Atın İntikamı (Yaşayan Şiir)
Atın İntikamı 22,03,2022
Kelimelerdeki büyüyü bilmedim
Dogmatik doğruları silmedim
Kimdi bana hayatı yanlış öğreten
Doğruyu bırakıp yalanı söyleten
İzm’lere kapıldım hayallerimi öldürdü
Bir nesli fırıldak yapıp döndürdü
Dolap beygiri gibi döndük çukurda
Cehalet ekranlarda bilgi okurda
Her şey görsel düşünmek ayıp
Hele ki kitap okumak hepten kayıp
Ver İzm’i; aman vatan kurtulsun
Türk evladı İzm’ine göre yontulsun
Kurtuldu devlet zevzekler yetişti
özgürlük ve ayak kokusu fetişti
Zamane devleri toplumunu ezdi
Ajanlar gurme görüntüsüyle gezdi
Profesör olur mu kelamın cahili
Sanıyor her yer Bodrum sahili
Özgür beyne askıda idam çıktı
Borçlu boyunlar darağacını yıktı
Adam yetişmiyor değiliz farkında
Dürüst ezilir yalakalık çarkında
Öğretilmiş çaresizlik ilk dersimiz
Delikanlı jargonunda pistir tersimiz
Düşünce yasak duygular yeter
Değiştir kafayı yoksa sonun beter
Hayalsiz beyin sulanmış yaramaz işe
oyunun ismi atın intikamı kapalı gişe
Harcadı Beni Bu Şehir 20,03,2022
Avare gezdiğim gençlik yıllarımın acısını
Ancak duyuyorum yıkılmış fikrin sancısını
Canım yanıyor susarak bağırıyorum ama
Acılarımın çetelesini tuttum buğulu cama
Biraz güneş görse buğular yerinden akıyor
Söylenmemiş kelimeler nedense can yakıyor
elemler durmadan sıçrıyor başkalarına
Tapınmam geçmişin iltihaplı keşkelerine
Geçmiş geride kaldı ey Kalp! sus ve utan
Ya şair olur, ya helak Aşk illetinden yutan
Kalbinden söküp atacaksın işte panzehir
Bozuk para misali harcadı beni bu şehir
Zurnayla Bach Çalan 19,03,2022
Mandal mı takalım ağza buruna
Kusuyorum tvlerde her yoruma
Cehaletin başında zebanileri
krize girmiş yalan için hırpanileri
söylüyorum rahatlıyor tedavi dozu
Her türlüsünden yalanlar yozda
Toplumlar yalanı beyaz gibi çekiyor
Kimi görevli olmuş ormanını ekiyor
Fidan ağaç olsun diye suluyorlar
Yalan ağacını gözleri gibi koruyorlar
Yalan ağacının meyvesi yine yalan
Zurnada peşrev çekerek Bach çalan
Tesadüfler hayallerin kaldırım taşı-18,03,2022
Amaçla yürürsen ancak yollar şekillenir
İnsanoğlu okudukça gördükçe akıllanır
yürüdükçe ya kirli ya temizdir ömrümüz
Pusulada doğrular olmalı yönümüz
Sakın bırakma inadı ortaya koy hedef
Yazdıkların geleceğe dizi dizi sedef
İlerle sayfalarda üç kuruşluk tükenmez ile
Boyun eğmek yakışmaz sana bile bile
Yaşam: idrak, hatıra, sevda, aşk, hatır
Yüreğini koy üstüne, içine satır satır
Ey kalem susma işte bundan hep yaz
Sarılacak dostlar yoksa geceler ayaz
Korkma ve dörtlüklere, mısralara sığın
Anılar kalbinde paslanmış hüzünlü yığın
Kader ve inat belirler nefesle yaşı
Tesadüfler hayallerin kaldırım taşı
Gerek Yokmuş Meğer 16,03,2022
Mısır’a gitmeye ne gerek var
Her yerde firavunluklar
Denizler yorgun yarılmaktan
Dostluklar bitmiş sarılmaktan
Her köşe başında bir zalim
Medeniyet dediğin mezalim
Kalem ay zamansız tutulmuş
Korkudan kelimeler yutulmuş
Vicdan yanmıyor kavruluyor
Yalanlar ekrandan savruluyor
Sen haklı, ben haklı, herkes haklı
Sidik yarışı cemiyette saklı
Ağzı olan konuşuyor cak, cak, cak
Papağanlar insan suretinde ancak
Ne bilgili bakıyorum akıl almıyor
Çenebaz kimseden geri kalmıyor
Müslümanım diyor ağzı fitne fesat
Bakıyorsun her türlü karanlık hesap
Herkes kılarmış tek rekat olsaymış eğer
Namaz diyorum gerek yokmuş meğer
Yanan Konçertolar 13,03,2022
Cehalet virüstür kapanlar temaslı
Susmak sonuna kadar hakikat esaslı
İnsanlar çaresiz, cahil hatta zevzek
Yürüyemiyorum her yer geveze tezek
Rüyalarında hayaller görenin sonu
Un yok, Yağ yok, Tuz yok bizde konu
Kalemin sırrı dökülsün sayfaya vur
Mürekkep ve idrakle olsun hamur
Yoğuralım saatlerce günlerce bıkmadan
Rahat durmam lanet gemileri yakmadan
Bir kibrit, çalı, çırpı biraz da yakalım şiir
Kaçın Konçertolar tutuşmuş dumanı zehir
Köküne Kibrit Suyu 12,03,2022
hüküm sürsem durdururdum kanı
Geri getirirdim milyonlarca canı
Mezarlıklardan insanlar doğardı
Onları öldüren düzeni boğardı
Kalemle olurdu bütün savaşlar
Akacak kan durmaz ama yavaşlar
İnsan insana harflerle vururdu
Bilim artınca savaşlar dururdu
Hüküm sürsem ahları iade ederdim
Haklısınız büyüksünüz affedin derdim
Vazgeçmezsen bakardım niyetine
Kara kaplı defterdeki diyetine
küfürbazın ağzına vururdum gemi
Hak çalana yedirirdim hayvan yemi
Herkes incecik olurdu narin zarif
Taksi şöferlerinden çıkardı en arif
Hükmüm olsa doktorlar sevmezdi parayı
Padişahlar gecekondudan istemezdi sarayı
Öğretmenler öğretecek öğrenci arardı
Boş gezenin boş kalfası bile işe yarardı
Fakirlere bütün kaynakları yığardım
Sömürenleri inek misali sağardım
petrol varillerinde yüzdürdüm onları
Katran karası vicdanları olurdu sonları
Hükmüm olsa hak yiyene gönderirdim eceli
Gıybet edene mokoko gündüzlü geceli
Mahkemelerde kalem kalmazdı kırmaktan
Zalimde dudak pörsüdü ısırmaktan
Çekilen acılar dertler bedene girerdi
Sabır diyenin hemen başı göğe ererdi
Yürek yiyene verirdim cesaret
Ne kul kalırdı dünyada ne esaret
hükmüm olsa Tarihi yeniden yazardım
Yanlış hükümleri tek celsede bozardım
Bakardım adalet mülkün temelinde mi?
Herkes çalışmadan zenginlik emelinde mi?
