bir insanýn çýðlýðý her insanýn dudaðýna borçtur
bir insanýn düþüþü diðerlerinin ayaðýnýn ucunda uçurumdur
bir insanýn yarasý tüm insanlarýn tenini çiziktir
birlikte kanar insanlar
beraber yanarlar
rüyasýna uyansýn diye
rüya halinin kendine özgü olmadýðýný duysunlar diye
rüyasýnda uyuduklarýný anlasýnlar diye
görülen rüyaya yattýklarýný bilsinler diye
umulmadýk bir sürpriz bu
bir ihsanýn ortasýnda bulunuþ bu
þaþkýnlýk ve hayretler içinde
gözlerin gördüðünü gönlün sevmesi
kýzýl þafaklar gibi sözlerin
heveslere sinmesi bu
*
son derece büyük bir ceht ve gayretle
hz.ebu bekir dostlarýna anlatýyordu islamý
bir gün hz. osman’a
müslümanlýktan bahsetti
onu resul-i ekrem efendimizin huzuruna getirdi
hz. osman tebessüm eden parlak bir simaya sahipti
hazret-i resulullah
Allah’ýn ihsaný olan cennete raðbet et
ben, sana ve bütün insanlara
bir hidayet rehberi olarak gönderildim…
rasulullahýn bu sade bu samimi
ve bu icazkar sözleri
hz. osmaný adeta kendinden geçerdi
þehadet kelimesi
kendi kendine mübarek dudaklarýndan döküldü
eþhedü en la Ýlahe illallah
ve eþhedü enne muhammeden resulullah
sonra da
daha önce þam’dan dönerken
gördüðü rüyasýný kainatýn efendisine anlattý
ya resulallah
konakladýðýmýz bir gecede bir münadi
ey uyuyanlar
uyanýn…
ahmet (a.s.m.) mekke’de zuhur etti
diye seslenmiþti
mekke’ye gelince sizi iþittik…
yumuþak huylu, edep ve haya sahibi
cömert bir zattý
müslümanlar safýna katýlmasý
müþrikleri fazlasýyla tedirgin etti
kabilesinin fertleri ona eza ve cefaya yeltendiler
o, her türlü eza ve cefaya göðüs gerdi
hak bildiði yoldan zerre kadar inhiraf göstermedi
amcasý hakem bin ebu’l-as kendisini
bir urganla bir direðe baðlayýp
döverek þöyle derdi
sen, atalarýnýn dinini býrakýr da
sonradan çýkma bir dine özenirsin öyle mi
ant olsun ki
tuttuðun bu dini býrakýp
atalarýnýn dinine dönmedikçe
salývermeyeceðim seni
metanet abidesi hz. osman’ýn cevabý
vallahi, ben hak ve hakikat dinini asla býrakmam…
günlerce bu cefa ve eziyetle karþý karþýya býrakýldý
zerre kadar imanýndan taviz vermedi
onun bu metaneti
sonunda amcasýný vazgeçirdi
hz.osmaný salýverdi
hz. osman fýtraten temiz ve nezih bir insandý
içki içmeyi cahiliye devrinde bile
kendisine haram kýlmýþtý
servetini Allah yolunda
din uðrunda
sarf etmekten zevk alan bahtiyarlardan oldu
hafýz-ý kur’an’dý
namazýnda bütün kur’an’ý hatmederdi geceleri
hz. osman
cennetle müjdelenen on sahabiden biri oldu
resul-i ekrem efendimizin damadý oldu
önce peygamberimiz (s.a.v.)’in kerimesi rukiyye’yi aldý
onun vefatýndan sonra
resulullah bu sefer onu
kýzý ümmü gülsüm ile evlendirdi
zinnureyn lakabýný aldý
hz. osman’ýn islamýn saadet dolu sinesine kavuþmasýný
hz. talha bin ubeydullah takip etti
ticaret maksadýyla bir seyahate çýkmýþtý
busra panayýrýnda bulunduðu bir sýrada
oradaki manastýrda yaþayan rahip
mekke’den kimse var mý diye seslendi
hazret-i talha
evet, ben mekkeliyim
rahip
ahmed zuhur etti mi
hazret-i talha
kim bu ahmet
rahip
abdullah bin abdülmuttalib’in oðlu
mekke, onun zuhur edeceði þehir
o peygamberlerin sonuncusu
kendisi, harem-i þerif’ten çýkarýlacak
hurmalýk, taþlýk ve çorak bir yere
hicrete mecbur býrakýlacak
rahibin bu sözleri talha’nýn dikkatini çekmiþ
mekke’ye gelir gelmez
yeni bir haber var mý diye sordu halka
evet, abdullah’ýn oðlu muhammedü’l-emin
peygamber olduðunu iddia etti
ebu kuhafe’nin oðlu ebu bekir de
ona tabi oldu
derhal hz. ebu bekir’in yanýna vardý
sen, muhammed’e tabi oldun mu
diye sordu
hz. ebu bekir
evet... ben ona tabi oldum
sen de git, ona tabi ol
zira o
insanlarý hak ve gerçeðe davet ediyor
hz. talha da rahipten duyduklarýný
hz. ebu bekir’e anlattý
beraberce Allah resulünün huzuruna gittiler
hemen müslüman olan hazret-i talha
rahibin söylediklerini anlatýnca
peygamber efendimiz gülümsedi
müþrikler, hz. talha gibi faziletli bir insanýn
müslüman olmasýna tahammül edemediler
kureyþ’in azýlý pehlivanlarýndan nevfel bin adviye
onu bir ipe baðlayýp iþkenceye uðrattý
genç yaþta islam ile þereflenen hz. talha
cennetle müjdelenen on sahabiden biri oldu
resul-i ekrem efendimiz, onun hakkýnda
yeryüzünde yürüyen bir þehide bakmak isteyen
talha’ya baksýn. buyurdu
son derece cömert ve cesur bir sahabiydi
uhud harbinde peygamber efendimize atýlan oklara
elini kalkan etmiþti
bu yüzden parmaklarý çolak kalmýþtý
ayný harpte seksene yakýn yara aldýðý halde
resulullahýn yanýndan ayrýlmamýþtý
*
yýldýzlarýn secde ettiði kardeþe niye tuzak kurulur ki
herkese yetecek kadar yýldýz vardý oysa
güneþ ve ayýn bir kardeþe pervane olmasý
niye çekilmez olsun ki
azaltmýyor ki güneþten ve aydan payý
niye rüyayý kendine saklasýn ki
uyuduðunu fark etmeyen,
rüya düþkünlerine göreydi sözler
herkese gizlice dendi
herkesin derdi gizliceydi
rüya görmek, uykuya kanmaktý
rüya görmek uyuduðunu unutmaktý
rüya görmek, uykuyu uyutmaktý
uykuya duranlar
uyanana kadar uyuduklarýný bilmeyecekti
uyandýklarýnda uyuduklarýný göreceklerdi
geç kaldýklarýna yanacaklardý
önce kardeþlerinin eliyle kuyuya atýlacaktý
kardeþlik hiçe sayýlacaktý
sonra uzak gurbetlere sürülecekti
baba ocaðýndan ayrý düþecekti
kader çizgisinde akacaktý nefesleri
sen yusuf ol yeter ki
kuyu da aziz olur
sayende mýsýr da..
düþtüðün yolda
düþmüþlerin ellerinden tut yeter ki
redfer