Seviyorum, Böyle ifade ederiz genellikle deðil mi sevgimizi. Seviyorum, seni seviyorum, seni çok seviyorum...
Tamam, tamam "Sevgi Neydi"diye baþýnýzý þiþirmeyeceðim. Neyse ki hâlâ sevginin kokusunu alabiliyor, çok ama çok sevebiliyorum.
Mesela doðallýðý seviyorum þeksiz koþulsuz. Dýþýna bakýp içini aldanmýyorsun hiç olmazsa. Ýçi dýþý bir oluyor çünkü doðal olan her þeyin.
Doðanýn da doðal kalabildiði kadarýný sevebiliyorum; o kadar. Ýçimde kalan yaþama sevincini Doðanýn iþgalcisi deðil de parçasý olarak görmemi baðlýyorum. Parçasý olan nasýl sevmesin ki bütününü; Bütünümün her bir ayrýntýsýný tek tek seviyorum.
Mesela þimdi trendeyim; Camýndan rastgele bakarken Murat Daðý’nýn zirvesinden baþlayýp Dünden kalan yaðmur bulutlarýný kuþatan kýzýlýn her tonunu seviyorum.
Bugün görme þansýnýz varsa þöyle bir bakýn, Yoksa da en azýndan gözünüzü kapatýp hayal edin renklerini. Kýzýlýný, Turuncusunu, Sarýsýný, Gök mavisini, Daha koyusunu, Lacivertini Ve Bulutlarla birlikte yine yeniden büründüðü kýzýllýðýný... Bir þehirden bir þehre uzanan, birbirine giren renk cümbüþünü. Ne kadar güzeller deðil mi; bayýlýyorum.
Trenle yaptýðým her yolculuðumun sonunda Karþýmda duran Çubukdaðý’ný seviyorum mesela. Öyle sýradan bir manzaraymýþ gibi gelmesin size; Önümde çýplak kavak aðaçlarý, Yalnýz bir servi, Çok gövdeli bir çýnar, Birkaç yenidünya, Yemyeþil dallarýyla mandalina aðaçlarý, Kýr çiçekleri, Ýlerledikçe daðýn eteklerinde zeytinlikler, Zirveye çýkýldýkça makilikler, Kuþlar, Börtü böcekler, Daha neler, neler var. Nasýl sevilmez ki bu manzara; huzur buluyorum.
Birbirini kýrmadan, Hoþgörüyle, Mütevaziliði de býrakmadan Ön yargýdan uzak Her varlýðý barýndýrdýðýný bilmek sevgimi bir kat daha arttýrýyor.
Saðýmda, kaç asýrlýk çam aðacýna yuva yapmýþ sincap; Mesela onu çok seviyorum. Koþarken dönüp dönüp arkasýna bakýyor, Bir çýrpýda aðaca çýkarken Bir anda gözden kayboluyor.
Bana, baþkasýna zarar vermeden Yalnýzca rýzký için koþuþturanlarý hatýrlatýyor. Hýzlý hareket etmesini de Kendisini ve ailesini koruma güdüsü olsa diye düþünüyor, Böyle yorumladýkça bir baþka seviyorum onu.
Sabahýn esenliðinde yürürken kent merkezine doðru Özellikle sol yanýmý daha çok seviyorum. Orada tüm heybetiyle duran, Unutulmayý yüz tutmuþ bir tarihe bakýyorum çünkü. Yaþýný siz iki yüz ben beþ yüz diyeyim o kadar yaþlý. Ulu çýnarlarým ve de dutlarým...diyorum çünkü benim; Sahipleniyorum iþte, her birini çok ama çok seviyorum.
Serçe, Kumru, Saksaðan, Karga Ve adýný dahi bilmediðim kuþlarýn Býcýr býcýr konuþmalarý kulaðýma çalýnýyor. Sabah sabah konuþacak ne buluyorlar bu kadar diye de merak etmiyorum deðil hani. Biliyor musunuz merakýmý celbeden bu sesleri de çok seviyorum.
Farklý cins ve ýrklardan canlýlarýn bir arada olup Çatýþmadan, Savaþmadan Eh, kavga etmeden yaþayabileceðini görmek... Bunu görebilmeyi çok arzu ediyorum.
Bu atmosferin bende uyandýrdýðý, Ýçimde iþte tam þuramda pýr pýr ettirdiði, Tüylerimi diken diken yapan, O coþkuyu, Coþkunun bana kattýðý taþkýnlýðý seviyorum. Göz torbalarým doluyor o zaman Ardýndan yanaklarýmdan süzülüyor bir kaç yaþ; Akýttýðým her bir damlamý özümsüyorum.
Bana bu hisleri yaþatan Ömrümü yollarýnda geçirdiðim, Bu güzel kenti, Buharkent’i olduðu gibi seviyorum.
Seviyorum! Seviyorum! Seviyorum! Sevgisini gönlüme nakþedeni Her þeyden çok SEV-Ý-YOR-UM. Sosyal Medyada Paylaşın:
Mesut Tütüncüler Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.