Gözü açlara takardım kapalı gözlük
Maçta atardım konfeti yerine sözlük
Zamanı isteyene istediği kadar verirdim
Söyledim size bak sonunda delirdim
Hükmüm olsa isteyene verirdim hakkını
Ana babaya zulüm edenin alırdım aklını
Adaleti gören isyan bayrağını çekerdi
Hayallerimin dibine kibrit suyu dökerdi
Küfenin Manzarası 11,03,2022
İnsanımızın gönlü zengin iste sofra sersin
Son bulguru çıkarır da der ki Allah versin
Doğuya gittikçe insanlık da artacaktır
İmanı nohutla Batılılar tartacaktır
Şehirdeki fert çıngırakla yapar beste
Duyuyorum ruhların hepsi aynı kafeste
İki damla alkol biraz toz damardan zerk
Sonra karısını çocuğunu ediyor terk
İstatistik, Matematik çaresidir fizik
Kafa dumanlı elde jilet bilekler kesik
Ekranlar kadına şiddeti konuşur nafile
Anadolu’da her taraftan fışkırır aynı çile
Kadına şiddet, çocuğa şiddet, eşe dosta şiddet
Uyuşmaya alışmış beyinin tevazusu hiddet
Ve ekranda büyük sözler ama sessizdir
Çıktığın şu küfenin manzarası eşsizdir
Koklatmaz Zırnık 10,03,2022
Şehirde hayat zor marketler kalabalık
Buzdolabında yetişir en lezzetli alabalık
Hu, hu, hu Raflarda allı pullu putlar
Bedava çam bulan Noel’i kutlar
Susmak ne susana aptal diye bakarlar
Feleğini şaşar insan bir sille çakarlar
Bedava için gözler döner fıldır fıldır
Adam gibi adam görmedim kaç yıldır
vardır paraya değer vermeyen ama nerede
İnanasım yok olsaydı rastlardı bir yerlerde
Şöyle sobaya para atarak yakan cinsten
Dost diyeceğim teammüden ya da kasten
İnsanlar üst üste kalabalıklar kuru
Ekranlar sopa farkında değil sürü
Gerçekler doğru nezdinde sanık
Kimse birbirine koklatmaz zırnık
Kafa çatlak 09,03,2022
Köylü milletin efendisi baş tacı
Şehirde insanlar tembel çok acı
Köye bulaşıyor aç gözlülük illeti
Üstünde gıybet altı cehennem bileti
Bir köylü, bir işçi, üç emekli, bir memur
Dost acı söyler ekmek olmaz hamur
Yok suyu fazla, yok unu, şekeri az
Reçete bende yaz kızım şimdi yaz
Açıklıyorum şimdi tebaama kıyak
Timberland’la resmi geçitte kırkayak
Bir de bağcıklar Trilye peyniri gibi uzun
Gülme gevrek gevrek kurudur senin tuzun
Her evde traktör, araba, motosiklet
Bastıkça geri gidiyor bizde bisiklet
Gijon kırık, kaza büyük, lastik patlak
Kafa normal değil zannımca çatlak
Paşa Çocuğu Değilsin 06,03,2022
Ey oğul sözüm sana dinle, sonra duy
Okuyarak zımpara edilir, kötü huy
Değişmez değişti sanırsın lakin
Sinirine hakim ol aman sus, sakin
Söylenene inanma, yılan ayrıntıda
En değerli düşünceler kalıntıda
Eşele bıkmadan aramak önemli
dayatırsan yanlışı kalırsın problemli
Başkalarını dinle, konuş, bağırma
Umut tükenmeden Rab’bi çağırma
Başka başkadır doğrunun tonları
Ötekileştirme kimseyi, onları
Burnunu büyütme başını indir
imkanın varsa göz yaşı dindir
Biraz zor başını secdeye koy
Günde bir defa yemekle doy
Zorluklar ekmeğin ona alış
Paşa çocuğu değilsin çalış
Cesur Yürek 05,03,2022
Kutsal kıçlar tarafından geçirilmiş ele
Koltuk, memurları yapar kendine köle
Yıllarca oturduk biliriz ne zor zanaat
Adam dedirtmek için gereken kanaat
Oturan kendinden menkul zanneder
Gücü eline geçirince herkes emreder
Keşfeder yalakalar toplanır çevresine
Girerler adamın aklına, bütün devresine
Hizmet millete, halka sanki ondan lütuf
Kasılır kasıldıkça herkes bilir onu maruf
İki sözden korkar biri bütçe diğeri amir
Garibi bıktırmak için yağdırır emir
Kasabı bakkalı değiştirir sırf gururdan
Ailesinin bile yanına varılmaz kurumdan
Müdür maaşı, gösterge, ikramiye bal börek
Yalakalar bağırır işte bizim cesur yürek
Yiyin Efendiler Yiyin 04,03,2022
Almak almak almak göz doyana kadar almak
Ah ne kadar zordur Gren kart olmadan kalmak
Gençler kolaycı rahat neredeyse kaçalım
Ülkemiz sınırlarını Avrupa birliğine açalım
Lay lay lom özgürlük, lay lay lom Barış
Yaşamaktan çok dik durmak için olmalı yarış
Değerler yıkılırken paraya krediye ihtiyaç
Aileler sökülüyor çünkü insan insana muhtaç
Ele geçirilmiş nesiller uyuşuk akılar ve beyin
Yiyin efendiler aksırana tıksırana kadar yiyin
03,03,2022 İşsiz Makyavelli
Sevdalandığım yazımı yazdığım kalemdi
Zuhur eden delisi olduğumuz alemdi
Yol hak yoluydu bunu bildik dik durduk
Görünen köye de kılavuza da söz vurduk
Fildişi kulelerinden yuvarlanan cümle
İşine gelmeyen geçiştirir kemkümle
Zirveden esiyor ve soğuk orası belli
Hap yapıp satıyor işsiz Makyavelli
02,03,2022 Birleşmiş Milletler Pırt
Sayfalara çaresizlik saklamam
Ettiğim küfrü dualarla aklamam
Doğrudur paket fikri duymadığım
İnsanın yerine para koymadığım
Zalime zalim demek yasak kızarlar
Kaderin diye adama oyun yazarlar
İtirazım var oynamam, papağan rolü
Temel attılar göğe vardı, Batı idolü
Onlar söyledi diye tarihimi yıktım
İdolü benimsedim üzerine çıktım
Aaa baktım ki zirvesi soğuktu
Avrupa sömürdüğünden bolluktu
Suriye’yi görünce kuleyi örmedim
Bundan hayasız akın görmedim
Müslümana serbestti soykırım
Tatara reva sürgünle boşaldı Kırım
Herkes sustu sessizlik derindi
işkenceyle öldürülenler yerindi
Görmezden geldi şimdi ayaklananlar
Kan gölünde yüzüyordu Balkanlar
Akan Avrupa’da İslamın kanıydı
Sustular çünkü Müslüman canıydı
Hollandalı barış gücü topladı silahları
Öldür diyordu fanatizmin ilahları
Halk çaresizlikle eli kolu bağlı öldü
Bosna’lı toplu mezarlara gömüldü
Hocalı’yı da görmemişti bu zevatlar
Şimdi insan hakları diyor gavatlar
Dillerini zincirlemişti o bağıranlar
Rusya’yı Libya çöllerine çağıranlar
Müslümana kimse başını çevirmedi
Darbeyle seçilenleri devirmedi
En kıymetli liderler artık komedyen
Peşinde okumuş bir sürü akademisyen
Batı arkalıyor diye savaş göz göre göre
Siyaset tarif edilmez tarih bilmez köre
Batı yardım ederek savaştıracak seni
bin yıllık politika böyle değil ki yeni
İnsanlık yalan sen coğrafyada piyon
Hesap kesmek için vermilmiş adisyon
İnsanı gösterir bende pusula
Oyun büyük şenlenmiş zula
Uyan artık zurna ötüyor zırt zırt
Birleşmiş Milletler kaçırıyor pırt pırt
Yazalar Versin Talkımı 27,02,2022
Kelimeler için mezarlıktır hayalim
Taze ölü sakil yani ezalı halim
İnkısar, meftun,zımni, benim indimde
Aynen, yok, var, yaw he he indirimde
Zenginlik dildeydi ah o ne zarafet
Yok oldu afiyet, tabiiyet, zafiyet
Her bir kelam oluşmuş kaç bin yılda
Lef-i mahfuz’un anahtarı yazan kulda
Her kelime dimağımızda kopan parça
Apartman için yıkıldı köşk, altında sırça
daha hüzünlüsü yazarlar modaya uydu
Seneler boyu verilen salayı kimler duydu
Hiç kimse gelmedi tabutları taşırken
Tvitler attılar göbeklerini kaşırken
Hem böyle şeyler bağlamazdı halkımı
Bu mezarlıkta yazarlar versin talkımı
26,02,2022 Dikiş Tutmaz
Soykırımdır domatesten salça
Yasaklansın tavuktan kalça
Öldürmek ve sonrası doymak
İşkencedir patatese kabuk soymak
Patlıcana bibere hıyara özgürlük
Yedikçe başlar bünyede körlük
verdikçe kesiliyor üzüm bağları
Her yıl daha büyüyor hamsi ağları
Şarap yapıyor çiğnemeyle
Kafa buluyor rakıyla meyle
her kasapta kuzular koyunlar
Kesimhanelerde vurulan boyunlar
İçim susma diyor aklım saçmalama
Bu dünya dikiş tutmaz dur kaçma
25,02,2022 çılgın Bediş
Yeni düzen Dünyada enflasyon faiz
Bizde hocalar emre amade fetva caiz
Yeni düzen korku şeffaf sansür ırkçılar pik
Doymayan, ısınamayan insanlarda başlar eğik
Yeni düzen açlık sefalet düşmanlık artacak
