taleal bedru aleyna,min seniyyetil veda
vecebeþþükrü aleyna,ma dea lillahi da’
ay doðdu üzerimize veda tepesinden
þükür gerekti bizlere Allah’a davetinden
ente þemsün ente bedrun,ente nurun ala nur
ente misbah-ussereyya,ya habibi ya resul.
sen güneþsin sen aysýn
sen nur üstüne nursun
sen süreyya ýþýðýsýn
ey sevgili ey resul
*
medineli müslümanlar
resul-i kibriya’nýn medine’ye gelmek üzere
yola çýktýðýný duymuþlardý
bunun için her gün sabah namazýndan sonra
harre mevkiine çýkarak
öðle sýcaðý basýncaya kadar
yolunu heyecan ve sabýrsýzlýkla beklediler
yine bir gün
teþrif-i nebeviyi uzun uzun beklemiþler,
etrafý þiddetli ve hararetli bir sýcak basmýþtý
gelmediðini görünce geri evlerine dönmüþlerdi
evinin damýna çýkmýþ olan bir yahudi
beyazlara bürünmüþ bir kaç kiþinin
çölün sýcaklýðýný
serap ve sisleri yara yara gelmekte olduðunu gördü
hz. resulullahýn günlerden beri
beklenmekte olduðunu biliyordu.
kendisini tutamayarak heyecanla
ey arap topluluðu
iþte beklediðiniz devletliniz geliyor diye haykýrarak
müslümanlara müjde verdi
bu müjde, o anda bir þimþek gibi çaktý
þehir bir anda bayram havasýna büründü
insanlýða huzur ve saadet sunan zat geliyordu
müslümanlar derhal silahlanýp o tarafa doðru koþtular
karþýlayýcýlar, resul-i ekrem efendimiz’e
bir hurma aðacýnýn gölgesinde dinlenirken kavuþtular
hz. ebu bekir baþucunda ayakta duruyordu
günlerden beri yolunu sabýrsýzlýkla bekledikleri
ak maþlaha bürünmüþ kainatýn efendisini selamladýlar
nur saçan mübarek simasýný temaþaya baþladýlar
hurma aðacýnýn gölgesinde
bir müddet yorgunluðunu gideren resul-i kibriya
beraberindekiler ve karþýlayýcýlarla birlikte
medine’nin sað tarafýna düþen
kuba köyüne doðru yoluna devam etti
rebiülevvel ayýnýn çok sýcak bir pazartesi günü idi
güneþ ateþten oklarýný
bütün þiddetiyle yeryüzüne gönderiyordu
resul-i kibriya efendimiz
etrafýndaki mü’minler halkasýyla
medine’ye bir saat kadar mesafesili
kuba köyüne indi
orada amr bin avfoðullarýnýn kardeþi
gülsüm bin hidm’in evine uðradý
kýzgýn kumlar üzerindeki süratli yolculuk
efendimizi oldukça yormuþtu
hem bu yorgunluðunu üzerinden atmak
hem de buradaki müslümanlarla görüþmek arzusuyla
kuba’da bir müddet ikamet kararý aldý
geceleri,
oldukça yaþlý bir zat olan
gülsüm bin hidm’in evinde kalan efendimiz,
gündüzleri ise,
müslümanlarla konuþmak, sohbet etmek için
ashabdan bekar bir zatýn
sa’d bin hayseme’nin evine giderdi
muhacirlerin bekarlarý da onun evinde kalýrdý
bu sebeple evine darü’l-uzab
bekarlar evi denirdi
hz. ali, resul-i kibriya efendimizin emriyle
kureyþlilerin kendisine teslim ettikleri
kýymetli eþya ve emanetlerini
sahiplerine iade etmek maksadýyla
mekke’de kalmýþtý
hz. ali, bu vazifeyi yerine getirmiþ
üç gün sonra da hareket etmiþti
resul-i ziþan’a henüz kuba’da iken kavuþtu
resul-i kibriya, amr bin avfoðullarýnda
on küsur gece misafir kaldý
bu müddet zarfýnda kuba mescidini tesis etti
mescid içinde namaz kýldý
islam cemaatý için
ilk olarak bina olunan mescid
iþte bu Kuba mescididir
gülsüm bin hidm hazretlerinin
üzerinde hurma kuruttuðu arsasýnda
bina edilen bu ulvi mabedin inþasýnda
resul-i kibriya bizzat çalýþtý
bir seferinde kucaðýna
güçlükle kaldýrýlabilecek büyükçe bir taþ almýþlardý
sahabînin biri yanýna varýp
ya resulallah
anam, babam sana feda olsun
elindekini bana ver deyince,
hayýr vermem.
sen de baþkasýný al. buyurarak
gayret ve faaliyetten büyük zevk aldýðýný ifade etmiþti
böylece, ibadeti, takvasý, sadakati, cesareti
vesair bütün güzel vasýflarda olduðu gibi
gayret ve çalýþkanlýðýyla da
sahabilere en güzel örnek oluyordu
onun bu gayret ve faaliyetini
müþahede eden müslümanlar da
aþk ve þevk içinde býkmadan usanmadan
zerre kadar fütur eseri göstermeden çalýþýyorlardý
mescid yapýlýp bitinceye kadar
efendimiz çalýþmaktan bir an olsun geri durmadý
kuba mescidi, resul-i kibriyanýn hicreti
özellikle kuba köyüne ulaþmasýyla baþlayan
nurani ve muazzam bir devrin mübarek bir abidesidir
bu sebepledir ki, kur’an lisanýyla
takva mescidi adý verilerek þerefli kýlýnmýþtýr
ayet-i kerimede þöyle buyrulur
‘muhakkak bu bir mescid’dir ki
onun temeli medine’ye hicretin ilk gününde
takva üzere atýlmýþtýr.
