bir alýn yazýsý bu
var ile yok tarihleri arasýnda bir sýnanma
hani bilinmeyen ellerde
iç içe daireler çizen pergellerin
birbirine ne yakýn
birbirine ne uzak
çizgileri var ya
kader diyorlar adýna
ezelden ebede olmuþ ve olacaklarýn çetelesi o
zamanýn ve mekanýn, þartlarýn ve konumlarýn
sebeplerin ve sonuçlarýn
Allah ilmindeki takdiri o
kadere boyun eðmek de
kadere meydan okumak da
hayýr ile þer arasýnda
bize tertiplenmiþ bir kez
iyiye de þükür, kötüye de
kader birliði ettik madem
paylaþalým gel þimdi
sevinci ve kederi
bir hasbýhal olsun
*
otuz beþ yaþýnda alemlerin efendisi
bu sýrada kureyþ kabilesi
kabe duvarlarýný yýkýp
yeniden tamir kararýný verdi
zira, yýllardan beri
yaðan yaðmur
meydana gelen seller
pek saðlam olmayan bu mabedi
yýpratmýþtý oldukça
yaðan yaðmurlar
çatýsýndan akan sular
temeline kadar tesir etmiþ
binayý adeta harap bir hale getirmiþti
en son gelen büyük bir sel
bütün bütün sarsmýþtý kabeyi
duvarlarýný çatlatmýþtý
mekkeliler de bir korku ve telaþ uyandýrmýþtý
bu durum
bir hadise daha oldu bu arada
kadýnýn biri harem’de ateþ yaktý
ateþin korundan sýçrayan kývýlcýmlar
kabe’nin örtüsünü tutuþturdu
yanmasýna sebep oldu
bütün bunlarýn üzerine bir de
kabe’nin içinde bulunan
bir definenin çalýnmasý eklenince
bir an önce
mekkeliler, artýk, verdikleri kararý
gerçekleþtirme gayretine girdiler
kureyþliler, kabe’yi
nasýl ve neyle tamir edeceklerini
düþünüp istiþare ettiler
bu sýrada cidde’ye gitmek için
mýsýr’dan yola çýkmýþ bir bizans gemisi
cidde yakýnlarýnda karaya oturdu
bunu haber alan kureyþ
bir heyet gönderdi
geminin yükü yumuþak aktaþ, tahta, direk ve demirdi
bunlar kureyþ’in arayýp da bulamadýklarý þeylerdi
heyet, satýn aldý keresteyi
bunun yanýnda, gemideki tüccara
mekke’ye serbestçe girebilme
mallarýný gümrüksüz satabilme garantisi de verdi
halbuki, daha evvel mekkeliler
þehirde ticaret eþyasý satanlardan öþür alýrlardý
gemide ayrýca bakum adýnda bizanslý bir mimar da vardý
kabe yapýmýnda kendisinden istifade etmek üzere
bu mimarla da anlaþýldý
duvarlarýný yeniden tamire karar verdikleri
kabe’nin mimarlýðýný
bizanslý bukum
marangozluðunu
mekke’de oturan kýbti bir usta yapacaktý
kabe duvarlarýnýn taþlarla örülmesi iþi
kur’a ile kabileler arasýnda dörde taksim edildi
her kabile
kendisine düþen tarafý yýkýyordu
hazret-i ibrahim’in attýðý temele kadar inildi
bundan sonra
birbiriyle kaynaþmýþ deve sýrtý gibi
yeþil yeþil taþlar görülmeye baþlandý
niyetleri daha da aþaðý inmekti
ne var ki
buna muvaffak olamadýlar
Ýçlerinden biri
bu yeþil taþlara kazmayý sallayýnca
birden zelzeleye uðramýþ gibi
mekke’nin sarsýldýðýný gördüler
herkeste bir korku ve telaþ baþladý
bundan sonrasýný
yýkmaya müsaade bulunmadýðýný anlayýp
iktifa ettiler kazdýklarýyla
herkes kendisine düþen taraf için
taþ taþýyor ve duvarlar örülüyordu
bina, hacerü’l- esved’in konulacaðý yere kadar
yükseltilmiþti
ancak, bu mübarek taþý yerine koymada
kabileler arasýnda
anlaþmazlýk çýktý
her kabile
kendisini diðer kabilelerden bu hususa daha layýk görüyordu
kabile taassubunun bütün þiddetiyle
hüküm sürdüðü bir zamanda
hangi kabile
bu þerefi baþkasýna kaptýrmak isterdi
Ýþ kýzýþtý
tartýþma ve münakaþa son derece sertleþti
öyle ki
birbirleriyle vuruþacaklarýna dair yemin bile ettiler
ortalýðý bir kargaþalýk kaplamýþtý
her an çarpýþma bekleniyordu
çarpýþma vuku bulursa
çok kiþi hayatýný kaybedebilirdi
yeni husumetler doðabilirdi
bu duruma bir çare bulmak gerekiyordu
dört beþ gün kabe’nin duvarlarýna
tek taþ koymadan
kabileler bekleyip durdular
sonra tekrar mescid-i haram’da toplandýlar
birbirleriyle konuþtular
aralarýnda tartýþtýlar
bu arada
kabileleri uzlaþmaya davet edenler de vardý
kanlý bir hdisenin kopmasý her an beklenirken
kureyþ’in en yaþlýlarýndan ebu ümeyye diye bilinen
huzeyfe bin muðire ortaya atýldý
taraflara þu teklifi sundu
ey kureyþliler
anlaþamadýðýnýz þu iþte
mabedin kapýsýndan
beni þeybe kapýsýndan
ilk girecek zatý aranýzda hakem yapýn
o kimse bu iþi bir neticeye baðlasýn
ebu ümeyye’nin bu beklenmedik teklifi
taraflarca tereddütsüz kabul gördü
bütün gözler beni þeybe kapýsýna döndü
acaba kim çýkacaktý
kabilelerin anlaþmazlýðýna
nasýl bir çare ile son verecekti
hiçbir kabilenin gönlünü kýrmadan
bu iþi nasýl halledecekti
merak dolu bakýþlar
mescidin mezkur kapýsýný dikkatle süzmekte idi
kapýdan bir zat belirdi
uzaktan fark ettiler
kendisine mahsus boyu, posu ve yürüyüþüyle
vakar içinde gelen bu zatý
derhal tanýdýlar
sevinç içinde baðýrdýlar
el-emin, o
muhammed, o
onun aramýzda vereceði hükme razýyýz
evet, gelen muhammedü’l-emindi (a.s.m.)