Kredi verecek bankalar vatandaş tartacak
Ayakkabına bakacaklar bastın mı boka
Köpekler bayılacak üstünü koka koka
Yeni düzen halk için varız biz yaparız
Camileri müze olsun diye kaparız
Yeni düzen Makyaveli’ye okuyun rahmet
Biliyorsan konuş yoksa sus bir zahmet
Yeni düzen Domino taşlarını bir bir devirmek
Geri ülkelere giden teknolojiyi çevirmek
Görülüyor ki dünyaya yetmeyecek kaynak
Orta Doğu altı baklava üstü kaymak
Yeni düzen işsizlik, yoksulluk gezecek kol
savaşlar kavgalar mesele değil sağ sol
Yeni düzen insanlık ekranlarla iğdiş
Hesabını yap en doğrucu çılgın Bediş
24,02,2022 Tavşanın Çektiği Niyet
Hangi Milletler birleşmiş
Halklar rahatlıktan körleşmiş
Milletleri savaşla sağıyor
Ülkelere bombalar yağıyor
savaş çoğu başka alanlarda
Umut cephede kalanlarda
On yedi kez savaştık Rus ayısıyla
Tohumuna para mı verdik sayısıyla
Beni tarihten çıkartan kimdi
Düşünsün kara kara şimdi
Otuz kuruşluk gaza otuz lira
Amerikankan aklı bu zira
Piyonlarla çevrelediğin şahlar
Yetmez ağlamak yetmez ahlar
Görünen çok az bir kısmı
Güvenlik değil onun ismi
Bak bu saat kadranı takılmış
Gemiler çoktandır yakılmış
İşte birleşmiş milletler Medeniyet
Kiev tavşanın çektiği niyet
23,02,2022 Takıldık Yaşa
Gülüyorum, kendini ne önemsiyor fertler
sırtımıza boşuna yüklenmedi bunca dertler
Taşıdıkça yavaş yavaş bünye yoruluyor
Hep aynı başa gelince soruluyor
Biz neyiz ki, bütünden koparılmış damla
Eninde sonu pamuk tıkayacaklar ihtimamla
İhtiyarlıyor bedenimiz ne kadar saklasak
Keşke’lik anıları başkasına yasaklasak
Ben’i abideleştirmek, ona tapmak bizdeki hata
Değer veririz paraya, mala, mülke, kata
Başka değerleri unutarak küçümseyerek
Siz diyenleri değil sen diyeni özümseyerek
Filmler çekiliyor sen tanrısın diye haşa
Tam emekli olacaktık takıldık yaşa
20,02,2022 yetmezse Şiirler Ağlasın
İtibar görürdü sofrayı kuranlar
Sevilmezdi doğrulara akıl yoranlar
Söylesen boş sussan boş, zincirliydi diller
Şişeden hortumladı rahmetlik filler
yavaş yavaş dil dolanır akıl bulanırdı
Kırmızı mercimek kadar beyin sulanIRdı
Bekar ise hatası kendine sanılırdı
Ölse de kalsa da ayyaş diye anılırdı
Bırak şu zıkkımı diye kaç kez uyardım
Yüzüne söylediğimi yine ben duyardım
Üzülürdüm haline fakat sözüm geçmezdi
Aile kursaydı belki akıllanır içmezdi
Tırtıl, çocukluktan dostumdu severdim
Sevmezdi beni çünkü hemen söverdim
İki tek parlatmıştık bizde zamanında
Olmaz böylesi rezillik hayatın tamamında
Her gece aynı köşe başında yatardı
Kafamı çevirmek vicdanıma batardı
Sonu ispirto, tiner yaktığı için cebi
Kaç evladımızı yuttu şişelerin dibi
Şişenin dibi derindir hapsolur düşen
İçinde rakkase perilerle aşüfteler şen
Ne desen boş, boşa geçen yıllar ızdırap
papik toplamakla başlayan hayatın sonu harap
Acı benim, sancı benim, yürek beni bağlar
Kalem ağlar, vicdan ağlar, yetmezse şiir ağlar
"papik: Sigara izmariti"
19,02,2022 Düşmana Gerek Yok
Hepsi bu yangına odun atan nefer
Sağcıyla solcu aynı gemi aynı sefer
Aile büyük geçimsizlik çok şiddetli
Vuruyor anasına babasına hiddetli
Heder olurken oğlu kızı doğmamış evladı
Hem eli ayarsız hem sağır duymaz feryadı
Herkes kavgacı, herkes adil, herkes kavgalı
Mahkeme-i Kübrada ana kızıyla davalı
Bu kan davasıdır bilinmez kim bitirir
Bir toplum ki kazancını kavgada yitirir
Kavgadan ziyade kavga ortamı beter
Düşmana gerek yok, Halk birbirine yeter
18,02,2022 Kesilmiş Şiir
Bir sürek ki, kelimeler av, şairler avcı
Yaratılan tarihi yargılamaz hiç bir savcı
Düşünceler yasaklı yüz kırk bir, kırk iki
Yüreğim ağlıyor Filistin askısı ne ki?
Düşünceye giydirilmiş deli gömleği
Alkışlıyoruz birlikte patlamış çömleği
Çömlekten akan göz yaşı, pıhtı ve irin
Süleymaniye’yi yıkalım kazma verin
Vuralım anıtlara, eserlere, kelama
Dile gelmiş lakin okunmamış Elham’a
Yetmez düşman ilan edelim bizleri
Yıllar sonra döveriz bütün dizleri
Deli gömleği sırtımızda biz kavgacı fertler
Kavga sürsün diye vurur akıllı namertler
Biz anladık yarın Akif’i anlamaz nesil
Maya tutmasın kesil edebiyat, şiir kesil
17,02,2022 Guguk Kuşu
Tefrik etmek mesela sekiz asırlık anıt
Anlamı parçalamak Orhun Abideleri kanıt
Yitirilmek üzere olan bütün değerler
Eskimesin diye kullanılmayan eserler
Örneğin çağdaşlık, mesela gericilik
Pantolu toplarken fermuar ilericilik
Hani Çamlıca’nın bahçelerindeki sazlar
On katlı apartmanlardan uçamıyor kazlar
Oku diye başlayan Kuran’ın evlatları
Aynı dinin hurafelerle beslenmiş cellatları
Bana ne, sana ne, ona ne asıl andımız
Hazreti İbrahim’in ateşinde mi yandınız?
Seviniyoruz Bazı kelamları kurtardı hukuk
Saat başı Şiirler çalıyor guguk guguk
16,02,2022 Hastasıyız Hastası
Türk dili var mıydı kaldı mı suali
Sarımsaklarla saklanan Mecelle meali
Yitirilen kelimeler çöken kadim düşünce
Uzaktan görünüyor akbabalar üşüşünce
Rakı sofrasının mezesidir halkını küçümsemek
Halkçılık halkçılık diyerek batıya gülümsemek
Bakarsın boş beleş yazar, olmuş münevver
Tanıştırayım dil-u şanı yıkan müstakbel
Ruhsuz romanlar, hecesiz şiirler yaptı tavan
Susmak yavan, söylemek yavan, ah etmek yavan
Maaşlı koltuklar, apoletler ve kedi dili pastası
üfleyelim mumları bu dilin hastasıyız hastası
13,02,2022 Tarihe Sıva
İsim koyarken atana bak bir zahmet
Nerede Mehmet, Hanife, Ahmet
***
Çanakkale’de var mı Mutlu’yla Çağdaş
Sen bacak bacak üstüne deden bağdaş
***
İsmin yabancı nerede kaldı anane
Ben Batılıyım Babalık, sana ne
***
Yabancılaşma isimle başlar dilde
Dil Kurumunun ayarı takıldı silde
***
Ürettiği kelime zurnaya Öttürgeç
Zıkkımın köküne dersin tüttürgeç
***
Afrika’da Lia oldu nasıl Ali’ler
Bizde de kayboldu artık Veli’ler
***
bundandır çekilen acıların temeli
Türk tarihini yıkmaksa emeli
***
Aklını Batıyla bulayacak
Tarihi kötülükle sıvayacak
12,02,2022 Yaraya Tuz Basarız
Kimi aşkla yanar, kimi şevkle, kimi tasayla
Kimi şiirlerini taşır şangırtılarla kasayla
Ne diyeyim birader yetmiş iki millet bu kazanda
Söyleyende değil suç doğruyu doğru yazanda
Kelime bilmediğimizden konuşuruz elle kolla
Avuç açar dua ederiz, şunu yolla bunu da yolla
Kelime bilmediğimizden vururuz birbirimize
Zararımız karşıdakine sanırız ama kendimize
Cehalet gençlikte daha çok bedenidir
papağanlar ve üç maymunlar medenidir
Cehaleti medenilik örter bir derece
Kamusal alanda yasaklanmış ferace
Çözüm kolay ikna odaları çözümü
Utancımdan kapıyorum yüzümü
Kalple düşünür akılla yargılayalım
Yaraya tuz basar sonra sargılayalım
11,02,2022 Develer Hendekte Boğuldu
Günlerdir düşünüyorum dalgın dalgın
Ne zaman sona erecek diye salgın
Evden değil artık işten çalışayım
Yavaş yavaş terlemeye alışayım
İşten eve yok diye sıkılıyor can
Sokağa çıkmakmış asıl heyecan
O da sıkıldı, söz geçmiyor kaleme
Mim koyuyorum yazılmayan her eleme
Sokak yasak, cadde yasak, daralan içim
Bir de zorlaşmaz mı o anda geçim
Bilirim Atlar tepişir diye eşekler ezilir
Yokluklar saksılara çiçek çiçek dizilir
Yaşadım çünkü un yok, yağ yok, yok yok
Kiminde para fazla diye korku çok
Ne diyeyim söz bitti yutkundum
Memleketin her karışına tutkundum
Şimdi yapılanlar yine, yeni, yeniden
Develer hendekte boğuldu aniden
10,02,2022 (Çek Sifonu)
insanı aşındırır bazı mekanlar
Cepte para yoksa camekanlar
