
kýzgýn çöllerde ürperttiði sürece
develeri devecinin þarkýlarý

dünya ona muhtaç
onun için deðil midir varoluþu
yokluktan çýkýþ
bu dünyanýn ve öte dünyanýn,
göze görünür- görünmez yaratýklarýn
acemin, arabýn,
bölük bölük bütün insanlýðýn
hz.muhammeddir baþý
bir eþi yoktur onun

öbür peygamberlerden bile
hiçbirinin ilmi, keremi onu geçemedi,
onunkine ulaþamadý..
ve hepsi umar ve bekler
Allah resulunden
denizinden bir avuç su
yaðmurundan bir damla su yollamasýný

*
peygamber efendimiz, ranuna mevkiinde
cuma namazýný kýldýktan sonra
devesine bindi tekrar
yularýný boynuna doladý
arkasýnda kimi binekli ,kimi yaya
sevinç ve tekbir getiriþlerinden adeta
yer gök inliyordu

fahr-i alem, devesinin üzerinde aðýr aðýr
ilerliyordu medine içlerine doðru
þehrin her tarafýný sarmýþtý sevinç dalgalarý
islama merkez olma þerefine erecek bu kudsi þehir
sürurundan adeta çalkalanýyordu
kainatýn efendisini sinesine alýþýn
ona yurt ve hicret yeri olmanýn sevincini yaþýyordu

söyledikleri þiirlerle kadýnlar, çocuklar
bir baþka tatlýlýk katýyorlardý manzaraya
dillerinden düþmeyen mýsralar þunlardý
veda yokuþundan doðdu dolunay bize
Allah’a yalvaran oldukça
þükretmek gerekir mesut halimize
ey bize gönderilen yüce peygamber, sen
itaat etmemiz gereken bir emirle geldin bize

etrafa pýrýl pýrýl nurlar saçan medine halký
resulullahýn mübarek yüzünü görmek için
dökülmüþtü sokaklara
çocuklar, bayramlýklarýný giymiþler
neþe ve sevinç içinde oynuyorlardý

evlerinin damýndan kadýnlar
yollarda erkekler
ona, hoþ geldin… diyorlardý
muhammed geldi
ya muhammed ya resulallah
ya Muhammed, ya Muhammed

kalbi ve duygulu tezahürat arasýnda
peygamberimiz (s.a.v.) tevazu ve vakarla
müstesna bir eda içinde
kasva’nýn üstünde yoluna devam ediyordu.

resul-i kibriya ilerlerken,
önünden geçtiði her evin sahibi
kendisini evinde misafir etme þerefine
nail olmak istiyor
devesinin yularýný tutup
ya resulallah, bize buyurun… diyordu

efendimiz , mübarek tebessümleri arasýnda
hayra erin, deveye yol verin
ona gideceði yer buyrulmuþtur…
diye cevap veriyordu
o mübarek hayvan da saða ve sola bakarak
kendiliðinden gidiyordu
yularý boynuna dolanmýþ kavsa ilerleyerek
malik bin neccaroðullarýna ait
develerin yanýna kadar gitti
oradaki boþ bir arsaya çöktü

peygamber Efendimiz üzerinden hemen inmedi
deve az sonra ayaða kalktý
biraz ilerledikten sonra birdenbire geriye döndü
ilk çöktüðü yere geldi
oraya tekrar çöktü ve artýk kalkmadý
boynunu ve göðsünü yere uzatarak
tatlý tatlý böðürmeye
saða sola debelenmeye baþladý

dikkatler kasva’nýn üzerine çevrilmiþti
resul-i ekrem, onun çöktüðü yere mi misafir olacaktý
yoksa baþka bir yere mi
henüz kimsenin bu hususta bilgisi yoktu
o sýrada neccaroðullarýnýn
mini mini masum kýz çocuklarý
defler çalarak sevgili efendimize
biz neccaroðullarý kýzlarýyýz
muhammed’in akrabalýðý, komþuluðu ne hoþtur

resul-i ekrem, bu masum yavrularýn
samimi duygu ve sevinçlerini gülümseyerek karþýladý
beni seviyor musunuz… diye sordu
hep bir aðýzdan
evet, seni seviyoruz, ya resulallah
kainatýn efendisi
Allah biliyor ki, ben de sizi seviyorum
Vallahi, ben de sizi seviyorum
Vallahi, ben de sizi seviyorum
Vallahi, ben de sizi seviyorum…

medineli müslümanlardan her biri
fahr-i alemin hanesine þeref vermesini
can u gönülden istiyordu
hatta bir ara kasva
çöktüðü zaman
cebbar bin sahr, kaldýrmak için
ayaðýyla ona vurdu

hz. ebu eyyub el-ensari
hiddete gelerek þöyle dedi
ey cebbar
sen benim evimin önünden kaldýrmak için ona vurdun
resulullahý hak dinle gönderen Allah’a yemin ederim ki
islamiyet mani olmasaydý sana kýlýçla vururdum

kasva, ikinci sefer çöküp yerinden kalkmayýnca
peygamber efendimiz
inþallah menzilimiz burasýdýr… buyurarak indi
böylece, islam ve cihan tarihinin kaydettiði
en parlak hadiselerden hicret-i muhammediye
bu iniþle sona eriyordu