orada maddi ve manevi pisliklerden
temizlenmeyi seven kimseler vardýr
Allah da çokça temizlenenleri sever’
nebiyy-i muhterem hayatý müddetince
her cumartesi günü yaya veya binitli olarak
bu mübarek mescidi ziyaret eder
içinde namaz kýlardý
mü’minleri de teþvik ederdi ayrýca
tam bir temizlik ve nezahetle
bu mübarek mescidde namaz kýlan kimse için
bir umre sevabý olduðunu müjdelerdi
islami geliþmenin önündeki engellerin
yavaþ yavaþ bertaraf olduðu
islamýn inkiþaf ve tealiye baþladýðý
bir dönemde inþa edilmiþ olmasý
kuba mescidine ayrý bir mana
ve ehemmiyet atfeder
server-i enbiya kuba`da
on küsur gece ikamet buyurduktan sonra
bir cuma günü medine`ye doðru hareket etti
kasva adýndaki devesinin üzerinde idi
peþinde hz. ebu bekir
sað ve solunda ana tarafýndan akrabalarý
neccaroðullarýndan silahlý yüz kiþi
birçok medineli müslüman yer almýþtý
manzara düþündürücü olduðu kadar da
sevindirici ve ümit vericiydi
mekke`de yalnýzlýkla baþ baþa býrakýlmýþ bulunan
resul-i kibriyanýn etrafýný þimdi içleri nur
dýþlarý nur yüzlerce kiþi sarmýþtý
dillerinde tekbir,
gönüllerinde ise hadsiz sürur vardý
kendilerinde dünya ve ahiret saadetinin kaynaðý olan
gerçek iman ve islamý sunan bu þerefli zatýn yolunu
günlerden beri sabýrsýzlýkla beklemiþlerdi
þimdi ona kavuþmanýn eþsiz sevincini yaþýyorlardý
resul-i ekrem medineye giderken
yol esnasýnda sol tarafa yönelerek
salim bin avfoðullarý yurduna vardý
ranuna mevkiine geldiklerinde
cuma namazý vakti girdi
efendimiz ,ranuna vadisinin ortasýndaki
cuma mescidinin yerine indi
burada cuma namazý kýldý
bu, peygamber efendimizin medine’de kýldýðý
ilk cuma namazýydý
resul-i ekrem burada arka arkaya
iki hutbe irad buyurdu
ilk hutbesinde Allah’a hamd ve senadan sonra
müslümanlara þöyle hitap etti
ey insanlar
saðlýðýnýzda ahretiniz için tedarik görünüz
muhakkak bilirsiniz ki; kýyamet gününde
Cenab-ý Hak tercümansýz ve perdedarsýz olarak
bizzat diyecek ki
sana benim resulüm gelip de teblið etmedi mi
ben sana mal verdim
sana lütuf ve ihsan ettim
sen kendin için ne tedarik ettin
o kimse dahi saðýna soluna bakacak
bir þey görmeyecek
önüne bakacak cehennemden baþka bir þey görmeyecek
öyle ise her kim ki,
kendisini velev ki bir yarým hurma ile olsun
ateþten kurtarabilecekse, hemen o hayrý iþlesin
onu da bulamazsa bari
kelime-i tayyibe ile kendisini kurtarsýn
zira onunla bir hayra
on mislinden yedi yüz misline kadar sevap verilir
Allah’ýn selam, rahmet ve bereketi üzerinize olsun
resul-i kibriya, ikinci hutbesinde
mealen þöyle buyurdu
Allah’a hamdolsun
Allah’a hamdederim
ve O’ndan yardým isterim
nefislerimizin þerlerinden ve kötü amellerimizden
Allah’a sýðýndýk
Allah’ýn hidayet ettiðini kimse saptýramaz.
Allah’ýn saptýrdýðýna da kimse hidayet edemez.
Allah’tan baþka ilah olmadýðýna þahadet ederim
O’ birdir, þeriki yoktur
sözün en güzeli kelamullah’týr
kimin ki Allah kalbini kur’an ile süsler
ve onu kafir iken islama dahil eder
o da kur’an’ý sair sözlere tercih ederse
iþte o kimse felah bulur
doðrusu kitabullah
kelamlarýn en güzeli ve en beliðidir
Allah’ýn sevdiðini seviniz
Allah’ý can ve gönülden seviniz
Allah’ýn sözünden kalbinize kasavet gelmesin
zira, kelamullah
her þeyin en güzelini, en iyisini ayýrýp seçer
amellerin hayýrlýsýný
kullarýn güzidesi olan peygamberleri
ve kýssalarýn iyisini zikreder
ve helal ve haramý beyan eder
artýk, Allah’a ibadet ediniz
ve O’na hiç bir þeyi þerik etmeyiniz
O’ndan hakkýyla sakýnýnýz
hayýrlý iþler iþleyiniz
ve bu iyi iþleri diliniz de teyit etsin
Allah’ýn kelamý ile birbirinizi seviniz
muhakkak bilmelisiniz ki
Allahü Teala ahdini bozanlara gazap eder
Allah’ýn selamý üzerinize olsun.
resulullah efendimiz,
ikinci hutbesinin sonunda Cenab-ý Hakkýn
ahdini bozanlara gazap edeceðini beyan etmekle
sözlerine son veriyordu
*
eyyuhel meb’usu fina,ci’te bil emril muta
ci’te þerraftel medine ,merhabayya hayra da
ey bizden seçilen elçi ,yüce bir davetle geldin
sen bu þehre þeref verdin ,ey sevgili hoþ geldin
ey resul sana söz verdik ,doðruluktan ayrýlmayýz
sen ey esenlik yýldýzý,senin sevginle doluyuz
redfer