Avm’ler var yaşarken fonda
en kıymetli markalar donda
Beleşçi camekanlara yutkunur
Genç kızlar albenisine tutulur
Otuz kuruştan otuz bine markalar
Ayakkabı, terlik, cins cins hırkalar
Mamullerde bolluk çeşit çeşit
Bakarken bütün herkes eşit
İyi ki Bakmak, görmek bedava
sELFİ ÇEKEREK ATALIM hava
Allahtan iç çekmenin yok bedeli
Çek sifonu hülyalar görsün gideri
09,02,2022 (Kervana Selam)
Öyküler Şiirler ve dahi Romanlar
Hoşuma gidiyor yükselen dumanlar
demek ki ateş var içimde Kalp tütüyor
Yazdıkça doluyor, sustukça bitiyor
Bazen laf geçmiyor kalemim oynak
İlahi damardandır inşallah bu kaynak
durdukça bitiyor içtikçe artıyor
Mısra koymuş kefeye iman tartıyor
Ey kağıt ilham gelince kalemi bırak
Görüyorum çölde serap gidiyorum kurak
Kalemi sayfaya vuruyorum açsın bir kuyu
İzan ile aksın damla damla inanç suyu
Gün gelir artar diyorlar delmeye devam
İtlerin ürüdüğü Kervanlara benden selam
06,02,2022 (içimdeki şair)
Vakit su gibi akıyor bizler içindeki balıkları
Denizle hemhal olmuş Aşklardan alıkları
Aynı yolun yolcusuyuz yoldaşlar razı
Parmaklarda keyfimi bekliyor sürüyle yazı
hEY nereye, önce yolları geç yokuşları aş
Rahatlamadan mektuplara dol zarflardan taş
damla ol, denize düş, soralım bu sözler nerede
Yavaş ak boşalırsan başa gidersin bir kerede
Hırkalar giy, gördüklerini sus, yollara düzül
Zahmet olacak lakin biraz da zalime üzül
Mürekkep üfle Duaya mazhar olan dünlere
rahmet oku suratımıza şamar atan bugünlere
pirler gördün denizdir, sudur dumanı tüten
Ağzı yananlar bak nasıl kaçıyorlar sütten
Kaç kementten sonra yakaladık Aşkı zahir
Vallahi Ben değilim, sözün sahibi içimdeki Şair
05,02,2022 (Nastasya’dan Kinski)
Jüpiterin halkaları dönüyor haplı
Marstaki tavalar yandan saplı
Anlarım mezeden sofradan rakıdan
Uzak dur şu uzay merakından
Dünya derler Kader Baba ezada
Elmayı yiyerek insanlık cezada
Burada bitsin Ahrete kalmasın
İşi bilmeyen Azrail can almasın
Bin yıl ötede uzaylı varlık
Bakıyor bin yıl önce nasıl insanlık
Ayılıyorum mantıklı oldu dizeler
Yine bitti lanet olası mezeler
Akıl cozurduyor Nöronlar kızışıyor
Boyutlar aralarında yazışıyor
Kara deliklere taktım kafa bozuyor
Nebulalar sülükten beter uzuyor
Kainatta neymiş kafam bi Dünya
Sünnet resmim vitrinde fotocu Hülya
İntikam peşinde kız otuz yıldır
Evlenmedi edemedi diye dır dır
Nazlanmıyorum olmuşsun yüz kilo
Ben de senden beter akşamcı Sülo
İçtim yine şerefe Plutondan viski
En güzel hatun Nastasyadan Kinski
04,02,2022 (Millet Horluyor)
Millet diyene evvel eski bilerler dişi
Dik durmalı cehalet karşısında er kişi
Alayla soruyorlar neredeymiş cephe
Ekonomi, Zamlar, kriz, kaos yok şüphe
Gözlerini açmış gram grafikleri ekranda
Evangelistler kan gölünde şükranda
Kilise bahçesinde hindileri yolarken
Halklara nefret, haset, gaflet dolarken
Aptallık pik yaptı gözlere kapalı gözlük
Bakıyorsun zirve diye gittiğin yer çöplük
Bilinmez belki vardır bunda da hayır
Toplumu inançlardan, farklılıklardan ayır
Bakıyorum siyaset, spor, tarih fay hattı
Bu memleketi emperyalizme kim sattı
Her an ince ince boyuyor ülke tuali
Erteliyorum aklıma cıva gibi çöken suali
Zirve için görülmesi gereken belki diptir
Ardından bay bay yaptığımız edeptir
Cinayet programları seyret cani yakala
İnsanlığı bırakmışlar Batıyla çakala
Tehdit doğuda batıdan, içimde, dışımda
Tencerenin içinde buğdayda aşımda
Dikenli yolda dikenlere zorluyor
Millet derin uykuda, horul horul horluyor
03,02,2022 (Musa’nın Asası)
Konstantinopolis hayallerdeki toprak
Ah şu Uzo karafakide çok oynak
Çok demlendim senin meyhanelerinde
Musakka yedim hanelerinde
Bilmelisin ki aynı acılar çekilecek
Evlatlar cephelere itilecek
Okyanus ötesinden birileri gülsün diye
Kavga çıkacak konuşmak dururken niye
Şimdi ekilen düşmanlık eskisinden derin
Bak kimi şehit, kimi leş altında yerin
Bıktık bu akınlardan ki akınlar hayasız
Ege’nin iki yanı kaldı beş parasız
yokluk zorlu beladır maaşları kim öder
Kafa kafaya gelseydi iki derbeder
Belki firavunlara kaldırırdı başını
Yerdi pazısından süzülen aşını
Başını aşmış herkesin derdi tasası
İnsanlığa gereken Musa’nın asası
02,02,2022 (küslük)
Elbet bir yolu vardır derken kendi kendime
Gem aldım vurdum ağzıma, dilime
Tutmadı zahir, kapalı gözlük takacağım
Düşmanıma mıh gibi düşünce çakacağım
Beni saran yılan başka halklara musallat
Barış diye kafamın etini yiyordun şimdi anlat
Yannis ile düşmanlık, kalpazandan kimlik
Faşizm, ırkçılık, yayılmacı Politizm adilik
Halklar bilmez, duymaz, görmez aklı geçimde
Yalan padişahları üreyecektir ilk seçimde
İki yakası düşman, Ege saat gibi kuruluyor
Savaşmak ama kiminle dostlar vuruluyor
Bin yıl beraber yaşadık hem ayrı hukukla
Senin işin bu saat öttüğü zaman gugukla
Çektikçe artıyor, arttıkça çekiyorum ne çile
Zalime susmak günahtır zulüm gelsin dile
Sömürü tespihi bu, ülkeler taneleri
Bak nasıl borçlandırıyor, haneleri
Ey Gorki! Düşmanlığı bırak farkında ol
Başka kavgalar çıksın diye bitti sağ sol
İşte Dedeağaç yanı başımda verdiğin üsler
Sakıp İle Yannoş yan yana mezarda küsler
30,01,2022 ( Mihenk Taşı: Cemil Meriç)
Okumak kendinden geçercesine
Yıllanmış fikri fondiple içercesine
Tarih okudukça önümüze serilen halı
Sakın bırakmayalım bu ilahi dalı
Bir tarih var bir de insan yapısı
Kitaplar sırat nerede cennet kapısı
Bilgi, idrak, tecessüs için merak
Bizim mera insan olmak için kurak
Plajdaki deve güreşi kadar sevecen
dünyamız sabun gibi müstehcen
Üstüne yapışır bir sürü köpük
Kibir şişmişse, vicdan sönük
Yutarsın kimi mideye inerken
İdrak şenlenir baş ağrısı dinerken
O cümlelerin o tümcelerin lezzeti
Ortaya karışık olayların izzeti
Sayfaları çevirdikçe şiir tadı
Gelmiş, gitmiş Cemil Meriç adı
Gençlikte okudum kalbimdeki izi
Bırak istediği cenaha götürsün bizi
Öyle şahane ki, okur korkmakta haklı
Her satırda bir cümleyle çeler aklı
Ahlak, Şiirsellik, tecessüs, ahenk
Düşünce dünyamızdaki taş, mihenk
29,01,2022 (Bir Küs Bir Barışık)
Avrupa’da ekonomiler gaza muhtaç
Evlerde ısınmak için büyük ihtiyaç
Her hamlesinde gazın artıyor fiyatı
Keserse vanayı durduracak hayatı
Koskoca Alaman ekonomisi tekler
Suskun Macarlar suskun Finler suskun Çekler
Ukrayna savaşmaz halkının yarısı Rus
Havada savaş kokuyor, siyasette pus
Fiyatlara zam ekonomilere darbe
Sevinir büyük devletler çıkacak harbe
Araplardan fazla petrol ihracatı
Kaya gazı, kaya petrolü yok ithalatı
Çin petrole bağımlı onu böyle vuruyor
Müesses Nizam çöktü yeniden kuruyor
Orta Doğu karışık, orta Asya karışık
Düşman akıllı, oyun bir küs bir barışık
28,01,2022 (Truva Atı)
Dünya jeopolitiği sallanıyor
İlişkiler budaklandıkça dallanıyor
Bu tahta strateji tahtası, yutar şah piyonu
Yüklü çıkar böyle bir hesabın adisyonu
Ukrayna’da savaş tamtamları çalarken
dört köşedir Rus, külahta petrol yalarken
Daha önce de Kırım’ı yutmuştu
Ülkeler korkudan onu tutmuştu
Yeniden bir imparatorluk doğuyor
Sibirya’da havalar soğuyor
Gönderiyor bize soğuğu ayazı
Sonra borulardan pahalı gazı
bir taşla bir kaç kuş vurduğu
Günahtır zaten durduğu
Şah çekmeden bekliyor Avrupa matı
içinde sürü halinde Truva atı
27,01,2022 (İlanla aranıyor patlayacak kabak)
İklim değişti diyerek sömürüyor
