Kan Kokusu (Babam'a)
Kolalý gömlek, ipek kravat, rugan ayakkabýlar,
Her gün olduðun, sakal traþý...
Ve baba,
Kýzma ama, bir yanýna aldýðýn dikbaþlýlýðýnla,
Giyinir, süslenir, giderdin, torna atölyesine...
Üzerinde eskimeyen çam kokusu...
Hani, okul çýkýþýnda,
Koþarak geldiðim atölyende,
Ellerini, bir bez parçasýna silip,
Yanýma gelirdin,
Elini öptüðümde,
“Öpme yavrum, yaðlý..”derdin.
Bir bilsen cennet olduðunu benim için,
O ellerdeki yað kokusu...
“Mühendis olacaksýn,
Hakkýmý helal etmem” dedin.
Hakkýný helal et,
mühendis oldum, baba!
Kýzma ama, sonra býraktým...
Ne okuduðumu bildin,
Ne mezun olduðumu...
Seninle, hiç telefonda konuþmadýk diye,
Telefonda, babasý ile konuþan arkadaþlarýmý,
Sildim ben...
Hani gittiðin yerde, beni de yanýnda isterdin?
Sen derdin;
“Boðulacaksan, okyanusta boðul,
Uçacaksan, kanatlarýnda aðýrlýk tutma,
Sonsuzluðu düþün,
Küçük insanlar küçük düþünür,
Bunu unutma!!”
Unutmadým baba!
Hiç bir þeyi silemedi, o kan kokusu...
Sonunu getirmediðin ne çok þey var,
Biliyor musun?
Yarým býraktýðýn romanýn, hala odamda..
Arada bir açýyorum,
Okuyorum,
El yazýný öpüyorum...
Nefes oluyor birden,
Saman kaðýt defterinin, nostaljik kokusu..
Bir gölgedeyim,
Soðuk,
Karanlýk,
Burnumda eskimeyen bir kan kokusu...
Üþüyorum Baba..
Sýrtýmda, yaralarýmdan yamaladýðým, gri bir hýrka,
Kalbimde, tanýmadýðým, birkaç yüz var,
Üþüyorum...
Parfümünün gelir bazen, rüzgarla, çam kokusu,
Ardýndan yine eskimeyen o kan kokusu...
Bir ses var,
Tanýdýk, ama bu kez soðuk.
Bir sala ve adýn okunur, her salada minareden....
Sonrasýnda ses yok,
Bir sessizlik, kulaklarý saðýr eden...
Sonra, gelip yanýma o cümleyi söylediler;
Hiç bitmeyen!
"Baban öldü!!!"
Baba!
Korkuyorum,
Bir gün silinecek diye, yüzün dimaðýmdan...
Korkuyorum baba, ya seni unutursam!!
Kaybolurum diye, korkuyorum.
Baðýrýrsýn da, sesin çýkmaz ya kabuslarýnda,
Sesin, öyle silinecek diye korkuyorum...
Biliyor musun Baba?
Sen gittikten sonra, çaya hiç þeker atmadým ben.
Þekerin, komasý mi olurmuþ?
Nefret ettirdi kendinden...
Baba, sen gittikten sonra, baba diye kimseye seslenemedim..
Elden baba mý olurmuþ?
Sadece þiirlerde okudum bu kelimeyi...
Tam yirmi yýl oldu, aðustosun 15’ i
Acele ile amcamlar geldi.
“Hadi gidiyoruz” dediler.
“Nereye?” diye sordum.
“Baban seni çaðýrýyor, bekleme koþ”dediler.
Hazýrlandým gittim,
Sürpriz yapacaksýn diye,
Köyde,
Babaannemin evinde,
Arabanýn içinde...
Minareden yükseldi, aniden sala sesi,
Saladan sonra, senin adýn okundu.
Geldiler yanýma,
"Baban öldü!" dediler.
Ne kolay söylediler...
Yaklaþtýrmadý jandarma,
Savcý gelecek, tutanak tutacak dediler...
Öylece duruyordun, arabanýn içinde..
Sanýrým saðýr oldum,
Sesler yok oldu birden,...
Etrafa bakýndým,
Her yerde çam kokusu,
Kalabalýk içinde, aðlayan kadýnlar,
Hepsi tanýdýk, ama hepsi birer yabancý..
Bir sesle irkildim,
Çocuðu gelsin, dediler,
Babasýnýn cenazesini, teslim alsýn dediler,
Bunun için mi okudun?
Vicdanýn yok mu, savcý?
Gözlerime bakmadan, döndün, gittin, arkaný...
Bir koþuþturma baþladý, kalabalýk içinde,
Herkes çabuk olsun
Aðustos’un 15’i
Çok gecikmiþler, otopsi yapacaklarmýþ.
Doktor gelmiþ þehirden, rapor yazacaklarmýþ.
Sonra sesler kesildi.
Aniden bir koþturma,
Artýk gel dediler cami avlusuna...
Girdiðimde gördüm ki öylesine yatýyordun,
Alnýnýn ortasýnda otopsinin lekesi
Baktim yüzüne, yanaklarýn kýrmýzý,
“uyuyor babam” dedim
Baban öldü dediler...
Aldýlar götürdüler...
Sonra sesler kesildi...
Bir ben kaldým avluda bir de o kan kokusu...
dilemma
15.08.2022
Ankara
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.