müslümanlar merak ve heyecan içinde bekliyorlardý
acaba kainatýn medar-ý iftiharý olan resul-i kibriya
kimin evini þereflendirecekti
hepsinin göz ve gönüllerinde sevinç dalga dalgaydý
bu sevince kainatýn efendisini
evlerinde misafir etmek þerefini
katmak istiyorlardý

peygamber efendimiz etrafýný saranlara,
akrabalarýmýzdan hangisinin evi buraya daha yakýndýr…
ebu eyyub el-ensari hazretleri ,
sevinç ve heyecanla ortaya atýldý ileri
ya nebiyyallah benim evim daha yakýndýr
iþte þu evim, þu da kapýsý
müsaade buyurursanýz,
devenizin üzerindekileri oraya taþýyayým

kasvanýn yükünü indirip
palanýný soydu ve evine taþýdý
peygamber efendimiz de,
kiþi bineðinin ve aðýrlýðýnýn yanýnda bulunur.
gidin, bizi kabul için yer hazýrlayýn

hz. eyyub el-ensari, derhal gidip hazýrladý evini
gelip efendimize,
ya resulallah…ikinize de yer hazýrladým
Allah’ýn bereketi ile ikiniz de yerinize buyurunuz

sevgi tezahürleri arasýnda resul-i ekrem kalkýp
ebu eyyub el ensarinin hanesine gitti
böylece kainatýn efendisini aðýrlama eþsiz þerefi
nasip oldu bu aziz sahabiye

fahr-i alem’in medine’ye teþrifiyle
vatanlarýndan ayrý düþüp de
gönülleri mahzun olan muhacirlere
taze kan geldi
ensarýn yüzü ve gönlü sürura gark oldu
sevinçten çalkalandý medine
adeta bir bayram havasýna büründü

o zaman henüz bir çocuk olan
ensardan enes bin malik þu sözlerle
o günün azamet ve parlaklýðýný anlatmak ister
ben, resalullahýn (a.s.m.)
medine’ye girdiði günden daha güzel
parlak ve daha azametli hiçbir gün görmedim

hz. eyyub el-ensari hazretleri der ki
resulullah, evime þeref verdiði zaman
alt kata inmiþti
ben ve zevcem ümmü eyyub
yukarý katta bulunuyorduk
anam, babam, sana feda olsun, ya resulallah
ben, benim yukarýda olmamý,
senin ise alt katta bulunmaný hoþ görmüyorum.
bu durum bana çok aðýr geliyor
sen yukarý çýk, orada bulun
biz de aþaðý inelim, orada oturalým

resulullah
ya eba eyyub…evin alt katýnda bulunmamýz
bize daha uygun ve münasiptir…
ve alt katta oturdu.
biz de meskende onun üstünde bulunuyorduk
o sýrada içinde su bulunan testimiz kýrýldý
resulullahýn üzerine damlayýp
onu rahatsýz etmesinden çekinerek
zevcemle tek örtüneceðimiz kadife yorganýmýzý
hemen suyun üzerine bastýrdýk

resul-i kibriya fazla ziyaretçi geleceði
onlarla rahat görüþüp konuþabilmek için
alt katta kalmayý münasip görmüþtü
büyük iman sahibi
hz. ebu eyyub ve zevcesinin
gönlü bir türlü rahat etmiyordu
fahr-i alem alt katta,
bizler üst katta, bu nasýl olur düþüncesiyle
bundan son derece sýkýlýyorlardý

ya nebiyyallah
ben yukarýda, siz aþaðýda olmaz
bunun üzerine resul-i kibriya üst kata
ebu eyyub ve zevcesi alt kata taþýndýlar

efendimiz, bu mütevazý evde
tam yedi ay ikamet buyurdu
medineli müslümanlar, bu zaman zarfýnda
bu eve yemekler taþýmada
efendimizin ihtiyaçlarýný yerine getirmede
birbirleriyle yarýþtýlar adeta

yine bir gece
soðanlý ve sarýmsaklý bir yemek yapýp göndermiþlerdi
resulullah yemeði geri çevirdi
ebu eyyub (r.a.),bunu fark edince
üzülerek yanýna gitti,
ya resulallah… anam, babam sana feda olsun
akþam yemeðini niçin geri çevirdin

resulullah,
o sebzede bir koku hissettim
ondan yemedim
ben arkadaþým cebrail’i rahatsýz etmek istemem
insaný rahatsýz eden þeyden,
melekler de rahatsýz olur…buyurdu

bunun üzerine
ya resulallah… yoksa o yemek haram mýdýr
efendimiz,
hayýr… ben kokusundan dolayý ondan hoþlanmadým.
ebu eyyub hazretleri de
senin hoþlanmadýðýn þeyden ben de hoþlanmam

resul-i kibriya medine`ye hicret ettiklerinde
müslümanlarýn kendilerine mahsus bir tarihleri yoktu
efendimizin hicretini baþlangýç kabul ederek,
resulullahýn geliþinden bir ay evvel
iki ay sonra diye
hicri tarih kullanmaya baþladýlar

hz. ömer, ashabý topladý.
onlarla istiþare etti
hicretin on altýncý yýlýnda
bu þuranýn müzakereleri neticesinde
hz. ali`nin teklifi üzerine ittifak edildi
hz. ali (r.a.) sene baþý muharrem olsun
teklifi kabul gördü.

kamer senesi esas alýnýp
hicret tarihi baþlangýcý oldu
müslümanlar kendilerine mahsus
bir takvim tanzim ettiler

*

redfer




Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.