Farkında değilsin cüzdan kemiriyor
Amaç üretimin kesmek önünü
Değiştirmek paranın yönünü
Medeniyette yaşanan insani kriz
ekranlardaki atıklarla besleniriz
Olmazlanan zevata gülüyorum
Tahtakale’de doğup Kapalıçarşı’da ölüyorum
Dört yüz elli nükleer var bizlere yasak
Başına çorap örecekler Se dört yüz alsak
Görmek bedava savaşlar piyasada
En kıymetli çorbalık yarasada
Gözlerde açlık, dedikodu, cehalet varsa yoksa
Derdim kalmaz Afrika’da sırtlanlar toksa
Batı kanla doyuyor haçlılardan beri
Kaldır kafanı uyuma ey yeniçeri
İnanır mısın senden olma bunca nesil
Elde telefon sürü halinde sokaklar dolu embesil
Ağzımı bozmayayım diyorum olmuyor lakin
Sus Cengiz’im sus dur şurada sakin sakin
Gösterin düzenin şah damarı keseyim gör bak
ilan verdim aranıyor patlayacak kabak
26,01,2022 (Bir, İki Bilemedin Üç Satır)
İnanmadığıma göstermedim rıza
Dediler ki bu adam amma arıza
Bilmeyene öğretmeye çalıştım
Ben düzenbozum diyemem alıştım
Güce yaranamadım yalakalık düşmandı
Dik duranlar eğildiğine pişmandı
Sevgiyle kalbimdeki kötülüğü söktüm
Fısıltıyı duyan kulağa kurşun döktüm
Sırf gülmek için bu vıcıklığa
Devam ettim gıcıklığa
İnceciydim ince takılırdım
Düşüp, kalkıp, yine çakılırdım
Üstümü temizler yine yürürdüm
Aklıma yatmazsa ayak sürürdüm
Demedim patrona sen şahanesin diye
Dilli şeytanlar sordu neden demiyorsun niye
Hak dedim, yol dedim aynı dilden konuşan yoktu
Gözümün önünde yılanlar dostlarımı soktu
Zehri aldılar yaşlandıkça çeneleri düştü
Gamlı baykuşlar gamsızların yuvasına üşüştü
Farkında değillerdi nereden geldi bu lafazanlık
Açıyorum kapıyı kapıyorum, her evde partizanlık
Kurtarmaya çalıştım Doktor misali baştan
Bezirganların ağız ishalinin teşhisi yaştan
Kendime kızdım yazılara kibrit çaktım
Deste deste hayalleri alevlerle yaktım
Ve yandılar gözümün önünde çatır çatır
Kurtardığım bir, iki bilemedin üç satır
25,01,2022 (Zatürre Hayaller)
Saygı duydum benim gibi düşünmese dahi
Okursan sahi, yazarsan sahi, söylersin sahi
Yönü bulmak için Oku dedi diye sorular sordum
Kimsenin gitmediği mecralardan akıl yordum
Görülmeyeni gördüm, duyulmayan duydum
Biriktirdikçe aç kaldı gözüm, harcadıkça doydum
Tahammül edemedim gözü açlara
Para, mal, mülk deyince gözünü açanlara
Üstüme geldiler inatla, aldırmadım
Nefret ektiler yollarıma, saldırmadım
doğruya bakmadım asıl doğru üslup yada tarzdı
Omuzlanan yük ile yol yürümek insana farzdı
Baktım ki adalet terazide değil darada
mertlik irini cesaret olan yarada
Bundan zulme baş çeviremedim
"Bana ne, bize ne, sana ne" diyemedim
ne rahat yaşardım kafayı gömseydik kuma
Zatürre hayallerle gözlerimi yuma yuma
23,01,2022 (Sezar’a Kötülük Yapma)
Öyle bir yaşam ki, günahı sevabı benim
Halkın içinde savrularak oldum anonim
Kutsal ırmaklara girdim, geçmedi yazmak
İmkansız, Fildişi kulelerin yıkıldığına inanmak
Yıkandıkça güldü yüzüm, temizlendim
Kendi silahımla kendimi yendim
En büyük zaferim oldu bu, inan ki
Öyle şahane bir imtihan ki
Kalem yoldaşım oldu, sanki asaam
umudumu attım yaşama, yok tasam
Çalışmak, çabalamak gönül kırmadan
Bedeni rahatlığın kolayına alıştırmadan
yolumuzda yürüyelim bir selam ile
Meraklanma kalem yazdıkça gelir dile
Yeter ki yanlışların ardında duralım
bilmediğimizi bilenlere soralım
Yolumuzda yürüyüp sessizce geçelim
Önümüze çıkan zehirlerden içelim
Unutmayalım, yol Hak yolu iki ucu hayır
Kimi taş düşürür seni, kimi kaya, kimi bayır
O zaman kötülüğü paylaşarak arttırma
Alkışlarla uyuyan yılanları azdırma
İtibar etme yanlışa, yalana tapma
Brütüs olup Sezar’a kötülük yapma
22,01,2022 (Yalancının Maması)
Öldük dirildik, varlıktan, doğduk
Hamdık, yaşadık, piştik olduk
Göremedik gençlikte bu yolu
Önümüzde kavşaklar dolu
Acelemiz vardı seçemedik
köprüden düştük geçemedik
İlerledik aşama aşama
Balık atladık yaşama
Yolu bulunca dik durduk
İşte bundan aile kurduk
Kapılırdık yoksa akıntıya
Timsah gibi izleyen sıkıntıya
Gitmedik, öteye, beriye
Gönül koyduk hep ileriye
Bundan kağıda kaleme sarıldık
Yazmayan parmağa darıldık
Fikirlerimiz batının yaması
Olmadık yalancının maması
21,01,2022 Söğüş Beyin)
Gevezelik annesi çocuğun adı nefret
Bulaşıcıdır Kin, dedikodu, haset, gaflet
Konuştukça artar geçer dilden dile
Önlem almazsan kurtulmak nafile
İnsan böyle böyle kurtlanır çürür
Toplumda kötülük alır başını yürür
Belirti konuşmak suskunlar çatlar
ekranlardan insana bu mikrop atlar
Her fert bunun bir parçasıdır oysa
Kulaklar isyan çıkarır olayı duysa
En büyük semptomu ise sabit fikir
Artmasın hastalık ekranlara tükür
Asıl tedavisi okumaktır ama deli gibi
Hastalıktır bu gevezeliğin sebebi
İşte bundan toplumlar tapar güce
Bizim diktatör sizinkinden yüce
Seçilmişler in atanmışlar out
Ekranda sürünen insanlık kaç paunt
Sen, Ben, kariyer, sidik kavgası, dövüş
Tencerede kaynayan beynimiz söğüş
20,01,2022 (Sıtkım Sıyrıldı)
Bombalarla başlayan modern kavimler göçü
Metre metre vatan santim santim bayrak ölçü
Düşman arıyor savaşmak için müesses nizam
Adam yokluğu grip lider yokluğu çağdaş cüzzam
Paralarını alarak botları batırıyor, göçmenlik sefalet
Avrupa mahkemesinden teröriste verilen kefalet
Karanlık çağlarda yaşıyoruz orta çağa okuyun rahmet
Ölenler bizim Hafza, bizim Amine, bizim Ahmet
Teröre destek veren Avrupa görmüyor ölen bebekleri
Kutsuyor dağlarda çiftleşen sarı kırmızı yeşil kelebekleri
Bilmiyor Halk, devlet kurmak için akıtıyor bunca kanı
Guantamano’da davut yıldızlı işkence dükkanı
Burada kuruldu İşıd bak bakalım kestiği kimin kafası
ileri devletlere bal kaymak gerilere buğday lapası
Gazetecisi, aydını, siyasetçisi, halkçısı suspus
Midem kaldırmıyor Cengiz’im bari sen kus
Kese attırıyor Beyaz Türk olmak için aydınlar
Namussuz şerefsiz takımı size günaydınlar
Sahipsiz topraklar görmekten inan ki bıktım
Ne diyeyim dostum söylerken sıyrıldı sıtkım
19,01,2022 (Amerikan Tespihi)
İnsanlık bütünüyle aynı cenderede
Vicdanlar tavada kalpler tencerede
Anneler terörden avlat bekleyip üzüyor
Doğru söyleyenlerin derisini siyaset yüzüyor
Bütün bir coğrafya terörle sınanıyor
Anneler evlat bekledi diye kınanıyor
Siyaset ve silahla oynanıyor oyun
Beyaz Türklerden geri kalanı koyun
Amaç halk bölünsün iç savaş ne ala
Körlerle sağırlar birbirini ağırlıyor hala
İnançlar yıkıldıkça aileler lime lime
Kırmızı noktalı filmlerin faydası kime
Sahne aynı orta oyunu başrol de kukla
Çoğunluk alkışlıyor hayranlıkla
Dinci, komünist, ülkücü aynı ipte
Amerika tespihi çekiyor her bitişte
18,01,2022 (Yasaklı Cümleler)
Bana diyorlar ki yazsaydın aşk, meşk filan
Gözler vicdan, kulaklar kalp gerisi yalan
Kayıtsız kalamam budur bendeki sorun
Tam teçhizat askeri olmuşum doğrunun
İnsan hakları diye bağırıyor edepsiz çukur
Gayya kuyusunda edep kaynıyor fokur fokur
Oysa ne mutlu olurdum soksaydım kafamı kuma
Suya sabuna dokunmadan gözleri yuma yuma
Üç maymun mutlu fıstık atılan şebek
Fakat iki tül kanadı ile özgür olan kelebek
Lafın tamamı söylenir birader deliye
Emeğim zail olur diye dönemem geriye
Bu kalemi her gece kundaklar saklarım
Çıkarcı cümleleri kaleme yasaklarım
17,01,2022 (Söylemem)
Gemideyim ve rota yönümü ediyorsa tayin
İzin vermem her ne kadar deseler de mülayim
Atlarım bakmadan aşağısı okyanus mu derya mı?
