İSTEYEN BİR ÇİNGENE VERMEYEN İKİ ÇİNGENE
AYSE 09
İSTEYEN BİR ÇİNGENE VERMEYEN İKİ ÇİNGENE
ÝSTEYEN BÝR ÇÝNGENE VERMEYEN ÝKÝ ÇÝNGENE
gönül dostlarým ilk aþk olan bu mini dizi sizleri çok üzdü biliyorum o hüznü bende yaþadým yazarken ve okurken düþüverdi göz yaþým kýzdým kendime insan yazdýðýna aðlar mý dedim ve sizlerden özür dileyerek biraz gülümsetmek istiyorum ne dersiniz saygý sevgiyle haydi okumaya
ÝSTEYEN BÝR ÇÝNGENE VERMEYEN ÝKÝ ÇÝNGENE
Gezi anýlarýmdan...
Ýsteyen bir Çingene vermeyen iki çingene
...........................................................................
Yorucu bir yolculukta olsa güzel geçiyor du doðrusu.Yolumuz Muþ a düþmüþtü.
"Bu gece burada kalacaðýz" denilince sevindik. Deðiþik yörelerimizi görmek harika birþeydi.
Muþ a girdiðimizde vakit hayli geç olmuþtu. Hava kararmýþ; dar sokaklardan otobus büyük olduðundan dönemiyordu. Birde o gün pazarýy mýþ. Tezgahlarý da toplamamýþlar. Biraz zorda olsa otelin önüne gelebildik.Eþyalarýmýzý indirip lobide toplandýk .Odalarýmýz belirlendi.
Þoförümüz "Arkadaþlar saat geç olduðu için otel yemekhaneyi kapatmýþ. Bu nedenle dileyene baþka lokantada yemek verecek. Ýsteyen gidebilir; istemeyen gitmez."
Bizim bu turda dokuz kiþilik bir gurup oluþturmuþtuk.Hepsi kafa dengi nerde olursa hep beraberdik ve hiç ayrýlmýyorduk. Yine karar aldýk gidiyoruz diye .Valizlerimizi odalarýmýza çýkarýp lobide buluþtuk.Garsonun peþine takýldýk.Karanlýk,loþ sokaklardan geçip bir lokantaya geldik.Üst kata çýktýk.Ýyiki gelmiþiz.Çok þirin bir yerdi.Beyaz masa örtüleri tertemiz;etraf çiçeklerle donanmýþ mis parfüm kokusu yayýlmýþtý.Nereden geldiði belli olmayan bir müzik sesi vardý.Zeki Müren den nostalji bir þarký çalýyordu.Bütün yorgunluðumuz dinmiþti sanki.
"Ýnþallah yemeklerde güzeldir "diyerek beklemeðe baþladýk.Bu arada þarkýlara eþlik ediyorduk neþeyle.
Masalarýn üzerinde su dolu surahiler dikkatimi çekti.Þimdiye kadar gördüklerimden çok farklýydýlar.Mor kapaklarý vardý.Çok hoþ duruyorlardý.Baktým ve ...
"Çocuklar ben bu sürahiyi alacaðým bir aný olarak" dedim.
Güldüler bana "Sen alýrsan bizde alýrýz" diye.
Yemekler geldi;lezzetliydi de yedik, kahvelerimizi içtik.
Garson çocuða
"Oðlum ben bu surahiyi almak istiyorum. Buranýn anýsý olarak."
Çocuk o yörenin þivesi ile "Yok; veremem. Siz onu aþaðýdan yetkiliden isteyin" dedi.
Aþaðýya indik. Eþim "Yetkili kim?"diye sordu.
Kasada oturan adammýþ...
Eþim selam verdi ve...
"Biz bu surahiyi istiyoruz. Hanýmýn çok hoþuna gitti hatýra olarak alabilir miyiz?"
Adam ters bir yüzle;
"Yok... olmaz alamazsýnýz" demez mi? Tabiki þok olduk.
"Niye?" dedim.
"Yok vermem. Yolun karþýsýndaki dükkanda satýlýyor; sabah ordan alýn."
"Dükkan kaçta açýlýyor?" diye sordu eþim.
"Sekizde."
"Ýyide biz yedide yola çýkacaðýz.
Eþim" Neyse parasý verelim. Siz yarýn oradan alýn. Bu bizim olsun" dedi.
O ise inatla nuh diyor peygamber demiyordu.Tepem attý.Artýk iþ çýðýrýndan çýkmýþ iþ iddiaya binmiþti. Adama döndüm.Çok kararlý bir ses tonuyla:
"Bana bakýn; isteyen bir çingene vermeyen iki çingeneymiþ. Ben bunu buradan almadan çýkmýyorum.Onca yoldan gelmiþiz sizin þehrinizi ziyarete.Siz se bir sürahiyi çok görüyorsunuz.Ne diyorsun ya paralý yaparasýz veriyorsun"deyince
Adam þaþkýn" Ýyi ama... bir tane yalnýz sen" dedi. Çok bozuk bir yüzle.
"Hah" dedim. iþte böyle aldým surahiyi.Aslýnda iþ iddaya bindiði içindi.Diðer arkadaþlar adamýn tersliðinden istemeyi unutmuþlardý.
Otele geldiðimizde Canlý müzik var" dediler.
" Gerek yok; yol yorgunuyuz" diyerek odalarýmýza çekildik.
Sabah uyanýnca gördük ki; otel öyle temiz deðilmiþ. Neyse bir geceydi.Kahvaltý salonun arkasýnda bir dað ve baþý karlý ne güzeldi. Yollarda görmüþtüm pek çok karlý daðlarý.Bazý yerleri erimiþ kayalarda ayrý bir görünüm olmuþtu.Ben bunlara yamalý bohça veya yerine göre kýrk yama demiþtim.
Ýþte þimdi yamalý bohçam çok yakýnýmda duruyordu. Ne kadar güzeldi.
Muþ macerasý da böylece bitmiþti. Yola koyulduk. Yeni iller; yeni güzelliklere...
Ha surahi mi ne oldu? Ýki yýl sakladým; bir hatýra diye. Bir gün eþim söylendi
" O kadar Çingenelik yaptýn, istedin.Þu sürahiden bir kere su içmedik içinden.
Çocuklara "Çýkaralým da ondan su içelim"dedi.
"Tamam" dediler. Doldurup masaya gelmeye nasip olmadý. Ellerinden düþürüp kýrdýlar.
Eeee adamýn ahý tuttu demek. Gönülsüz verdi ya...
AYÞE KARAN
MAZÝDEN ANILAR
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.