herkesin itimadýný kazanan dürüst insandý
merak dolu bakýþlar
bu sebeple
birden sevinç bakýþlarýna döndü
çünkü, adil karar vereceðinden
tereddütsüz emindi
hepsi
kureyþ, durumu kendilerine anlattý
kalbi gibi
zihni de tertemizdi
isabetli kararý vermekte gecikmedi
hemen üstündeki
hýrkasýný çýkardý
peygamber efendimiz bizzat kendi ridasýný
bu iþte kullandý
kainatýn efendisi ridasýný yere serdi
küçük büyük herkesin dikkatli bakýþlarý
efendimizin üzerinde toplanmýþtý
o, örtü ile ne yapacaktý
meraklarý fazla sürmedi
sevgili peygamberimiz (s.a.v.)
hacerü’l-esved’i
bu örtünün ortasýna koydu
sonra da her kabileden bir kiþi
bunun birer köþesinden tutsun istedi
öyle yaptýlar
örtüyle konulacak yere kadar
kaldýrdýlar hacerü’l-esved’i
ve resul-i kibriya efendimiz
bizzat kendi elleriyle yerine koyarak
hacerü’l-esved’i
bu þerefe nail oldular
bundan sonra duvar örülmeye baþlandý
kýsa zamanda tamamlandý
böylece, Allah resulü
ilâhi mevhibenin bir eseri
isabetli kararýyla
kabileler arasýnda büyük kanlý çarpýþmayý önledi
bu kararýyla
kendisinden çok daha yaþlý
haliyle tecrübeli bulunanlardan bile
daha isabetli görüþe
daha kuvvetli muhakemeye
daha ziyade zekaya
sahip bulunduðunu
ayný zamanda
ilahi bir kuvvetle teyit edildiðini
ortaya koymuþ oldu
renginin siyah olmasý sebebiyle hacerü`l-esvet
siyah taþ diye adlandýrýlan bu mübarek taþ
kabe`nin þark köþesinde olup
yerden bir buçuk metre yükseklikte
kapýya yakýn bir yerde yerleþikti
üç büyük
birkaç tane de küçük parçadan müteþekkildi
gümüþ bir halka ile çevriliydi etrafý
bir baþka ismi, ruhu`l-esved`di
bu mübarek taþ
semavî bir taþ olup
hz. ibrahim`e (a.s.)
hz. cebrail tarafýndan getirilmiþti
kabe duvarýna yerleþtirilmeden evvel
ebu kubeys daðýnda muhafaza edilmekteydi
kainatýn serveri yüce peygamberin
ben, peygamber gönderilmeden evvel
mekke`de bana selam veren taþý
biliyor ve tanýyordum
ifadelerinin iþaret ettiði taþ
bu hacerü`l-esved`di
*
derler ki
kader böyle imiþ
dengesiz dalgalar vuracakmýþ kýyýlarýmýza
zamansýz fýrtýnalara tutulacakmýþýz
kimsesizler gibi sersefil
dönmesini unutmuþ çemberler gibi
þaþýrmýþ kalakalacakmýþýz ortalýk yerde
býrak öyle kalsýn
içimizin kopmayan ipiyle
daraðaçlarýna baðladýðýmýz masumiyetlerimizin
altýndaki sandalyeleri
ayaklarýn kudurmuþ öfkesi tekmeleyecekmiþ
býrak tekmelesin
zaten
olmayan kervanlarý bekleye bekleye yitirdiðimiz umutlarýmýzýn
yýldýzsýz ve aysýz gecelerinde
katran kazanlarýna atýlýþlarýmýzý seyrederken
ziftlenecekmiþ cellatlarýmýzýn yürekleri
bize elleri baðlý beklemek düþecekmiþ
býrak düþsün
bari sen deme bunlarý
sen kadere böyle deme
redfer