Ağzım kulaklarımda yüzerim rüya mı hülya mı?
yürüdüğüm yol yüzdüğüm deniz olmalı benim
Gönderin suçları, kabahatleri hepsini üstlenirim
Ne kadere boynum incelir ne kedere eğerim
yanımda yürüyen kalplere durmadan değerim
Beni ben yapan içimdeki ateş ile bu yoldur
Kiminin doğrusu sağdır kiminin ki soldur
Kabul etmem ne sınırı ne tayin edilmiş çitleri
Korkmam bütün zulümler doldursa da ciltleri
Ben benim sen sensin kavgamız içtihatta
Dilim söylüyor lakin inanmaz hayatta
Akıl görmediğini sezmek için varsa
Söylemem zalime Hakkı sorarsa
15,01,2022 (Geh Bili Bili)
Tek derdim Ben sultasına boyun eğen bizler
Sabır göster, duruş göster, nefs canı izler
Kimsenin umurunda değil herkes bir rahat
Susarak söylüyorum bizde kabahat
Bana ne deseydik rahatlardık oysa
Şşşt kızacaktır vicdanım duysa
Gençliğimden bu yana içim kaynıyor
kalem bu gece dansöz gibi oynuyor
Görmüyorlar dumanı tütüyorum
Selamlarla gelen niyetleri yutuyorum
Soruyorum var mı şaire sığınak
Her taraf mısralardan yığınak
Acı çekiyorum yara kabuk bağlamıyor
Akıllı insan kendisine bile ağlamıyor
Bunca şehitler barış diyerek ölüyor
Asumanda İstiklal marşı gürlüyor
bir marş böyle hizaya çekiyor milleti ancak
Arş-ı alaya yükseliyor yüreğimde sancak
Vecd diyor, Afak diyor, unutmuşum ben bu dili
Fikir zerresinden kavga atıyorlar geh bili bili
14.01.2022 (Herkes Suspus)
Suçluyum, doğruluk karışmış kana yanıyorum
Yalanı bilmediğimden ne söyleseler kanıyorum
Nedir Ya Rab, nedendir vicdanımın sızısı
Sırtıma heceleri yükleyen bu alın yazısı
Oysa görmesem, duymasam, bilmezdim
Gençlikte olur olmaza gönül vermezdim
Belki geçer, belki hiç başlamazdı can acısı
Hasret büyür kıvılcımlanır yazmak sancısı
Bana ne, Suriye’den duyulan çığlıklardan
Bana ne, Batının içimde kurduğu ağalıklardan
Bana ne, terör belasının aldığı canlardan
Bana ne, göz kırpan, kuyruk sallayanlardan
Bana ne, kana özenerek akan salyadan
Bana ne, veznedarın elindeki balyadan
Anlamayana sivrisinek saz lafın tamamı
Anlayanın beyni cünup yakın hamamı
Mazlumlar için ağlıyorum bilmeden nedeni
Okullu cehalet alkışlıyor yapıp edeni
İnsan hakları diye bağırıyor zalimlikte ehil
Cesetlerin güneşlendiği bizim sahil
Aydın kokmaz bulaşmaz salçalı kuskus
İnsanlık zalime meftun, zulme suspus
10,01,2022 (Gözler Doysa)
"Ben" diktatörlüğüne savaş açtım
Çoğu savaş meydanından kaçtım
Bir kaç günlük zaferlerle avundum
Saldırmadım, o saldırdı savundum
Zaferim kardan adam kadar fani
Nefsim kızgın, olmuş Gulyabani
fısıldardı oysa şimdi bağırıyor
Anladım, Egosunu çağırıyor
Modern insan elinde oyuncak
Cehennem ona, oh ne güzel sıcak
İnsan benliğini görürse kuduruyor
Onu sadece iyilik durduruyor
Bir de kurumlu ki mermer sanırsın
Din deyince saldırmasından tanırsın
yontuyorum darbelerle elimde keski
Bu savaş tarihin kendisi kadar eski
Vuruyorum kendimi okumaya sanata
Varlığı bilmek için ihtiyaç yok kanıta
gösterseydi kendisini oysa
Herkes inanırdı gözler doysa
09,01,2022 (Sana Ne)
Öyle şeyler duydum ki kulaklar ağlıyor
Fert sömürü çarkına girmiş sağılıyor
Kızıyor bana zira bundan çok mutlu
Hindistan’da inekler bak nasıl kutlu
Yaşasın Avme’ler, kutsal mekanlar
Kilise, Havra, Camii camekanlar
Toplum alkışlıyor yaşasın tüketim
Dolar imparatorluğu için üretim
Eski değerler çamurda elmas misali
Toplumda başlamış bir ağız ishali
Herkes depremci herkes imam
herkes topçu, herkes tamam
bilmek gevezenin dilinde pelesenk
Ekranlar baştan sona pezevenk
Çarşıda Telefoncular dolup taşıyor
Diyorlar ki İslam camide yaşıyor
Koşuyorum sevinçle doğrudur diye
Cami kapanmış yerinde kırtasiye
Cemaat kaçmış imam dışında
Soruyorum bu cami kaç yaşında
Bin yetmiş beşten kalmış zahir
Müslümanım diyor ekseriyet kahir
Mal, mülk, şan, şöhret putunu devirip
Yürüyorum görmezden gelerek baş çevirip
İslamın yeni şartı zuhur etti "Bana ne"
En kıymetlisi sıcak taze taze "Sana ne"
08,01,2022 (Adalet Terazinin darasında)
Her dönem yaşamda geçerken perde perde
Yaşlılık dökülür bedenden pelte pelte
Bir arslan yaşlanır mı dağların arslanı
Öyle vakarlıdır ki taşır bütün neslini
İstedim ki zamanım işlesin tersine
Herkes şuraya buraya bizler Mersin’e
Doğsaydım yaşlıyken ölseydim kundakta
Her doğum, her evlat, her ölüm aynı yatakta
Yaşlılık hastalık keşkeler beyni kemirir
Umut kayboldukça kırıntısı fikri emzirir
Bir varız bir yok yaşam ikisi arasında
Adalet terazi kefesinde değil darasında
06,01,2021 (Hey Kanki)
Dolar tasması her gün biraz daha sıkılırken
Gülenler var içimizde devletimiz yıkılırken
Nesiller çuval giymiş kafaya değil farkında
Döndükçe kusuyor kusup dönüyor para çarkında
Biraz milliyetçi olsan hemen sıkarlar yuları
Başına çöker Dünyanın bütün kurları
Mesele boyun eğdirmek, edilmeli ki yılana biat
Zincir vurulmuş dillere düşünmek bile milat
Aydınlar yazmış çizmiş meseleye ay’mamış
Seçtiklerimi beyaz Türkler adamdan saymamış
Bidon kafalı diye aşağılamışlar oy veren Türkü
Dört yüz elli yıllık devir ye kürküm ye kürkü
İhanet içimizde damarlarımıza kök salmış
Pırıl pırıl evlatları dağlara özgürlük diye almış
Bilesin ki bundan sonrası önce sınırlar düşecek
Hastane okula ayrılan para cüzdanlarda şişecek
Bankalar sigorta sonra da ekonomi batacak
Faiz, faiz diyen İmf paraların üstüne yatacak
Bir tarafta Hak, diğeri batıl öbür tarafta
Teröristi örgütü sıra bekliyor afta
Niye düştük bu hale sorsa birisi niye
Oku dedi okumadık, bilmedik diye
Bu düzen kendi liderini dayatıyor
devlet vardiya saatinde yatıyor
toplum ekran maymunu televizyonun gücü ilahi
Tutuklayın hayallerimi suçlu onlar vallahi
Kötülük bulaşıcı ekranlar veba salgını sanki
Kelimeler yitik kavga çıkacak kafa dumanlı hey kanki
04,01,2022 (Anılara Naftalin dökelim)
Karşı çıkan yok bu düzene herkes iyimser
Arada benim gibi üç beş sayfa kurdu kötümser
Üç maymun olmak şahane mutluluk kaynağı
Onlar görmüyorlar yedikleri vezirparmağı
Öyleleri var ki tıklamayı imanın şartı sanıyor
Görmüyor tütmüyor ama alevlenmiş yanıyor
Hey Niko! Ege’nin karşısı nasıl söyle bakalım
ikimiz de kendi dinimizde iman feneri yakalım
İşte bu fenerdi on asır bizi ısıtıp aydınlatan
Esvab-ı mucizesi nedir bu işin altında yatan
Konsolos köpekleriyle karıştı Osman-ı Ali
Sömürü düzenini kuranın çoktur vebali
Oysa Selanik cennet, İşkodra cennet, cennet Mora
Arkadaş oluruz belki yine kafamızı yora yora
Zannetme bu iş kolay önce sen sonra ben misafir
İşte o zaman göreceksin kim imanlı kim kafir
Senin içinde benim içimde palazlanmış bir sürü piç
Bak zamana direnen evlerimiz var hepsi kerpiç
Önce özür borçlusun Mora’da olanlar için
Dön ve yasaklı tarihine bak bunlar neden oldu niçin
Sonra Trikopis orduyu çekerken yapılan zulümler
Ege’de Marmara’da yaşatılan ölümler
sen de söyle hatam varsa çekeyim ceremesini
Senden öğrendim anılara naftalin dökmesini
Arslanlara atın diyor, doğru söyleyen varsa
Kolay değil kurtulmak bu yılan sararsa
Hayır gelmez tanrılardan sen beni dinle
Yazıklar olsun yola çıkarsan bu kinle
Nerede akıl, nerede tarihten ders
Geldin, gördün, gittin yüz ters
İnanmazdım tarihte tekerrür hakikat
Medeniyet dediğin Batılı hilkat
Yine aynı doğum, aynı şiddet
Oynama bu oyunu reddet
Ne Selanik, ne İzmir kalır bu sefer
Yattığı yerden doğrulur, ama nefer
Adı Mehmetçik lakin unuttu adını
Mermi var desem, koşar yaşlısı kadını
Öyle yaratılmış can acısı nüvesi
Kültürel hegemonya insanlık gübresi
Bundan ara sıra biraz biraz kokuyor
Göz görüyor, kulak duyuyor, dil okuyor
Kuran insin ve boş kalsın o raflar
Altın ayarında bizi sarsan gaflar
Başıboş niyetler, boş hülyalar, rüyalar
Uzayda keşfedilen mavi dünyalar
Bakana delil çok lakin gözlerde perde
Üstüne basma işte İnsanlık yerde
Bir çamur birikintisi gibi duruyor
Aman çiğneme sulanarak cıvıyor
Hastaları var bastıkça bulaşır
Cehalet izm’lerle bize ulaşır
Kendimizi bilime adamak vardı oysa
Şu dönen sömürü çarkı artık dursa
Irak, Suriye, Libya Yemen doysun yılan
Camiler boş nerede namaz kılan
Dikkat sızmakta içimize biat kültürü
Ne kıymetli bilgiler olur ki düttürü
Biz birbirimize benzeriz ağzımız Müslüman
Siyaset meydanında aranıyor iman
Yok artık bilmediğini bilmeyen nesiller
Her yerde yönünü kaybetmiş embesiller
kendini yiyen toplumlar cüzzamlı misali
Yeni salgın var kaçın, şu gelen ağız ishali
Kitap tutması gereken parmaklar telefon tutuyor
Yönü amacı olmayan Milletleri böyle yutuyor
Teknoloji diyorlar karşı çıkana düşen aforoz
Bilgisayar öterken niye zorlansın kart horoz
01,01,2022 (Bizdeki kuyruk)
Barış olur lakin bu dönen sömürü çarkı
Nasıl bir gecede lağvetti Frankla Markı
Şimdi hepimiz miyav miyav diyen kedisi
Mecidiye ve dirhemlerin mirasyedisi
Üretirsen başın değecektir göğe
Ağzım yarıldı bu düzene söve söve
Batılı yaşantı Batıdan hastalık
Bidon kafada yayılan alafrangalık
Opera yetmez söylemeliyiz bizzat arya
Caz ile arabesk olmayan milletler parya
Demokrasi değil, Demokles’in kılıcı
Hayranlıkla bakıyorlar ah ne göz alıcı
Düşünce gör bak başına ne gelecek
Bir milleti bir kerede ikiye bölecek
Hey Niko ver elini beraber edelim dans
İstersen horon tepelim istersen vals
Sana Sirtaki bana Ege zeybeği
Olur, başımıza taç edersek ekmeği
Bilirsin bu siyez buğdayından ne toktur
Sana Rum demeyenlerden hayır yoktur
Yalnız bırak şu iddiayı değilsin Medeniyet
Hatırla Anadolu’da kaldı senin cibilliyet
Kana bulanacak yine Ege’nin iki yanı
Düşman içine girmiş fısıldıyor tanı
İkimiz de aslında aynı dertten muzdarip
Elia garip, Feride garip, Mehmet garip
Bu siyasette bize düşen acılar
Yok, olacak aileler, amcalar, bacılar
Aynı yılan yutuyor görüyorum seni de
Seksen yıl boyun eğdim ne ettiler beni de
Bugün kıvranırken ekonomiyle hepimiz
Dolar imparatorluğudur cebimiz
Olimpos zirvesinde insan tanrılar heyeti
Ben içtim sen içiyorsun Baldıran şerbeti
Ben bilirim sen de bil, gün yüzü görmez nesiller
Localarında kuş sütüyle beslenir asiller
Dağdan yuvarlanacak ölümlülere bir buyruk
Başı okyanus ötesinde bizdeki kuyruk
31,12,21 (ortaya karışık cemaziyevvel)
Defol iki bin yirmi bir demem sana güle güle
Kahrettin tüm insanlığı göz göre göre
Gözüm görmesi hatta on beş gün önce yürü
Ey tarih geri gelmesin defterini dürü
Gör bak nasıl gelecek yıl hemen pislenir
Ne güzel günler kurtlanır, iblislenir
Seyretme ekranları Ey Milletim, artık ayıl
Burnunda halka kulaklarında tef, varsa bayıl
Böyle kirlendi zaman, böyle pik yaptı nefret
Her gelen yıl gidenden daha büyük eziyet
Günler, aylar, haftalar zehirlenmiş zamanlar
Bir kenarda yığılmış secdesiz amanlar
Yaşamak uzaklaşmış İslamın özünden
Düşmüşüz bir defa dünyanın gözünden
Bana ne bitiyorsa bugün takvim
Zamanla yetişecektir dik duran kavim
Oğlum soruyor Noel kutlamıyoruz baba
Ben de sordum mu dedeme acaba
Mide kaldırmıyor bana göre değil görülen
Paraya eğilen peşinden sürünen
İsa doğdu yaşasın getirin hindiyi
Karıştırdık kötüyü iyiyi
Beyin bulanık, kafalar karışık
Kardeş kardeşe bir küs bir barışık
Ne diyeyim birader göz yaşları sel
ortaya karışık cemaziyelevvel
30,12,2021 (Barış Çubuğu)
Tutulmuş köşe başlarındaki esaret
İnsanlık diye yutturdukları beşaret
Bu devrin en kıymetli sözcüğü bana ne
Bombalanan şehirler göçmenler sana ne
Hani Osmanlıyı yıkan İttihat terakki
Bir millet ki Hakka aşık haksıza tiryaki
Ekranlarla bozulur adamlık kadınlık
Düşman olur birbirine haremlik selamlık
Dedik ya bu düzen düşmanlık üzerine kurgu
her alkış gönlümü deliyor burgu burgu
Şiddetin olur mu hiç erkeği kadını
Tedavi kolay koyarsak bunun adını
Şiddet sarmalı bu değerleri söküyor
Küçük zalimler büyüklere su döküyor
Bu kadar kitap, öğretmen, okula ayıp
Gazete ilanatı: Mahremiyet kayıp
uymaz sekte geçiren kalple batılı beden
Bir bak bakalım nasıl hallederdi bu işleri deden
sen de haklısın tarih elinde hergelenin
Başında bekliyoruz kesilecek kurdelenin
İşte yeni evin İslam ve Hristiyan barışık
Rüyalarım bu sıralar çok karışık
Eski sayfaları çevirdikçe yenileri boş
Barış çubuğu tüttüren milletler sarhoş
29,12,2021 (SANA KALSIN)
Doğum meşakkatli, sancılı, hatta ezalı
Yaşamak yaşarken ölüm cezalı
Kalemi kır sayfayı çevir, cezayı kes
Ah çok da gençti desin isterse herkes
Kime vuslat, kime korku, kime pamuk
İnsani değerler ayak altında yamuk yumuk
Geldik gördük ki dağlardan sonrası çukur
zirvede yalnızlık çukurda egolar fokur fokur
Kaynadıkça kaynıyor kimseden yok şikayet
Suyun içinde olan yanacaktır nihayet
Temiz doğarız ya kirlenerek büyürüz
Katran karasına bulanmış ölürüz
Sor bakalım herkes sütten çıkma ak kaşık
İnsanlık kendi egosuna sırılsıklam aşık
Temizlensin gönül, vicdan, temizlensin dil
Kuyu derin dibini bulacaktır iskandil
O iskandil var ya onun adıdır Bilim
Zirveden savur şekerleri ismi aklıselim
söz etme isteyen istediği kadar alsın
Yere düşenler de sana kalsın
26,12,2021 (Ya nasip)
Görüyorum yine tutuştu Megola idea ateşi
Ne yaparsan yap kaplamaz tüm güneşi
Bu ateş her yeri yakacaktır seni beni herkesi
Yunanı, Rumu, Lazı, Boşnağı, Çerkezi
Aynı tabut, aynı toprak, kimi şehit kimi leş
Sömürü çarkı dönüyor çünkü yakıtı beleş
Bundan köpürtülür ırkçılık Terör bilmem ne bela
Arkadaş olmak için tanış olmalıyız evvela
Ama kırılmalı sana da bana da sallanan parmak
Ne işe yarar ki sonradan günah çıkarmak
Çalıyor yüz yıl sonra yine savaş tamtamları
Çekiyor kendisine iştahlı yamyamları
bir zulm ki, ne sonu bellidir ne başı
Ey oğul doğru değirmenlere su taşı
Sırat-ı Müstakimde çiğnediğin yılan çıyan
Kimdir bunca cana göç yolunda kıyan
Bilmezsin, görmezsin her şeyde vardır bir hesap
Saklıdır, yasaklıdır mürekkebi kan olan bu kitap
Sen göçmen dedikçe bak neden ırkçılık arttı
Bir terazi ki saflaşmış imanı ihanetle tarttı
Cuma hutbesinde vaaz verir ki nice hoca
Irkçısı, Ateisti, İmanlısı, solcusu sağcısı aynı loca
Gözü olana kitap oku, çünkü aklın gıdasıdır oku!
Zaten bakıp görmüyorsan senin için evladır uyku
Aklı evvel sorar kimin gücü yetermiş buna
bir gün biri çıkarak duur diyecektir bu oyuna
İşte o zaman sallanır sırça köşkler, faiz lobileri
Para saymaktır oysa bunların hobileri
Siyaset bağırır faiz güzeldir iyidir
Elli yıllık kambur güzel filan değildir
Ey evlat günü gelince kopacaktır kıyamet
Git abdest al, namaza dur kıyam et
kimine kıyamet kimine cennettir kim bilir
Temmuzda dirilen Çanakkale yine dirilir
temizler ardından sürüklediği güruhu
Bu ruh Çanakkale, Sarıkamış, Amare ruhu
siz ne şanlı, ne imanlı, ne inançlı asker
göz kırpmadan verdiniz emaneti teker teker
böyle yazmış yaradan böylesi münasip
kimine terör kimine darbe kimine ya nasip
25,12,2021 (analardan ağıt)
Evladım bu dava cehalet davası hak davası
Eşeleme her yanından fışkırır hava parası
Şair korkar, yazar korkar, dava kalır yetim
Yol uzun, yolculuk zorlu düşmanları çetin
Yürek ister sağlam, ciğer ister kanlı, vicdan ister canlı
Al şu kalemi eline, vur sayfaya gör bak nasıl heyecanlı
evladım durma yaz, istersen mürekkebi saça döke
Hakkını ara, hakkını bul, hakkını al söke söke
Diline düşmesin birileri gibi lal
diyeyim ki sana helal olsun helal
İşte bu evlat Sırat-ı Müstakim neferi
Yüzünde Demokrasi maskesi Haçlı seferi
Sakın alkışlama bulacaktır onu lanet
Kahvaltı sofralarında konuşulan ihanet
Beyaz Türklerin Erguvanilerin ikameti yalılar
suyu geçmeye çalışan Asyalılar Afrikalılar
Sahipsizdir dava Necip’ten bu yana öksüz
Nesiller yıkılır para önünde çünkü köksüz
Avrupa ortasındaki Bosna’da ne oldu bak
İnsanlık sustu modern düşünce helak
Srebrenitza’yı gören ve susan insanın dili çürür
Fenalık konuşursan toplumda fenalık yürür
Hollandalı topladı Boşnak’tan silahları
Öldür emri vermişti kilisenin ilahları
Toplu mezarlara konuldu binlerce insan
Güldü Berlin, güldü Paris, umursamadı Horosan
Artık oyun zorlu, oyun gizli, Siyaset baş rolünde
Bosna, Kıbrıs, Mora, Hocaali, Kırım kan gölünde
Nerede İslam kardeşliği Müslüman benlik
Başındaki sarıktı, belindeki kuşaktı kefenlik
Laiklik, Şeriat diyerek ekildi kinler
Zaman geçti ve yıkıldı bütün dinler
Kim direniyorsa şimdi ona musallat
Ey dostum Artin bana Musa’yı anlat
Nerede saklı öldürmeyeceksin emri
Düdüklü tencerede yanan Filistinli
Ne kadar yanılgı içindeyse gamalı haç
Senin yüzünden bir dünya insan aç
Yok etme peşindesin milyonluk koca bir halkı
Dönüyor, döndü, dönecek derken siyonist çarkı
Ey Niko! sen anlarsın ayrılalı çok olmadı zira
Benim yüreğim yanıyor sen diyorsun ki çıra
Sana asırlarca hakkını verdim sen ise
Gördüğüm odur ki ele geçirilmiş senin kilise
Asırlarca şarapla takdis ettin, etmedin şükür
Ey padişah efendi kalk şunların yüzüne tükür
özel hukuk, ekonomik ayrıcalık oh ne rahat
Emek üzerinden toplanan kıymetli cerahat
Lakin, iyi kötü bir düzen vardı selam verirdik
delirdikçe çok istedik, istedikçe çok delirdik
Yoo! Hak geçmesin kendime değildir sözüm
Çete kurdun İzmir’e girdin yetmedi mi iki gözüm
İşte Çengelköy kilisenin bahçesindedir camii
Şimdi sana da musallat bana çöken harami
Sömürmek için düşmanlık yaratmak gerek
Aklı başında hele ki gören insanlar seyrek
Bugün atıyor aynı düşmanlık tohumunu
Sararken illet senin oğlunu benim oğlumu
Bu nasıl bela kimsenin neden çıkmıyor çıtı
Kopacak Ege’nin iki yakasında anaların ağıdı
24,12,2021
Gözü açtım kapadım çocukluğumdu demin
bu hayat kendisi sırat anlayana yemin
Geçmek zor kimine, kimine atlayıp zıplayarak
Yaşadıkça öldüm dersin mal mülk toplayarak
Omuzlarımda elli yılın biriken kelamsız yükü
Elime kalemi aldığımda başladı asıl öykü
Okudukça ağırlaştı kalem yazdıkça hafifledi
Sırat-ı Müstakimde doğrulardan söyledi
Oysa görmeseydim kafa gömük olsaydı kuma
Sustuğum meselelerin vebali kızıma oğluma
Bu öykü yeni ama dedemin bana mirası
Kalemi bilirim lakin yalan kimin ihtirası
Benden de sana kalacak oğlum bu tereke
Bir ucu umut bir ucu gaflet, ha gayret çeke çeke
Senin kavgan cehaletle umut yok demeyeceksin
Okuyarak, yazarak, savaşacak bu illeti yeneceksin
köşe başını tutmuş ve yürüyen insan cesetleri
geveze kurnalar ne bilsin bu icralık siyasetleri
Bu yüzden kimse söylemez Ruanda’da olanları
Mermiye hasret ölmek için yalvaranları
Her mermi için verilen hava parasını
Tapılan Batının yüz karasını
Kim söyleyecek Hollandalı askerlerin kaçmasını
Srebrenitza’daki gibi soykırıma kapı açmasını
Ölümden değil satırdan kaçan insanları
Siyah Müslümanları, Afrikalı Hristiyanları
dine göre değil ayrım, yüz yıl çalışmışlar
O zengin bu fakir lafına halkı alıştırmışlar
batı profesörü olmuş bu siyasetin
sahibidir içine kurduğu verasetin
sen semere hayır demezsen vururlar semer
faizle, dolarla, bankalarla kanını emer
Konsolosluklar baş rolde oyuncu yerli halk
Sana rahmet okunuyor kalk Ebu cehil kalk
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.